Açık teşekkür

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

Eğer mümkün olsaydı, yarın çıkacak gazetelere tam sayfalık kocaman bir açık teşekkür ilanı verecektim... Ve bu ilan şöyle olacaktı:

‘‘Son kasetleri medyaya sızdırıp Türk milletinin bilinçlenmesini sağlayan, dönen dümenlerin milyarda birini olsa öğrenmemize neden olan bilumum şahıslara, ister devlet istihbaratından, ister mafyadan olsunlar, çok teşekkür ediyorum.’’

Evet, bu arkadaşlar yaptıklarıyla değil ama sızdırdıkları kasetlerle teşekkürü hak ettiler.

***

Gördük ki, ortadaki pislik bizim tahminlerimizin çok üzerindeymiş. Türkiye'deki hırsızlıktan, yolsuzluktan, vurgundan, rüşvetten vesaireden söz eden bizler, saf ve ana kuzusu çocuklarmışız!

Hiçbir şey bilmeden konuşur, dilimize doladığımız bazı şeyleri ha babam de babam yazarmışız!

Biz bu ölü soyucuların ne mal olduğunu, kimlerden oluştuğunu, inanın ki hiç bilmezmişiz.

Şimdi biliyor muyuz?

Hayır, yine bilmiyoruz. Milyarda birini bile bilmiyoruz.

Ölü soyucular binlerce mezara hücum etmişler, yağmalıyorlar. Biz bir tek mezarın ucunda olup biteni görmeye ve anlamaya çalışıyoruz. Soyguncuların ellerinde kazmalar, kürekler, baltalar, para çuvalları. Kollarında altın saatler, boyunlarında en baba kravatlar, üzerlerinde ithal malı giysiler. Bir bölümünün elinde tesbih, ağızlarında ‘‘Allah’’ lafı... Altlarında Mercedes, BMW, Cherokee arabalar...

Şeriat kitabı yazan tetikçiler...

Az ötede uyuşturucu torbaları, kaçak silahlar...

Vatan millet nutukları...

‘‘Ne yaptıysak vatan için yaptık’’ edebiyatı...

Nesim Malki birilerini söğüşlemiş, birileri Malki'yi söğüşlemiş. Sonra öbürleri özelleştirme ihalelerine girip bankaları satın almışlar.

Hepsinin ardında, içi boşaltılan ve birilerine peşkeş çekilmiş bir sürü banka. Bunları soyanlar, batıranlar belli. Ama bir tanesi bile hesap vermemiş.

Türkiye korkunç bir pislik yaşıyor.

Yaşıyor da, hesap soran yok. Hesabın özellikle parasal boyutunu soran yok.

Ne diyor Mesut Yılmaz? Malki cinayetinden sonra bir gecede 700 trilyonun el değiştirdiğini söylüyor.

Kim götürmüş bu paraları kardeşim? Hangi siyasetçiler, hangi bürokratlar, hangi işadamları, hangi para babaları, hangi çete mensupları?

Kim soracak bu hesapları, kim?

***

Mehmet Ağar bundan birkaç yıl önce Erol Evcil'in özel uçağını seçim gezilerinde kullanmış. Bu olay ortaya çıkıyor ve Ağar diyor ki: ‘‘Evet kullandım ama ANAP'lılar da kullandı.’’

Doğrudur, son yıllarda hemen hemen bütün siyasetçiler, işadamlarının ve para babalarının özel uçaklarını, helikopterlerini kullanıyorlar. Hem de beş kuruş vermeden.

Erol Evcil ve diğerleri, kendi uçaklarını bu adamların ve kadınların emrine babalarının hayrına mı veriyorlar?

Hayır!

Böylece onları gebe bırakıyorlar.

Daha geçenlerde yazdım. Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Güneş Taner, yurtdışı gezilerini para babalarının özel uçaklarıyla yapıyordu.

Süleyman Demirel, Mesut Yılmaz, Necmettin Erbakan, Tansu Çiller, Mehmet Ağar ve daha niceleri, bunların özel uçaklarına, özel helikopterlerine bindiler.

Sonra ne oldu?

Her iktidarın kendi holdingleri türedi!

DYP'nin, Refah'ın, ANAP'ın, hepsinin para babaları, işadamları, holdingleri piyasaya sürüldü.

Bazıları uyanıklık ettiler, her devrin ve her iktidarın holdingi olmayı başardılar. Onlar bir dönem değil, her dönemde vurdular.

Dün Turgutlu döneminde Semra, Ahmet, Zeynep ve Efe'nin önünde diz çöküp onların ayaklarını yalayan haysiyetsiz para babaları, ertesi gün Demirel'i, sonraki gün Erbakan ve Çiller'in yağlayıp yıkadılar.

İktidar kimdeyse onun elini öpüp başlarına koydular. Kısmetlerine düşeni de, her iktidar döneminde fazlasıyla aldılar.

Türkiye bu günlere bir dakikada gelmedi.

***

Bu pisliklerin uçaklarına ve helikopterlerine kimler, hangi siyasetçiler bindi? Bunun bir listesini çıkarmak mümkün olsa, binenlerin ne diyeceği bellidir:

‘‘Valla ben bindim ama rakip partinin genel başkanı da bindi...’’

Pişkinlik diz boyu.

Uçak ve helikopterlerini siyasetçilere verdiler. Her seçim döneminde onlara çuval dolusu para akıttılar... Adam hem ANAP'a, hem DYP'ye, hem Refah'a veriyordu.

Ne bilsin hangisinin iktidar olacağını!

Siyasetçi, para babasına gebe kaldı.

Bu gebelik sonucunda doğan nurtopu gibi yavruları da, her gün piyasaya çıkmakta olan kasetlerden izlemeye devam ediyoruz!

Türkiye, bu yavrularıyla gurur duyuyor! Daha ne yavrular fışkıracak!

***

Emin Çölaşan'ın notu: Dünkü yazımla ilgili olarak Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Eralp Özgen'den gelen açıklamayı özetliyorum:

‘‘Raporu Baro Başkanı olarak değil, T. İş Bankası Hukuk Müşaviri sıfatımla yazdım. Sadece Banka'ya verilen, ceza hukuku açısından bir değerlendirme yazısıdır. Sadece Banka mensuplarının ceza hukuku açısından sorumlulukları ile ilgilidir. Erol Evcil ya da ona verilen krediyle ilgisi yoktur.’’



Yazarın Tüm Yazıları