Ucuz ekmek kepazeliği

Ege CANSEN
Haberin Devamı

Belediyelerce üretilen ekmeğin, halka ucuz olarak satılması diye bir tiyatro yıllardan beri sahnelenir durur. Zaman zaman bu gayri iktisadi ve de ‘‘gayri insani’’ uygulamanın dozu kaçmaktadır. Belediyenin ekmek fiyatı ile piyasadaki ekmek fiyatı arasındaki fark iyice açılınca; ortaya, geceden kuyruğa giren veya ekmek satış noktasının önünde birbirini ezen ‘‘insan manzaraları’’ çıkmaktadır. Tabii, bu manzaralar TV kameralarınca görüntülenir. Ana haber bülteni spikerleri de kaşlarını çatıp, en hüzünlü ses tonuyla, ekranlardan bu ‘‘acıklı’’ durumu sunar. Haberin sonuna ‘‘Halkın bu ıstırabına çare bulacak bir yetkili yok mu? Ey siyasiler, görün bu tabloyu da utanın biraz!’’ final cümlesi de takılınca, medyatik görev de başarıyla tamamlanmış olur.

Baştan sona kadar yanlışlık dolu bu durum. Gerçekten ‘‘utanılacak’’ bir tablo. Konuyu birlikte irdeleyelim.

1. Her ülkede, fakir insan vardır. Her ülkede, asgari geçim düzeyini sağlayamayacak kadar düşük gelirli insanları, kamu idareleri bir biçimde kollar. Güçsüzler de, bir büyük aile olan toplumun üyeleridir. Kimsenin, toplumsal dayanışmanın şartı olan, sosyal harcamaları ortadan kaldırmayı önermesi de düşünülemez. Bu harcamaların içine, bedava okul, bedava tedavi hizmeti sunma, düşük tarifeden elektrik ve su verme, ucuz toplu taşıma hizmeti sağlama, ucuz konut arsası, hatta konut satma gibi dolaylı destekler girer. Doğrudan destekler içine, yaşlı veya genç düşkünler için ‘‘güçsüzler evi’’ (dar-ül-aceze) açmak, çocuk yuvaları kurmak, Kızılay yardımları sağlamak, fakir-fukara fonundan para vermek, hatta maaş bağlamak girer.

2. Hiçbir belediyenin, özel şahıslar tarafından işletilen fırınlardan veya ekmek fabrikalarından daha ucuza ekmek üretmesi mümkün değildir.

Yukarıda yazdığım iki paragraftan çıkan sonuç şudur: Belediyeler dahil kamu yönetimleri, fakirlere bir şekilde maddi destek sağlamalıdır. Ama bu destek, pahalıya ekmek üretip, bunları ucuz fiyatla halka satmak olmamalıdır.

Şimdi bir öneride bulunmak istiyorum: Belediyeler ekmek başına halka kaç para gelir transfer etmek istiyorlarsa ‘‘ekmek almada para yerine geçecek kupon’’lar bastırsın. Bu kuponları, fakirliği tespit edilmiş ailelere nüfuslarına göre dağıtsın. Fakir aileler de ‘‘kupon artı para’’ ile kendilerine en yakın fırından, üstelik gece kuyruğa girmeden ekmek alsın. Fırıncılar da kuponları belediyeye ibraz edip paralarını tahsil etsin.

Böylece; a) Ekmek üretimi, işin erbabı tarafından ekonomik olarak yapılmış olur; b) Maddi yardım, gerçekten ihtiyacı olanlara, ihtiyacı oranında verilmiş olur. Sırf kuyruğa girdi diye fakir olmayanların ucuza ekmek alması engellenir; c) Fakirler geceden kuyruğa girip eziyet çekmez, kamera önlerinde yalvarıp yakarmaz, böylece insan haysiyeti de korunmuş olur.

SON SÖZ: Şov yapma, iş yap.

Yazarın Tüm Yazıları