GÜNGÖR Uras, yazılarımın en iyi eleştirmenidir. Onun ikazlarına göre, bazı konuları ele alış tarzımı düzeltirim.
Bildiğiniz gibi bir süredir ısrarla ‘‘zarar’’ kavramını işliyorum. Güngör, bu konu üzerinde çok durmama rağmen ‘‘zarar’’ın ne olduğunu iyi anlatamadığımı söylüyor. Ben de bugün, zararın ne olduğunu, aklımın erdiği, dilimin döndüğü kadarıyla anlatmaya çalışacağım. Gerektikçe bu konuya döneceğim. Anlayacağınız cezanız bitmedi. Daha çoook zarar yazısı okuyacaksınız. Benim anlatmakta başarılı olamadığım tek konu ‘‘zarar’’ değil. Yokuş aşağı inerken kaza yapan kamyonların frenlerinin ‘‘patlamadığını’’, banyoda hayatını kaybedenlerin şofbenden ‘‘sızan’’ gazdan ölmediğini bile anlatamadım. Zarar gibi daha karmaşık bir kavramı nasıl anlatacağım.
* * *
Rahmetli ağabeyim termodinamik profesörü Lemi Ulugöl'ün deyişiyle, evrenin işleyişi, termodinamiğin dört kanununa dayanır. Eh, iktisat da bu evrenin içinde olduğuna göre, iktisat kanunları da, termodinamiğin kanunlarıyla çelişemez. (Pek tabii, iktisadın bunun ötesinde kendine mahsus kanunları vardır.) Termodinamik kanunlarının en çok bilineni ‘‘hiçbir şey yoktan var olmaz, var olan bir şey yok olmaz, sadece hal değiştirir’’ diyen Lavazye yasasıdır. Galiba, zarar kavramını anlatırken karşılaştığım zorluk, bu yasanın zihinlerde bıraktığı izlenimden kaynaklanıyor. Zararı anlatmaya çalışırken, hemen her zaman ‘‘Madem ki birileri zarar etmiştir, öyleyse başka birileri kár etmiştir’’ savıyla karşılaşıyorum. Kısaca, insanlar şöyle düşünüyor: Eğer batakçı patronların bankaları 20 milyar dolar zarar etmişse, patronlar ve/veya birileri bu 20 milyar doları hortumlamıştır. Yani, mutlak anlamda hiçbir şey ‘‘yok’’ olmamıştır. Sadece milli gelir, haksız olarak el değiştirmiştir. Bu düşünce yanlıştır. Kárlarla zararın toplamı sıfır değildir. Çünkü iktisadi hayat, bir poker masası gibi ‘‘toplamı sıfır olan oyun’’ (zero sum game) şeklinde cereyan etmez. İktisatta mutlak anlamda zarar vardır. Anlatayım.
* * *
Termodinamiğin anlaşılması en zor kanunu ‘‘entropi’’dir. Entropi, enerjinin hal değiştirmesi için, bir kısmının mutlaka ‘‘yok’’ olması (veya sonsuzda depolanması) gerektiğini söyler. İşletme ekonomisinin esası budur. Yani, dönüşüm sırasında entropiye giden ‘‘para’’ (enerji) miktarını minimize etmektir. İş burada bitmez. Her bir işletme, ister fabrika, ister ticarethane, ister banka olsun bir enerji ‘‘dönüştürme’’ sistemidir. Dönüşüm yani üretim için ‘‘zaman’’ gereklidir. Tüm üretim maliyeti ve kullanım faydası (utility) zaman içinde oluşur. Makul bir zaman içinde, maliyetten büyük fayda yaratılamamışsa, ‘‘zarar’’ oluşmuş demektir. Son tahlilde zarar, fayda yaratmadan boşa geçen zaman demektir.
SON SÖZ: Zamanın da, zararın da geri kazanımı yoktur.