ELİME geçen bir kitabı okumaya koyuldum! İçinde, ülkemizin nereye sürüklendiğini gösteren bölümler var. Kitabın adı:
"Ekranın Büyüsüne Kapılmadan"
Yazarının adını hiç duymamıştık: Abbas Abalı!
Kitapta öyle şeyler var ki, insanı yerinden hoplatmaya yetiyor... Çünkü kitap baştan aşağı İslami radyo-televizyonu savunuyor.
Merak edip soruşturduk. Kimdir bu Abbas Abalı? Böyle biri yok. Demek ki takma isimle yazılan bir kitap. Bu şahsın kim olduğunu doğrusu merak etmiştik.
Çiğdem Toker hadiseyi araştırdı. "www.kameraarkasi.org" sitesine girince gerçeğe ulaştı. Sözü edilen kitabı takma isimle yazan kişinin adı Muhsin Mete idi.
Sonra çorap söküğü başladı. Muhsin Mete, RTÜK’ün AKP’li üyeleri tarafından seçilip hükümete TRT Genel Müdürlüğü için gönderilen üç isimden biriydi.
Kendisi halen TRT’de Yayınlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapıyor. TRT’nin giderek nasıl dini kanal olduğunu buradan yola çıkarak hep birlikte izliyoruz!
* * *
Şimdi kitaptan bazı alıntılar yapalım:
"Yıllarca cami hoparlörüne karşı çıkan zihniyet..."
"Müslümanlarca il ve ilçelerde pek çok radyo ve televizyon kuruldu. Dört koldan İSLAM GEMİSİNİ yüzdürmeye koyulduk."
"(Televizyonlar için) Düşünülecek çözüm, dini bir kanal oluşturmaktır..."
"Resmi radyomuz (TRT) demokrat olmak yerine cumhuriyetçi olmayı tercih etmiştir. Laik ve KEMALİST olmak din programlarında bile ihmal edilmemiştir. Resmi radyonun 70 yıllık REJİM ÇIĞIRTKANLIĞINDAN gına getirenler..."
"Lokman Suresinin 6. ayetinde şöyle buyurulmaktadır..."
"TRT kuruluşundan bu yana kültürel değerlerimize sırtını, Batılı değerlere yüzünü dönmüştür. Bu tavrını sola ve KEMALİZME yaslanarak sürdürmüş, sağ iktidarlara ayakbağı olmuştur."
"Milli Güvenlik Kurulu direktiflerine uymak ve siyasi otoriteye boyun bükmekle kamu hizmeti yapılmaz. Olsa olsa PAŞALARIN, beylerin saltanatına hizmet edilir."
"Televizyonlarımız LAİK, Batıcı ve liberal değerleri empoze eden yayın anlayışını benimsemiş durumdadır."
"Dini yayınlar televizyonlarımızın en yetersiz ve zayıf kaldığı yayın türüdür."
"TRT dinsiz radyo televizyon imajı yaratmamalıdır. Ülkemizde son yıllarda İslami eğilimler artmakta, İslamcı olduğu varsayılan bir parti seçimden birinci çıkmakta, buna rağmen TRT’deki dini yayınlar azalmaktadır. Bu uygulamalarla MALUM ÇEVRELER ve LAİKPERESTLERE HİZMET EDİLDİĞİ sanılıyorsa da, bu yayınların hiç yapılmaması daha iyidir."
"Asıl olan din programları yayınlamak değil, mihenk taşı DİN olan bir yayın anlayışını benimsemektir."
"İlahi kanunlar (din kuralları) dışında kalan kanunlara (devletin kanunlarına) mükemmeliyet izafe edemeyiz. (Mükemmel göremeyiz.)"
* * *
Şimdi soruyorum: Bu sözleri takma isimli kitabında yazan şahıs halen Yayınlardan Sorumlu TRT Genel Müdür Yardımcısı olan Muhsin Mete midir, değil midir? TRT’yi elbirliği ile bu doğrultuda mı yönetmektedirler?
Dikkat ediniz, şimdiki Genel Müdürvekili Ali Güney de köy imamı.
RTÜK genel müdürlük için üç aday belirleyip hükümete gönderdi, biri Muhsin Mete.
Arkadaşımız Çiğdem Toker bu şahsı aradı ve aralarında şu konuşma geçti:
- Bu kitabı takma isimle siz mi yazdınız?
- Ne amaçla ilgileniyorsunuz?
- İnternet sitelerinde bu bilgi veriliyor.
- Ne evet derim ne hayır derim. Doğru veya yanlış demiyorum. Siz nasıl değerlendiriyorsanız öyle değerlendirin.
Bu sözlerin Türkçe’ye tercümesi "Evet ben yazdım" oluyor.
* * *
Şimdi ben de burada kendisine soruyorum ve açıkça yanıt vermesini bekliyorum:
Bu kitabı siz mi yazdınız?
Şu anda TRT’de Yayınlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapıyorsunuz. Yukarıdaki görüşlerinizi TRT yayınlarına hangi hakla yansıtıyorsunuz?
Sevgili okuyucularım, TRT’yi gerçekten de din kanalı yaptılar. Hangi kanalını açsanız dini yayın var. Buna diziler, filmler, söyleşiler, Arapça yazılar ve levhalar, Osmanlıcılık, padişahçılık, her şey dahil. Üzerine iktidar borazanlığını da ekleyin.
Bu kafayla TRT’nin izlenilirliğini en alt düzeye indirdiler.