AB güdümünde Meclis açılışı

MECLİS bugün açılıyor. 1 Ekim günü açılması gerekirken, AKP’lilerin imzalarıyla bugün erken açılış yapıyor. Niçin?..

Çünkü AB, belli yasaların derhal, en geç ekim ayı sonuna kadar çıkarılmasını istedi.

Avrupa’dan böyle bir direktif gelecek ve bizim hükümet bunu geri çevirecek!.. Onların istediği yasaları zamanında ve onların istediği biçimde çıkarmayacak!

Olacak şey değildir. Nitekim olmadı.

Bir ülke, yönetimini tümüyle dış güçlerin eline verirse sonuç budur.

Ekonomiyi dışarıdan IMF yönetiyor. Paramızın değerini onlar belirliyor, borçlanmayı, yatırımların ve devlet ödemelerinin durdurulmasını onlar emrediyor.

İç siyaseti AB yönlendiriyor. Onlar tak diye emrediyor, bizimkiler şak diye yapıyor. Bütün yasal düzenlemeler Meclis’ten buna göre çıkıyor.

(Burada iktidarın hakkını yemeyelim. Kendi adamlarına ve yandaşlarına kıyak yapmak, onları cezadan kurtarmak için çıkarılan yasalarda AB’nin günahı yok. Onları hükümet kendi özgür iradesiyle yapıyor!)

Dış politikayı ABD ve AB birlikte yönlendiriyor.

Hükümet birkaç günden bu yana terör konusunu da ABD’ye ihale etmeyi başardı! ABD’nin istemiyle onlardan ve bizden iki emekli general "PKK koordinatörü" olarak atandı. Türk devleti yakında -ABD’nin aracılığı ile- doğrudan veya dolaylı bir biçimde PKK’yı muhatap alacak, görüşme yapacak.

Böyle yönetilen bir ülkede Meclis erken açılmış, AB yasalarını çıkaracakmış, bunlara şaşmamak (!) gerekiyor.

Eğer bir ülke kendi yönetimini bütünüyle dış güçlere bağladıysa, olacağı budur.

Daha düne kadar "Hıristiyan AB bizi kapısındaki kulübeye sokacaktır, bizi sömürecektir" diye Meclis kürsüsünden feryat eden Abdullah Gül gibiler şimdi 180 derece dönüş yaptı, AB yasaları çıkarıyor!

* * *

İş bu kadarla da kalmıyor. Bir de Arap sevdası başladı. İstanbul’un altın değerindeki Sevda Tepesi, Boğaz manzarası ve her şeyi ile Türkiye’nin en değerli arazisi.

Bu tepeyi Turgut Özal zamanında Suudi Arabistan Kralı hazretlerine satmışlar. Burada inşaat yasağı var.

Hazret burayı alırken bu yasağı biliyor mu? Biliyor.

Fakat kendisinde, öteki (namuslu) Arap şeyhleri gibi sonsuz para var. Bizim hükümet şimdi Kral’ın gönlünü hoşnut kılmak için yasa çıkarma hazırlığına girişti.

Sevda Tepesi imara açılacak.


Kral orada inşaatlar yaptıracak. Bu görkemli yapılardan bir bölümünde belki kendisi, sülalesi ve hanedanı oturacak, ötekiler Türkiye’nin en büyük para babalarına satılacak.

Kral hazretlerinin keyfi yerine gelsin diye Boğaz’da imar değişikliği yapılınca, bu yörede kaçak yapılan bin dolaylarında yapıya da ister istemez af gelmiş olacak.

Dahası, bundan sonra Boğaz’da yapılaşmanın-betonlaşmanın önü açılacak.

Ne uğruna? Suudi Kralı’na kıyak yapma uğruna.

Acaba Suudi Kralı bize kendi ülkesinde bunun binde biri oranında bir kıyak yapar mı? (Yapar, yapar, zor yapar!..)

İstanbul’da dünya mirasının en seçkin yerlerinden biri olan Sultanahmet Meydanı’ ramazan ayında baştan sona gecekondu barakalarda doldurmaktan utanç duymayan, bu güzelim meydanı şantiyeye döndürüp yeni bir çöplük yaratan kafalar, bu kez dünyanın incisi İstanbul Boğazı’nı Arap kralının hatırı için yeniden imara açıp rezil edecek...

Çünkü kafaları hep aynı doğrultuda çalışıyor:

"Sultanahmet’ten şu kadar milyar rant sağlayıp yandaşlara köşe döndürürüz, hem de ramazan sömürüsü yapmış oluruz. Boğaz’ın tepelerini Kral hazretlerine açarsak yüz milyonlarca dolar gelir, hem de Kral’ı hoşnut edip kafakola almış oluruz. Sonra Boğaz’ın geri kalan değerli arazilerini de Arap şeyhlerine okuturuz."

* * *

Bir ülke ulusal onurunu yitirince, egemenliğini yabancılara devrederse, ekonomisi, iç ve dış politikasıyla dış güçlerin boyunduruğuna girerse, o ülkeyi yöneten iktidar din sömürüsünden, din ticaretinden medet ummaya başlarsa, olacağı işte budur!

Meclis yabancılar için erken toplantıya çağrılır, terörle mücadele yabancılara ihale edilir, paranızın değerini elálem belirler, dünya cennetleri yabancılar için imara açılıp rezil edilir...

Bunların cilası olarak da kafalara "Türk değil, Türkiyeliyiz (!)" kavramı sokulmaya çalışılır.

Ne acıdır, ne üzücüdür, ne kadar yüz kızartıcıdır ki, milyonlarca Türk insanına bu süreci yaşatanlar şimdi ülkemizi yönetiyor.
Yazarın Tüm Yazıları