Emin Çölaşan: Banker Kastelli'den mektup var

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

KAMUOYUNDA Banker Kastelli olarak bilinen Cevher Özden'den aldığım iki mektubu kısaltarak ve harman ederek size iletiyorum. Karar sizindir.

‘‘1982 yılında batırıldığım zaman hiç kimseye bir kuruş borcum yoktu. Yurtdışında param, malım yoktu. Buna rağmen beni kamuoyuna Sülün Osman, Koskotas olarak tanıttılar ve batırdılar.

Aleyhimde bir tek müşterim bile şikáyette bulunmadı. 560 bin müşterim ve 3.5 milyar dolarlık protföyüm vardı ama bir kuruş borcum yoktu. Tasfiye işlemleri bitti ve o günün parasıyla 165 milyon dolar artan paramı, sokak bankerlerinin dolandırmış olduğu tasarruf sahiplerine dağıttılar.

Bunun dışında, taşınmaz mallarımı elimden yok pahasına ve zorla alıp tasfiye masasına koydular. Bütün bunların bana reva görülmesi insanlığa sığar mı?..

Şimdi ortada bir gerçek var. Murat Demirel, Hayyam Garipoğlu ve Nail Keçili tutuklandılar.’’

Cevher Özden mektuplarında, içi boşaltılan bir bankanın sahibinden söz ediyor. İsim vermiyor ama sözünü ettiği kişinin batık Yurtbank'ın sahibi Ali Balkaner olduğu anlaşılıyor. Özden şöyle diyor:

‘‘Ama size bir gerçekten bahsedeyim. Bu kişi 500 trilyon götürdü. Kamuoyunda büyük acılar ortaya çıktı.

Şimdi bu adamın bugünkü yaşantısına bir bakınız!

Size yazıyorum ve yazdıklarımın tamamı gerçektir. Dünkü yaşantısından hiçbir ödün vermedi. Hiçbir değişikliği yok. Aynı villada yaşıyor, şirketlerinin çalışmasını aynı binada devam ettiriyor.

Altındaki 300 milyarlık zırhlı arabasını banka genel müdürlüğünün kapısına çekiyor. Özel uçağı kendisini havaalanında bekliyor.

15 milyon dolarlık yatı Fransa'da Nis Limanı'nda demirli. Malikanesi de orada. Serveti, antikaları, tabloları, parası, hepsi yerli yerinde duruyor.

Bir süre önce Yaşarbank'a olan borcundan dolayı villası satılıyor ama bu villayı ortağı olan Vedat Moreno alıyor. Ve kimse sesini çıkarmıyor!

Bu nasıl tezgáhtır kardeşim!

Allahaşkına, bunlara yapılan kıyak nereden kaynaklanıyor? Bunu niye dile getirmiyorsunuz?

Bir araştırın adamın hayatını, bakın daha neler göreceksiniz. Şimdi bu satırları size yazmakla ben de ispiyoncu durumuna düşüyorum. Bunu da kendime yediremiyorum. Ama diğer taraftan da bana yapılan zulme isyan ediyorum ve bunları gündeme getirmek için kendimde hak buluyorum.

Size çok kısaca yazdım. Eğer kurcalanacak olursa, bu şahıs Murat Demirel'i 50 defa katlar. 1992 yılında mahkeme kararıyla resmen iflas etmiş ve sonra iflasını kaldırmasına rağmen 1992'den bu yana bu hale nasıl gelmiş? Bu adamın üzerine niçin gidilmiyor?

Bankaları hortumlayan daha niceleri var ama onlar için kimse bir şey yazmıyor ve söylemiyor. Devletimiz bunları uzaktan seyrediyor, ben de burada çıldırıyorum.

Bir kuruş hortumlamadığım halde 10 ay hapis yattım. Bu nasıl hukuk devletidir ki, geçmişte bana yapılanın binde biri bile bunlara yapılmıyor.

Size içimi döktüm, beni bağışlayın...’’

***

Cevher Özden haksız mı? Türkiye'de genel bir uygulama var. Çok kötü bir uygulama. Her rezaletten sonra bazı günah keçileri bulunur ve ortaya bunlar atılır. Bunların üzerine gidilir.

Genç kuşaklar anımsamaz, 1980'li yılların başında Türkiye'de büyük bir banker skandalı yaşanmıştı. Bir sürü sokak bankeri halkın parasını aylık yüzde 10 faizle toplamış ve sonra iç etmişti. Yüzlerce üçkáğıtçı banker arasında sadece iki kişi içeri atılmıştı.

Cevher Özden ve Banker Yalçın olarak bilinen, daha sonra öldürülen 18 yaşındaki çaycı Yalçın Doğan. Ben bunların kitabını yazmıştım: ‘‘Banker Skandalının Perde Arkası’’... ‘‘Yalçın Nereye Koşuyor’’... ‘‘Yalçın'ı Kim Kurtaracak’’.

Geçen yıl yaşadığımız deprem felaketinde binlerce ev ve site çöktü. Bu kez de bir tek günah keçisi vardı, Veli Göçer. Öbür müteahhitlere hiçbir şey yapılmadı.

Şimdi banka rezaleti yaşıyoruz. Bundan önce batırılan banka sahiplerinin hepsi paçayı kurtardı. Onlara hiçbir şey yapılmadı.

Lütfen burada da işi birkaç günah keçisine ihale edip diğer batakçıları unutmayalım. Aksi takdirde bu banka vurgunları devam edip gidecektir.

Şimdi içeride olan Murat, Hayyam ve Nail tamamdır da, hepsi bu kadar mı?

ÖMER ÇAVUŞOĞLU'NUN AÇIKLAMASI

1980'li yıllarda batan Hisarbank'ın ortaklarından, Fazilet milletvekili Nazlı'nın abisi, iş bitirici genç yetenek Mehmet Ali Ilıcak'ın dayısı Ömer Çavuşoğlu açıklama göndermiş. Özetliyorum:

‘‘Muhterem efendim, ortağı olduğum Hisarbank'ın mali bünyesinin zayıfladığı ifade olunarak Ziraat Bankası'na devredilmiştir. Bu işlem sonrasında Hazine tarafından açılan dava ‘‘olayda sorumlu tutulamayacağımız, sorumluluğumuzu gerektiren işlem ve ilişkimiz saptanmadığı’’ gerekçesiyle İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından reddedilmiş ve karar Yargıtay tarafından onanmıştır. Ortada uçan kaçan para yoktur.’’

İşte size bir ‘‘hukuk’’ örneği daha! Banka boşaltılıyor, devlete devrediliyor, bugünkü değerle trilyonlarca borcu devlet tarafından ödeniyor, ama sahipleri hakkında açılan dava reddediliyor! Helal olsun!

Tüh bizlere ki, zamanında banka kurup içini boşaltmayı akıl etmemişiz!

Yazarın Tüm Yazıları