Paylaş
Bu nasıl iştir? Milletin vekilleri ne yapmaktadır? Refah ve DYP neyin peşindedir? DYP Şanlıurfa milletvekili Sedat Bucak'ın dünkü gazetelerde yer alan sözlerine bakınız:
‘‘Bir gün konuşursam, çok hayat değişir. Bir ay içinde konuşacağım...’’
Konuş be kardeşim! Niye bir ay daha bekleyeceksin? Şimdi konuş, ne biliyorsan ve eğer anlatabiliyorsan anlat. Kimin yaşantısı değişecekse değişsin.
Bu nasıl milletvekillidir ki, bir yanda ismi Susurluk çetesinde geçmekte, öte yanda birilerini ‘‘Konuşmakla’’ korkutmakta, ama ağzını bile açmamaktadır.
Susurluk olayı sonrasında ekranlara çıktığında hiçbir şey bilmediğini, hiçbir kirli olaya karışmadığını açıklamıştı. Şimdi ise çok ters anlama gelecek laflar söylüyor.
O halde buyursun, dokunulmazlığının kaldırılması için girişimde bulunsun.
***
Meclis'teki milletvekilleri, dokunulmazlık kapsamının daraltılmasına ilişkin anayasa değişikliği önerisini önceki gece reddetti. Kabul için 367 oy çıkması gerekiyordu. Rakam maalesef 300'de kaldı.
Demek ki, oylamaya katılan ve katılmayan tam 250 milletvekili kıvırtmış oldu.
Refah Partisi, olumsuz oy vereceğini daha önce zaten açıklamıştı. DYP milletvekillerinden bir bölümü ile diğer partilerden de birileri ret oyu verdiler ve rakam böylece 300'de takıldı.
Bu hadise bir kez daha gösterdi ki, bu Meclis bitmiştir. Bu Meclis saygınlığını tamamen yitirmiştir. Daha öncekilerden hiçbir farkı kalmamıştır.
Bir Meclis ve o çatı altında görev yapan milletvekilleri düşünün ki, hırsız milletvekillerinin dokunulmazlık zırhı kalkmasın diye oy kullanıyorlar!
Bu bir rezalettir. Meclis adına, Refah Partisi, DYP ve olumsuz oy kullanan tüm milletvekilleri adına utanç verici bir durumdur.
Örneğin DYP Isparta milletvekili Ömer Bilgin'in yolsuzluk dosyaları tavana yükselmiştir. Bu şahıs dokunulmazlık zırhının ardına saklanmış durumdadır. Hakkında hiçbir işlem yapılması mümkün değildir.
Aynı şahıs, anayasa değişikliği önerisi önceki gece reddedildikten sonra Meclis'te arkadaşlarıyla sarılıp öpüşmüş ve oylama sonucunu kutlamıştır!
Biz böyle bir Meclis'e, böyle milletvekillerine nasıl ve hangi saygıyı duyacağız?
Demokrasi bu mu?
Demokrasi, bu gibi adamların oyuncağı mı?
Burada demokrasi oyunu mu oynuyoruz?
***
Burada bir kez daha soruyorum:
Refah Partisi önceki gece yaptığının hesabını millete nasıl verecektir? Ne diyecektir?
‘‘Ey müminler, biz patates dininden olmadığımız için hırsız, rüşvetçi, zimmetçi, kaçakçı milletvekillerini korumak için oy kullandık! Ama yine de, cennetin anahtarı bizde!..’’
Yazıklar olsun bunlara. Gerçekten yazıklar olsun.
Ya Tansu'nun DYP'sine ne demeli?
Tansu göstere göstere ‘‘Kabul’’ oyu kullanıyor ama milletvekillerinden pek çoğu ‘‘Ret’’ oyu veriyor.
Tam bir danışıklı dövüş, tam bir komedi, tam bir rezalet.
***
19 Kasım Çarşamba günü burada çıkan yazımda aynen şöyle yazmıştım:
‘‘Milletvekilli dokunulmazlığına kısıtlama getirilmesi bugün Meclis'te görüşülecek. Bu konudaki anayasa değişikliğinin kabul edilmesi için 367 oy olması gerekiyor.
Bunun sağlanacağını sanmıyorum.’’
Aynı şeyi salı gecesi NTV ekranında da söylemiştim.
Kahin, müneccim falan değilim. Gaipten haber almıyorum. Ama bunların ciğerinin içini biliyorum.
Bunların pek çoğu, Meclis çatısı altında sadece ve sadece kendi kişisel ve parasal çıkarları için vardır. Dünya, Türkiye umurlarında bile değildir.
Ancak bu son oylamadan en zararlı çıkan parti, kesin olarak Refah'tır. Onu DYP izlemektedir.
Refah'a oy veren dürüst ve iyi niyetli vatandaşlarımız, şimdi her karşılaştıkları yerde parti militanlarına ve milletvekillerine şu soruyu sormalıdır:
‘‘Hırsız, rüşvetçi, zimmetçi, dolandırıcı, kaçakçı, sahteci milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasına niçin ve hangi gerekçeyle karşı çıktınız?..’’
Bunun yanıtını hiçbir zaman alamayacaklardır!
***
Dünyanın hiçbir ülkesinde bizde olduğu gibi geniş kapsamlı bir dokunulmazlık zırhı yok. Dokunulmazlık, milletvekilinin kürsüde söylediği sözleri, onun fikirlerini kapsar.
Aslında o bile bir tartışma konusudur. Suç olan bir fiil kürsüden övülürse, insanlar örneğin ırk ve mezhep ayırımı yapılarak kışkırtılırsa, Türkiye'nin bölünmesi kürsüden savunulursa, acaba bunlar dokunulmazlık kapsamına girmeli mi?
Bırakalım işin o yanını bir yana, biz hırsız, rüşvetçi, zimmetçi, kaçakçı, dolandırıcı milletvekillerinin dokunulmazlığına bile kısıtlama getiremiyoruz. Bizim Meclisimiz, bunu bile sıkılmadan reddediyor!
Önceki gece yapılan oylamanın sonucu, bütün Türk milletine hakarettir. Ağır bir hakarettir. Dahası, Meclis'in zaten olmayan saygınlığı, yeni bir yara daha almıştır ve bu yaranın kapanması mümkün olmayacaktır.
Şimdi tek tesellimiz, bu anayasa değişikliği önerisinin -Anayasa uyarınca- önümüzdeki hafta Meclis'te bir kez daha görüşülüp oylanacak olmasıdır.
Refah Partisi ile DYP bu bir hafta içinde akıllarını başlarına toplarlar mı?
Hiç sanmıyorum ama yine de öyle olmasını diliyorum.
Paylaş