GEÇTİĞİMİZ Kurban Bayramı, hava çok soğuk. Ankara'nın fakir semtlerinde okul çocuklarına önceden haber gönderiliyor:
‘‘Melih Gökçek amcanız size top hediye edecek. Almak isteyen anne babasıyla gelsin.’’
Gelsin ki, kalabalık olsun! Yüzlerce çocuk meydanlarda İ. Melih'in gelişini titreyerek bekliyor. Yanlarında anneleri, babaları. Bedava top verecek! Kimin parasıyla? Kamunun parasıyla! Bu amaçla belediye tarafından yaklaşık 500 milyar liralık top alındı.
Küçücük çocuklar o soğukta bekletilirken kendilerine hoparlörle direktif veriliyor: ‘‘Melih amcanız gelince alkışlayın haaa, bağıracaksınız...’’
Otobüsler saatlerce gecikmeden sonra geliyor. Amigolar çocukları bağırtıyor. Sonra otobüslerden aşağıya toplar atılıyor.
Manzara düşündürücü, vahim. Küçücük çocukların sırtından siyaset yapılıyor, bu görüntüler akşam, kendi adına yayın yapan yerel kanalda ‘‘haber’’ olarak yayınlanıyor.
‘‘Çocuklar Gökçek'e büyük tezahürat yaptı.’’
Devlet beş kuruşa muhtaç, bütün harcamalarını kısmış. Öte yanda ise İ. Melih, kendi siyasal çıkarları için 500 milyar liralık top alıyor, çocukların sırtından siyaset turları atıyor.
* * *
Şimdi bir başka boyuta bakalım. Ankara'da büyük bir sitenin yöneticisiRüstem Öztürk yazıyor:
‘‘Belediye'nin doğalgaz fiyatlarında bilgisayar ayarıyla oynayıp vatandaşı nasıl aldattığını size iletiyorum. Doğalgazın Ankara'da satış fiyatı 315 bin 151 lira. Ekteki faturadan da anlaşıldığı gibi, 1 Mart günü aldığımız doğalgazı bize 327 bin 759 liradan sattılar. 89 bin 776 metreküpte 1 milyar 131 milyon liramız fazladan alındı.’’
Dün faturayı hesapladık, rakamlar doğru çıktı. Başka sitelere sorduk, onlardan da aynı fiyat alınıyor. Doğalgaza yeni zam gelmemiş. Vezne kuyruklarında insanlar itiraz ediyor ama kimin umurunda!
Vatandaş göz göre göre kazıklanıyor, soran yok.
Ankara ve diğer doğalgazlı illerimizde yaşayanlar dikkat: İlinizdeki fiyatı yeniden öğrenin ve gelen faturaları iyi kontrol edin.
Enerji Bakanlığı ve BOTAŞ dikkat: Buna göz mü yumuyorsunuz? Sizin açıkladığınız fiyatlar göstermelik mi?
* * *
İ. Melih, kaç zamandır ısrarla yazdığım gibi, Demokrat Parti isimli bir tabela partisine ‘‘dev kadrosuyla’’ girecek, kendini genel başkan seçtirecek ve orada siyaset yapıp ‘‘iktidara’’ gelecek! Gerçi ‘‘dev kadronun’’ ismi var cismi yok ama olsun varsın! Bu kadarcık kusur kadı kızında bile olur.
İ. Melih diyor ki: ‘‘Yaptırdığım anketlerde ikinci çıkıyorum.’’
Helal olsun! Fakat ben birinci çıkmasını beklerdim!
* * *
Belediyenin, yani kamunun paraları İ. Melih tarafından bakınız nasıl harcanıyor! İşin temeli uzun süre önce atıldı. Tabela partisi Demokrat Parti'nin adamları, Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne Melih tarafından alınıp maaşa bağlandı. Şimdi vereceğim birkaç örneği lütfen ibretle okuyunuz:
Genel Başkan Yardımcısı Cemal Şen, şu anda İ. Melih'in danışmanı!
Genel Başkan Yardımcısı İsmail Temizkök, BELYA isimli belediye şirketinin genel müdürü ve İ.Melih'in danışmanı!
Genel Başkan Yardımcısı Fikret Çıtak, İ. Melih'in danışmanı.
Genel Başkan Yardımcısı Mücahit Yağmur, yine İ. Melih'in danışmanı ve ANKET isimli belediye şirketinin genel müdür yardımcısı. İ. Melih'in iktidar olacağını gösteren ‘‘bilimsel’’ anketleri hazırlıyor!
Genel Başkan Yardımcısı Ali Özkaya, belediye iştiraki olan AHİKENT yapı kooperatifinin avukatı.
Genel Sekreter İrfan Dinç, belediye şirketi METROPOL'ün genel müdür yardımcısı.
Genel Sayman İbrahim Akyol belediye şirketlerinde yönetici.
Manzarayı gördünüz mü! Sen tabela partisinin elemanlarını tam kadro işe alacaksın, maaşa bağlayacaksın, sonra da o göstermelik partiye girip yakında kendini ‘‘genel başkan’’ seçtireceksin!
Milyonlarca insanımız işsizliğin pençesinde kıvranırken, Ankara'da kamunun paraları böyle, İ. Melih'in siyasal çıkarları uğruna harcanıyor. Gören, soran, ilgilenen yok.
Bir yanda IMF tepemize binmiş çullanıyor, kemerler sıkılıyor, devlet harcamaları kısılıyor, yatırımlar duruyor, insanlar işinden oluyor, öte yanda ise kamunun parası bir şahsın siyasal çıkarları uğruna şakır şakır harcanıyor.
Ankara Büyükşehir Belediyesi devlet içinde devlet olmuş, Cumhurbaşkanı, Başbakan, hükümet, Ankara milletvekilleri, hiçbirinden tık yok!
Emin Çölaşan'ın notu:
Pazar günkü yazımda, Mehmet Ali Birand'ı sahtecilikten yargılayan 17. ve 18. Asliye Ceza mahkemelerinden Asliye Hukuk mahkemeleri diye söz etmişim. Dalgınlığım nedeniyle özür diliyorum.