Paylaş
Türkiye gerçekten tuhaf ülke. Ortaya çıkan bazı tipleri görünce bunu daha iyi anlıyoruz. Bunlardan biri Adnan Hoca diye tanınan Adnan Oktar. Dinle imanla en ufak bir ilgisi olmadığı halde ortalıkta din adamı olarak gezinen bir ruh hastası.
Ruh hastası olduğu belgeli. Gülhane tarafından kendisine yıllar önce verilen rapor var. Bu rapor sayesinde askere gitmemiş.
Ben askeriyenin yerinde olsam, bu adamı yeniden muayeneye tabi tutarım ve ruh hastalığının geçip geçmediğine iyice bir baktırırım. Eğer geçmediyse, bunu kamuoyuna açıklarım. Geçtiyse, hapisten çıkınca derhal askere sevk ederim.
***
Gazetelerde bu adam ve çetesiyle ilgili iğrenç bilgilere ve belgelere tanık oluyoruz. Bunun müritleri olan yakışıklı çocukların ve güzel kızların bir özelliği var. Hepsi zengin ailelerden geliyor. Kızlar çoğunlukla manken.
Örneğin Gülay Pınarbaşı'nın çıplak resimleri, 100 yaşındaki adamı bile yerinden hoplatır. Bu hanım bir süre Adnan'ın yanında olmuş, sonra da etkisine kapılıp örtünmüş. Hatta o kadar ki, şimdi Fazilet Partisi'nin yayın organı olan Milli Gazete'de köşe yazarı!
Adnan ve adamları, taa yıllar önce seks ve şantaj çetesi kurmuşlar. DGM ve Emniyet soruşturmasında verilen ifadelere bakıldığında, yakışıklı müritlerin güzel kızları cinsel yönden nasıl kullandıkları, kimlere nasıl şantaj yaptıkları, sonra kızları Adnan'a nasıl sundukları tek tek ortaya çıkıyor.
***
Emniyet bu adamın ve müritlerinin telefonlarını uzun süre -mahkeme kararıyla- dinlemiş. Korkunç, iğrenç, utanç verici konuşmalar. İşte DGM Savcısı'nın iddianamesinden birkaç alıntı:
Kemal Koç ile Ebru konuşuyor:
‘‘Şöyle yapalım o zaman Ebuş, siz bir taksiye atlayıp yalıya gelin. Hazırlanın, sizi Abi'ye (Adnan'a) yollayabilirim. Siyah falan giyinin...’’
Kemal Koç ile Serkan Ciminli konuşuyor:
‘‘Hocam hayırlı olsun, parmağın sıcak bir yere girmiş.’’
‘‘Hee, Ceyda ile ilgili.’’
‘‘Isındı mı parmağın hocam?’’
Aslı, Didem, Tuba konuşuyor:
‘‘Evdeki bütün seks kasetlerinin listesini alabilir miyim? Size emanet olup başkasına yolladığınız var mı? Son 20 kaset eksik de.’’
Emre Çalıkoğlu ve Sait Örmen'le Sevil konuşuyor:
‘‘Sen Abi'ye mi gittin?’’
‘‘Evet... Göğüslerime falan baktı, çok güzel göğüslerin var dedi. Göbeğimi çok beğendi, ne güzel göbeği var bunun, badem göbekli dedi.’’
Murat Sarıaslan-Burak Abacı konuşuyor:
‘‘Baktım, senin kasetler bunlar.’’
‘‘Ama ilişki nasıl? Düz mü, yoksa ters mi?’’
Seks romanlarına konu olacak konuşmaları burada yazamıyorum.
***
Saraylarda, villalarda, yalılarda yaşayan Adnan ve müritlerine sunulan kızlar üçe ayrılıyor:
Bacılar, cariyeler, motorlar.
Hepsinin tadına ya Adnan, ya da müritleri tarafından bakılıyor, hem de ne yöntemlerle! Seks partileri düzenleniyor, habersizce çekilen filmlerle genç kızlara ve kadınlara şantaj yapılıp büyük paralar sızdırılıyor.
Oktar Babuna için kemik iliği kanseri palavrasıyla para kampanyası açılıyor, yüz milyarlarca lira halkın acıma duygusu sömürülerek toplanıyor ve paralar gitti gidiyor. Oktar aslanlar gibi sapasağlam. Kız kardeşleri, Adnan'ın en has müritlerinden!
***
11 Ocak 2000 tarihli Hürriyet Gazetesi'nde bunların yaptığı şantajlarla ilgili bir haber:
‘‘Bu arada mürit Turgut Aksu da ifadesinde, kendisinin sonradan öğrendiğine göre, Melih Gökçek'in isteği üzerine ve Adnan Oktar'ın talimatıyla, (müritlerden) Fırat Develioğlu ve ekibinin Mesut Yılmaz adına fotoğrafı fotomontajla yerleştirilmiş bir ‘‘Masonluk Belgesi’’ hazırlandığını ve bunların Yılmaz'ın miting alanında dağıtıldığını ve basına verildiğini söyledi.’’
Şu işe bakın siz! İ. Melih direktif veriyor, Adnan'ın adamları fotomontaj hazırlayıp Mesut Yılmaz'a karşı kullanıyor!
Bu haber çıkalı kaç gün oldu, İ. Melih'ten tık yok!
Dünkü Hürriyet'te de, cemaatin kasası Emre Nil'in ifadesi vardı.
‘‘(Adnan'ın adamlarına ait) Atik İnşaat Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne ait metro ve otobüslere reklam alır. Yıllık cirosu bir trilyon liradır.’’
Bağlantılara bakın siz!
***
İşin garip tarafı nedir biliyor musunuz? Şimdi bu pisliği, bu Adnan Hoca'yı, seks ve şantaj çetesini savunmak da bizim İslamcı medyaya düştü!
İnanılmaz bir şeydir, bu adamların sütunlarında her gün bu çetenin savunmasını okuyoruz. Ayrıca tam sayfalık, yarım sayfalık ilanlar verip buralarda yayınlatıyorlar. İslamcı medya böylece, Adnan ve çetesinin parasıyla köşeyi dönmüş oluyor.
Her gün okuyucularına ‘‘Allah, Peygamber, Kuran, din, iman’’ nutukları atan bu medyanın gerçek kimliği de, işte bunları savunmalarıyla ortaya çıkıyor.
İnsanda biraz utanma olur. Yalancılığın, ikiyüzlülüğün, sahtekárlığın da bir haddi hesabı vardır. Ama bunları hırs bürümüş, gözleri iyice dönmüş.
Adnan ve motorlarının avukatlığını şimdi İslamcı medya yapıyor.
Yazıklar olsun. Müslümanlığın, dinimizin bir gün böyle ayaklar altına alınıp paspas gibi çiğneneceğini hiçbir zaman düşünemezdik, ama sayelerinde onu da görmüş olduk!
Paylaş