Bir Ömer Çelik kurbanı

ÖMER Çelik iktidar partisi AKP’nin milletvekili.

Günlerden bir gün THY ile uçacak. Bagajları 20 kilodan fazla geliyor. Yolcu hizmetleri memuru Selçuk Kaplan kendisinden fazla bagaj ücretini almak istiyor. Ömer Çelik kendisini tanıtıyor, milletvekili olduğunu söylüyor ve fazla ücret ödemeyeceğini bildiriyor. Aralarında tartışma çıkıyor.

Şimdi Selçuk Kaplan’dan birkaç gün önce aldığım mesajı okuyalım:

"THY’de 19 yıl şerefiyle görev yaptım. İki yıl önce sayın milletvekilimiz Ömer Çelik tarafından, işim gereği fazla bagaj farkı istediğim gerekçesiyle görevime son verdirildi. 19 yıllık emeğim sona erdi. Sonra mahkemeye başvurdum ve kazandım. Buna rağmen beni göreve başlatmıyorlar.

Vatanını seven bir ailenin çocuğuyum. Askeri pilot olan ağabeyim iki yıl önce İstanbul’da şehit düştü. Ardından diğer ağabeyimi ve babamı kaybettim. Şu anda işsiz geziyorum. 80 yaşındaki anneme Artvin’de akrabalarım bakıyor. Yaşadıklarımı sizin aracılığınızla kamuoyu ile paylaşmak istiyorum."

***


Selçuk Kaplan’ı aradım, belgelerle birlikte dün gazeteye çağırdım. İşte size bir belge... THY tarafından kendisine gönderilen 12 Aralık 2003 tarih ve 11753 sayılı yazı:

"2 Aralık 2003 tarihli Teftiş Kurulu raporunda 30 Ağustos 2003 tarihinde Milletvekili Sn. Ömer Çelik’le fazla bagajı nedeniyle bir gerginlik yaşadığınız ve bundan önce de benzer sebeplerle uyarıldığınız ve müteaddit (çeşitli) disiplin cezaları aldığınız tesbit edilmiş olup agresif (saldırgan) kişiliğinizin mesainizi olumsuz etkilemesinden dolayı şahsınızdan yeterli verim alınamadığı anlaşıldığından, 4857 sayılı İş Kanunun 17, 18 ve 19. maddelerine göre kıdem tazminatınız ödenerek sözleşmenizin feshi düşünülmektedir.

Konu hakkındaki savunmanızın işbu yazımızın tebliğinden itibaren 5 gün içinde tarafımıza verilmesi hususunu rica ederiz."

İşin ciddiyetsizliğine bakın! Önce kararı bildiriyorlar, sonra savunma istiyorlar!

***

Selçuk Kaplan’
a bu kovulma olayının nasıl olduğunu sordum. Anlattı:

"Yolcu hizmetleri memuruydum. Bir gün hiç tanımadığım Ömer Çelik bagajıyla geldi. Fazla bagaj parasını istedim. Milletvekili olduğunu, bu parayı vermeyeceğini söyledi. ’VIP’ten geçsem bu parayı ödemezdim’ dedi. Tartıştık. Parayı almakta ısrarcı oldum. Bana hitaben ’Terbiyesizlik yapma lan, ben milletvekiliyim’ diye bağırmaya başladı. İsmimi sordu. Benim yanımdan Genel Müdürü arayıp ’şu dangalağı soruşturun ve işine son verin’ diye talimat verdi.

Kovuldum! Mahkemeye başvurdum, dava açtım ve kazandım. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Esas 2005/2634 sayılı kararı ile mahkeme kararını onayıp kesinleştirdi. İşe alınırsam diye, bankadaki tazminat paramı çekmiyorum.

Mahkeme kararına rağmen beni işe başlatmıyorlar. Bu nasıl adalet anlayışıdır, nasıl hukuk devletidir?"

THY
tebligatında Selçuk Kaplan’a daha önce de disiplin cezaları verildiği, uyarılar yapıldığı belirtiliyor. Bunu kendisine sordum. Yanıtı ilginçti:

"Araştırabilirsiniz. Böyle bir şey asla yok. Yaptıklarına kılıf hazırlamak için öyle yazmak zorunda kalmışlar. Zaten beni Disiplin Kurulu kararıyla kovmadılar. Oraya sevk edilmedim. Yönetim Kurulu kararıyla çıkardılar. THY’de 19 yıllık şerefli hizmetimi emekli olmama çok az bir süre kala, bir milletvekilinin kaprisi uğruna bir anda yok ettiler. En ufak bir suçum olsa tazminatsız kovarlardı."

***

Olayı size belgelerle aktardım. Zaten bu olayın gelişimi de Kaplan’ın anlattıklarını doğruluyor. Madem suçludur, niçin tazminatı ödenerek kovulmuştur? Madem suçludur, niçin Disiplin Kurulu’na sevk edilmemiştir?..

Ve madem kesinleşmiş yargı kararı vardır, niçin uygulanmamaktadır?

Bir soru daha: AKP milletvekili Ömer Çelik’in vicdanı şimdi rahat mıdır?

Son soru: Bu yapılanlar, bu haksızlıklar, bu işten çıkarmalar, acaba bay başbakanın kendisine çok yakışan bir dille ifade ettiği "kaşarlı kadrolaşmanın" bu dönem uygulamalarından sadece biri midir!!!
Yazarın Tüm Yazıları