Paylaş
Yorgun ve mutluyum.
Pilot program olduğu için katılımı düşük, eğitimin içeriğini çok üst düzey tuttuk.
Güzel sonuçları olacağını, üreticilerimize teknik donanım dışında ilham da sağladığımızı hissediyorum.
İpekyolu Kalkınma Ajansı’na vizyonları, emekleri için teşekkürler.
Katılımcılar arasında bölgenin önemli üreticilerinden Ali Hayta, Murat Çetin, Nazım Şekeroğlu ve ajans yetkililerinden Mehmet Polat vardı.
Bu çekirdek gruba, kuşaklardan gelen tecrübesine rağmen gelişime çok açık olduğunu bildiğim Ali Kürşat’ı da aldık.
Türkiye’nin iki farklı ucundan iyi şeyler yapmaya çalışan üreticileri aynı masaya oturtmak bile başlı başına bir eğitimdi.
Ajansla eğitimin nerede olması gerektiğini konuşurken ısrarla Toscana’nın adı geçmişti.
İtalya dendiğinde akla ilk gelen, markalaşma konusunda en başarılı Toscana bölgesi her zaman doğru adres olsa da ben Umbria dedim.
Toscana’nın komşusu, aynı zeytinlere sahip Umbria şan olarak komşusunun gerisinde kalsa da çok güzel bir doğaya sahip, fiyatları daha uygun, zeytinyağı ve zeytinyağı araştırmaları konusunda çok ileride, İtalya’nın Zeytinyağları Rehberi için yapılan tadımlarında tecrübeyle sabitlediğim üzere kalite konusunda daha tutarlı.
Umbria zarif bir mavi yakalı. Çalışkanlığıyla güzelleşen, çok üst düzey üreticilerin olduğu topraklar.
Umbria’nın Bettona köyünde çok beğendim üretici Mannelli’nin tarım turizmi tesisini eğitimin üssü olarak seçtim.
Giulio Mannelli hem kendi markası, hem de civar köylü, Perugia Üniversitesi Ziraat Fakültesi için sıkım yapan bir üretici.
Yaklaşık 80 hektarlık bir toprağa yayılan üretim merkezinde bahçe içine çok güzel dağıtılmış tek katlı bağımsız odalardan oluşan odaları, mükemmel restoranıyla Poggio Degli Olivi adını verdiği oteli var.
Sıkım tesisi de otelin içinde.
Hocalarımız arasında Maurizio Servili, Giorgio Panelli, Luca Mencaglia gibi konusunun en iyisi isimler vardı.
Bölgede farklı boyutlarda ama illa ki çok üst düzey üretim yapan sıkım tesislerini ziyaret ettik, çalışmalarına katıldık.
Sorulmadık, cevaplanmadık konu kalmadı.
Eğitimin en enteresan duraklarından biri Perugia Üniversitesi’nde karasudan polifenol çıkaran pilot teknolojiyi ziyaretimiz oldu.
Servili’nin yıllardır üzerinde çalıştığı ve mükemmelleştirdiği proje adeta sihir.
Ekolojik açıdan dönüştürülmesi külfet olan ancak fenol açısından zeytinyağından kat kat zengin karasu gözümüzün önünde içilebilecek su ve saf fenol sıvısı olarak ayrıştı, o sıvı uzun süre korunamayacağı için toz haline geldi.
Hepimiz çok heyecanlandık.
Üniversitede yapılan araştırmalar, zeytinyağı üreticisi ve makina üreticileriyle sürdürdükleri ortak projeler inanılmazdı.
Bu beş günlük eğitim içinde herkesi en çok etkileyen ve gerçekten ilham veren insan Graziano Decimi oldu.
İtalya’nın en sevdiğim yağlarından, sevmenin ötesinde büyük saygı duyduğum Decimi’yi böyle olacağını bildiğim için eğitimin son gününe saklamıştım.
Graziano Bettona köyünde bir inşaat işçisiyken, Montefalco kasabasında düzenlenen bir zeytinyağı etkinliğine katılır.
Tattığı yağlardan öyle etkilenir ki, “bunlar zeytinyağıysa biz şimdiye kadar ne tükettik” diye sorgulamaya başlar, önce tadımcı olur sonra da hayatını mükemmel zeytinyağı üretmeye adamaya karar verir.
İtalyan zeytinyağı makinelerinin en zarifi Mori-Tem’in sahibi ve mühendisi Giorgio Mori ile dirsek dirseğe çalışan, yeni teknolojilerin gelişiminde bizzat yer alan, elleri nasırlı, kafası zamanın ötesinde, damağı muazzam, her şeyden önce zeytinyağına olan tutkusu gözlerinden, kalbinden fışkıran bir adam Graziano Decimi.
Bir gün uzun uzun anlatırım.
Üreticilerimize dokunabildiği, Perugia’da ödül alması gereken törene gitmeyip bizimle olabildiğince uzun zaman geçirdiği için çok şanslıyız.
Paylaş