Paylaş
Hiç, ama hiç olmaması gereken bir şey oldu. Cumhurbaşkanı Sezer'le Başbakan Ecevit ‘‘dürüstlük yüzünden’’ kapıştılar. Siyaset hayatımızın en dürüst iki aktörünün, dürüstlük yarışması (!) yüzünden kavga etmeleri akla en son gelecek ihtimaldi. Bana göre bu kapışmanın sorumlusu Sezer'dir. Ama olayın akabinde yaşadığımız ekonomik krizin tüm günahı Ecevit'e aittir. Herkesi soğukkanlı davranmaya, bunalımı tırmandırmamaya davet ediyorum. Eğer biz kendi elimizle çökertmezsek, ekonomimiz kendi kendine çökmez. Siyasilerin güçleri, ekonominin hayrına bir şey yapmaya yetmiyorsa, şimdilik hasar vermesinler yeter. Yolsuzluklar, ekonomik istikrarsızlığın sebebi olduğu kadar sonucudur da. Yapısal reformları gerçekleştirilmiş, özelleştirmeleri tamamlanmış ve enflasyonu tek haneli düzeye gerilemiş bir ekonomide yolsuzluklarla mücadele çok daha kolay olur.
KÖPRÜ GEÇİŞLERİ
İstanbul'un iki yakasını birleştiren köprülerin, özellikle sabah ve akşam saatlerinde tıkandığı, cümle álemin malumu. Son günlerde ‘‘gişeler kaldırılsın, köprü geçişleri bedava olsun, tıkanıklık çözülür’’ diye ‘‘şımarık’’ bir teklif ortaya atıldı. Bu teklife bir de sözde iktisadi gerekçe uyduruldu. Tıkanıklık yüzünden gereksiz yere harcanan benzinin değeri köprü hasılatından çokmuş. Para toplanmazsa, ülke bu işten kár bile edermiş. Bilmem ne diyeyim? Bir defa, köprü geçişlerinin Asya'dan Avrupa'ya olan istikametinde gişe yok. Trafik, en az gişe olan yöndeki kadar tıkanıyor. Eğer para toplamadan vazgeçilince trafik akacak olsaydı, Asya-Avrupa yönünün hiç tıkanmaması gerekirdi. Gişelerde para ödemenin belli bir yavaşlamaya sebep olduğu kesin. Bunu halletmek için kurulan ‘‘Otomatik Geçiş Sistemi’’, kısaca OGS adı verilen son derece modern bir düzen, halen tıkır tıkır çalışıyor. Tek kusuru, bu sistemin araç sahipleri arasında yeterince yaygınlaşmamış olması. Nedeni, OGS aboneliği hizmetinin Ziraat Bankası tekeline bırakılması. Ziraat Bankası da, kendine zorla mevduat toplamak için işi yokuşa sürüyor. Koskoca OGS altyapısı, yüzde 10 kapasite ile çalışıyor. Bu tekel derhal kaldırılmalıdır. En az 10 bankaya daha, OGS sistem aboneliği satma ve parasını tahsil edip Karayolları'na yatırma yetkisi verilmelidir. Kredi kartlarının bu kadar yaygınlaştığı bir bankacılık düzeninde, tahsilatın lafı mı olur?
BİRAZ HESAP LÜTFEN
Geçen hafta, CNN Türk'te Makronomi'nin konuğu Bakan Yalova idi. Türkiye'de 500 milyar dolar değerinde bor rezervi olduğunu söyledi. Eğer özelleştirme veya başka bir yöntemle, bu madeni satarsak milli gelirimiz kişi başına 3 bin dolardan 33 bin dolara çıkar dedi. Türkiye'nin nüfusu 65 milyon. Milli gelirin kişi başına yılda 30 bin dolar artması için, her yıl 1950 milyar dolara (65 milyon çarpı 30 bin dolar) ihtiyaç var. Rezervin tamamını bir yılda satsak (en iyi ihtimalle bu rezervi 100 yılda satabiliriz, çünkü alan yok) kişi başına milli gelir sadece bir yıl için 10.600 dolara çıkar. Sonra tekrar 3 bine düşer.
SON SÖZ: Cin fikirleri, cin çarpar.
Paylaş