‘Allah rızası için yavaş gidin...’

Anımsayınız, TCDD Genel Müdürvekili kaza sonrasında yaptığı açıklamada ‘Allah’ın Takdiri’ demişti. Onlar önlem almamış, işi başıboş bırakmış, kaza sonrasında bunu söyleyip suçu Allah’a fatura etmekten çekinmemişti.

Şimdi elimde yine basında çıkmış bir haber var. Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir şey olamaz.

Açın 5 Temmuz 2004 Pazartesi günkü Türkiye Gazetesi’ni. Çevirin 7. sayfayı ve kocaman haberi okuyun!

TCDD Genel Müdür Yardımcısı Erol İnan, hızlandırılmış tren makinistlerine aynen şu çağrıda bulunuyor:

‘Yolcunun psikolojisi bozuluyor. Allah rızası için yavaş gidin.’

Böyle bir ‘yönetim’ anlayışı, hiç kuşkunuz olmasın, Suudi Arabistan, İran, Afganistan gibi ülkelerde bile olamaz.

Sen hızlandırılmış mı, hızlı mı, adı her ne ise trenleri sefere koyacaksın, Başbakan kafasına trenci şapkası geçirip ilk sefere yol verecek...

Ve sen makinistlere kazadan günler önce ‘Allah rızası için yavaş gidin’ diye çağrıda bulunacaksın! Hem de basın aracılığı ile!

Demek ki bunlar olacakları önceden biliyormuş. Fakat hiçbir önlem almamışlar.

Böyle bir yönetim anlayışına, ‘Allah rızası için yavaş git makinist’ çağrılarına 2l. yüzyılda, bilim çağında tanık olmak utanç vericidir. Yüz kızartıcıdır.

Kaza sonrasında 37 masum insanın cesedi üzerine oturup ‘Takdir Allah’ın diyenler, istasyonlara ‘inekler hızlı trene karşı çıkıyor’ diye kocaman karikatürler astıranlar da aynı sorumsuz kafalardır.

Şu anlattıklarım ülke yönetiminde laçkalığın, umursamazlığın, ehliyetsizliğin somut belgesidir.

İlahların kurbanı olarak seçilip içeri atılan zavallı makinistleri yargılayacak mahkemeler bunları dikkate almakla yükümlüdür.

* * *

Hükümet şov yapsın diye alınan siyasi karar sonrasında işlenen tren cinayeti gündemden düşmek üzere. Birkaç gün sonra bunu da tümüyle unutmuş olacağız.

‘Zoru görünce istifa etmem’ diyen Ulaştırma Bakanı, onun yakını TCDD Genel Müdürü, makamlarında oturmayı sürdürecekler. O makamlara İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden sadece ve sadece Recep Tayyip Erdoğan’ın yakınları olduğu için getirilmişlerdi.

Bundan sonra yapılacak bir şey var!

Kaza yapan hızlı trenlerin isimlerini yeniden belirlemek. Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun ismini Binali Yıldırım (Ulaştırma Bakanı), Yahya Kemal Beyatlı’nın ise Süleyman Karaman (TCDD Genel Müdürü) hızlı treni olarak değiştirmek!..

Ve bu iki şahsın heykellerini istasyonlara dikmek!

Bundan sonra hizmete alınacak hızlı trenlerden birine ‘Allah rızası için yavaş gidin’, ikincisine ‘Kaza Allah’ın takdiri’, üçüncüsüne ise ‘Katil makinist’ hızlı treni ismini vermek!

Bu çağda bu kafalara bu yakışır.

* * *

Okuyucum Ender Güzey yazıyor: ‘Deliller karartıldığı halde nasıl oluyor da kaza yerine gelen yabancı uzmanlar delil buluyor? Nedeni gayet basit: Milyarlarca dolarlık demiryolu ihalelerini, hükümete karşı bir kararla riske sokmak istemezler. Dikkatinizi çekerim, hepsi yeni ihalelerde devreye girecek ülkeler.’

Okuyucum emekli tren makinisti Semih Çetin yazıyor: ‘Haydarpaşa-Eskişehir arasında gece gündüz, yüzlerce sefer ekspres, marşandiz, posta, gidip geldim. İşletme tarihinin 2 üstün başarılı kurs bitirmiş personeliyim. Yolun, makinenin, vagonların ne olduğunu biliyorum. Üç ay önce harcırah için yola çıkmış tesadüfi teknik elemanlarla karşılaşınca bu yolun hız yapan treni kaldırmayacağını teknik olarak izah etmeye çalıştım. Bunlar bana ‘Cumhuriyet kurulduğundan beri gelen bütün hükümetleri bir kenara at, onlar cünuptu (büyük abdestsiz, cenabet). Onun için işleri düzgün gitmezdi. Bu hükümetle, Allah’la beraber bu iş olur’ deyince benim şalterler attı, kısa devre yaptı. Bunun üzerine ‘Size 120 gün süre veriyorum. Bu süre içinde bu trende katliam olmazsa bu bıyıkları keser, Galatasaray’dan Taksim’e donumu çıkarıp böğürerek emeklerim. Böyle halkı siz daha çok güdersiniz ama devir sizin devriniz’ diye cevap verdim. Nahoş bir vaziyette ayrıldık.’

Ne günlere kaldık ey gazi hünkár/ Katır mühürdar oldu, eşek defterdar!