Paylaş
İspanya’nın yaşadığı krizi tüm zeytinyağı dünyası hissediyor.
Zeytinyağı fiyatları, maliyetleri göklerde.
Dünyamız ısınıyor. Bizler alışkanlıklarımızdan, devler kazançlarından vazgeçmiyor.
İspanya’da geçen yıl yaşanan bir istisna değil bundan sonra gidişatın böyle olacağı öngörülüyor.
Portekiz’den gelen haberler de kuraklığın zeytinyağı için her yıl biraz daha büyük bir risk olacağının göstergesi.
Portekiz’in Publico gazetesinin haberine göre ülkede kuraklık nedeniyle tarım alanlarıyla ilgili sıkı tedbir alınacak.
Mayıs ayı itibarıyla ülkenin yüzde 40’ında aşırı kuraklık yaşandığı hükümet tarafından onaylandı.
Önlemler için kollar sıvanmış.
Hükümetten gelmesi beklenen ilk önlemler aşırı sulama gerektiren tarım alanlarına kısıtlama getirilmesi.
En yüksek risk altında görülen Alentejo ve Algarve bölgelerinde yoğun zeytinliklerin yasaklanması gündemde.
Sadece Zeytinlik değil aynı şekilde çok sulama gerektiren yoğun avokado ve mersin bahçelerine sınırlama getirilmesi kaçınılmaz görünüyor.
Alentejo, Portekiz’in en önemli zeytinyağı üreten bölgesi.
Ülkenin zeytinliklerinin yarısı burada, yağ üretiminin ise yarısından fazlası bu bölgeden geliyor.
Bölgenin zeytinliklerinin yüzde 60’tan fazlası, yoğun ve süper yoğun zeytinlikler.
“Süper yoğun zeytinlik” konusu sık sık değindiğim bir şey.
Bu tür zeytinlikler, zeytine ağaç değil saksı çiçeği muamelesi yapıyor.
Bağ düzeninde, dip dibe dikilen fidanların büyüyüp ağaç olmasına, topraktan aldıklarını geri vermesine izin vermeyen bir sistem.
Sürekli bebek kalan, yetişkin olup da tükettiğinden fazla karbon salınımı yapacak düzeye gelemeyen, ağaç olamayan zeytinlerin yaşadığı, özellikle de zengin yeraltı su kaynaklarına sahip olmayan yerlerde sürdürülebilirliği imkansız bir sistem.
Perugia Üniversitesi’nden Prof. Servili, şu anda dünyada bu sistemle üretim yapmanın mantıklı olabileceği tek ülkenin Avustralya ve kısmen Arjantin olduğu görüşünde. Çünkü yeraltı suları var.
Sürekli su isteyen bu ağaçları kaynaklarıyla besleyebilecek durumdalar.
Alentejo son 10 yılda zeytinlik alanlarını genişletmeden üretimini iki katına çıkarmış bir bölge. Aman ne harika.
Peki bunu nasıl yapmış, eski zeytinlikleri söküp süper yoğun zeytinlikler dikerek. Alabildikleri yol 10 yıl.
“Bundan sonra bir durmamız gerek” dedikleri noktadalar yani.
Süper yoğun zeytinlikler son yıllarda Türkiye’de de özendiriliyor.
Bir zeytinliğe başlamak, olanı söküp yeni ağaç dikmek çok büyük kararlar.
Bir toprağı en az 5 yıl çalışıp nereye gideceğini anlamak mümkün oluyor.
Zeytinin ağaç olamadığı süper yoğun sistemin en cazip yanı, işlemlerin otomatik olarak yapılmasına imkan vermesi, insan maliyetini düşürmesi.
Gerçekten zeytin toplama maliyeti ayrı bir başlıkta tartışılması gereken bir konu.
Toplayacak insan bulmak çok zor, bulunan insanı çalıştırmak da. Bu şartlar altında üreticinin “insanlarla uğraşmak istemiyorum, makineyi sokar hasadımı yaparım” hayali kurması çok anlaşılır ama bu sistemi icat eden İspanya, son 10 yılını bu sisteme yatıran Portekiz’de yaşananlara dikkatlice bakmak şart.
Süper yoğun sistemle yetiştirilen zeytinlerden de çok kaliteli yağlar yapılabiliyor.
İtiraf etmek canımı sıksa da, durum böyle.
Uzun vadede dünyaya getirisinden çok götürüsü olan bir yöntem.
Zeytinyağı seçimimizi kendi damak tadımız ve kendi sağlığımızla sınırlı tutamayacağımız bir dünyada yaşıyoruz.
Zeytinyağı ciddi ekolojik etkileri olan bir ürün.
Dünyanın suyunu ısıtmayanından seçmek gittikçe daha önemli hale geliyor.
Paylaş