Veri tespiti ve sebep arama

ORTADA, fakirlerin zenginleş-mesiyle ilgili iki “tespit” var. Birincisi “Orta Gelir Tuzağı” diye adlandırılan tez veya tespittir.

Haberin Devamı

Bu tespite göre “gelişen” (yani az gelişmiş ama gelişme yoluna girmiş) ülkelerde kişi başına milli geliri, “gelişmiş” ülkelerin kişi başına milli gelirinin yarısına kadar çıkmış ama oralarda duraklamıştır. İkinci tespite göre, son yıllarda gelişen ülkeler öyle bir büyüme rüzgârı yakalamışlardır ki; bir süre sonra, kişi başına milli gelirde gelişmişleri hemen, hemen yakalayacaktır. Fiili sonuçlar son 20 hatta son 10 yılda bu öngörüyü desteklemektedir. Türkiye bunlardan biridir. 1960-2010 arası 50 yıllık döneme ait hesaplar ise, yalnız 12 ülkenin orta gelir tuzağına düşmeden gelişmeye devam ettiği göstermektedir. Türkiye bunlardan biri değildir. Pekiyi,  Türkiye nerededir?

CARİ AÇIK VE GELİŞME

Gelişen ülkeler tek tür değildir.  Bunlar,  “cari açık” verenler ve “cari fazla” verenler diye iki kümede toplanmalıdır. Orta gelir tuzağına düşmeyenler genelde “cari fazla” veren ülkeler olmuştur. Cari açık verdiği halde “orta gelir tuzağına” düşmeyenlerden sayılan İspanya, Yunanistan, Portekiz ve Güney Kıbrıs son iki yılda fena çuvallamıştır. Buna karşılık cari fazlası olan Pasifik ülkeleri zenginleşmeye devam etmektedir.

Haberin Devamı

AZ GELİŞMİŞ ÜLKELER EKONOMİLERİNİ DAHA İYİ YÖNETİYOR

Türkiye’de, özellikle bankacılık kesiminde hâkim olan görüşe göre, gelişmiş ülkelerin ekonomi yönetiminde bir “akıl tutulması” yaşanmakta, bu yüzden gelişmiş ülkeler yerinde saymaktadır. Bunun tam tersi gelişen ülkelerde, mesela Türkiye’de vardır. Türkiye’de ekonomi ve özellikle banka kesimi çok iyi yönetildiği için, onlar dururken biz koşuyoruz. 2001 öncesi Türk bankacılık sektörü tam bir felaketti. Krizden sonra bu sektöre ve kamu maliyesine belli bir ciddiyet geldi. Bunu kabul ediyorum. Ama biz gelişmiş ülkelere ekonomide ders veririz savıyla mutabık değilim. Anlatacağım.   

BİRLEŞİK KAPLAR KURAMI

Köyler kasabalarla, kasabalar kentlerle, kentler bölgelerle, bölgeler ülkenin tümüyle “bütünleştikçe” ölçek ekonomisi sayesinde hem, mutlak zenginlik artar, hem de zenginlik farkları azalır. Aynı sebep-sonuç ilişkisi “küreselleşme” sürecinde de devam etmiştir. Birleşik kaplar kuramına göre, yan yana duran düşey borulardaki farklı su yükseklikleri, eğer bu borular dipten birbirine bağlanırsa ortadan kalkar. Küreselleşme, para ve mal akışkanlığını arttırmış “fikri, finansal ve fiziki sermaye” en yüksek kârı (verimi) sağlayacağı coğrafyalara yönelmiştir. Bu sayede, hem zenginlik arttırmış, hem de gelişen ülkelerde “birim emek başına düşen yatırım”
arttığı için reel ücretler yükselmiş; gelir farklarını azaltmıştır.
Son Söz: Çocuğun boyu uzar; babasının kısalır. 

Yazarın Tüm Yazıları