HATIRLADIĞIM kadarıyla, bu sözü Keynes söylemiştir. Sözün hikmeti şurada. Sağlam bir ekonomiyi yaratmak için, öncelikle paranın sağlamlaştırılmasının gerektiği konusunda iktisatçılar anlaşıyor.
Bu nedenle, bozulan ülke ekonomilerinin düzeltilmesi gündeme gelince, çürük (phony) ulusal parayı, nasıl sağlam bir paraya (hard currency) dönüştürürüz diye proje geliştiriliyor. Akla ilk gelen, ulusal parayı, dövize bağlamak. Umuluyor ki; böyle yapınca, ulusal para döviz gibi kabul görecek. İşte ‘‘Sabit Kur’’ veya ‘‘Para Kurulu’’ veya ‘‘Döviz Çıpası’’ modellerinin gerekçesi budur. Önce işler iyi gidiyor. Hem enflasyon düşüyor, hem büyüme sağlanıyor. Ancak, bu sırada sağlam para yaratma projesi çöküyor. Ekonomi krize giriyor.
Bizde de böyle oldu. Ekonomi sağlamlaşmayınca çıpa taradı ve TL'nin değeri dalgalanmaya bırakıldı. Bu sistemde kur, sadece yükselmeyecek, inip-çıkacak dendi. Nedense. bu ‘‘dalgalanma’’ gerçeğini piyasa kavrayamadı. Kurların alıp başını gideceği, hiç bir zaman düşmeyeceği gibi bir kanıya (veya korkuya) kapılındı. Ancak görüldüğü gibi, kurlar sadece artmadı, düştü de. Hatta şimdi o kadar geriledi ki; bu sefer artıştan değil, düşüşten telaşlanmaya başladım. Çünkü burada özel bir mesele var.
Serbest pazar ekonomisinde, fiyatlara müdahale etmenin yanlış olduğunu söyleyip duruyoruz. Doğru, fiyatlara karışılmamalı. Ancak, eğer ortada, fiyat mekanizmasının çalışmasına engel olan unsurlar varsa, bunların temizlenmesi de şart. Bu temizlik, fiyat mekanizmasına müdahale değil, müdahaleyi ortadan kaldırmaktır. Mesela, Şubat'tan beri döviz fiyatlarının vahşice dalgalanmasının sebebi, ‘‘cari işlemler’’ değil, ‘‘sermaye hareketleri’’dir. Döviz arzı ve talebi cari işlem kalemlerinden oluşuyorsa, döviz fiyatları ‘‘denge kuru’’ civarında gezer. Ekonomi de krize girmez. Ama döviz arzı veya talebi, sıcak paranın girip, çıkmasıyla aniden çok artıyorsa, o zaman döviz fiyatı olmadık bir yerde teşekkül eder. Ekonomi hasarlanır. Döviz fiyatlarıyla ilgili üç tez var ortada:
1. Kısa vadeli sermaye hareketlerine (namı diğer sıcak paraya) giriş veya çıkışında herhangi bir kısıtlama getirmek yanlıştır. Kısıtlamalar, piyasa ekonomisinin doğasına aykırıdır. Müdahaleye bir defa başlanırsa, bunun nerede duracağı belli olmaz. Ortaya yüzlerce sayfalık mevzuat ve bu mevzuattan kaçış için bir sürü hile-i şerriye çıkar. Netice değişmez; sadece sahte ve kayıt dışı işlemler artar.
2. Türkiye, bir süre daha enflasyonla yaşayacak. Enflasyon, ulusal paraya kalıcı bir güven duyulmasına engeldir. Türk halkının, tasarruflarının çoğunu, yurt içinde ve dışında döviz olarak tutması, bunun en açık kanıtıdır. Sıcak para hareketleri zapt-u rapta alınırsa, döviz fiyatları ‘‘denge kuru dolayında oluşur. Başkaca bir müdahaleye gerek yoktur.
3. Merkez Bankası, döviz piyasalarında daha aktif bir rol üstlenmelidir. Gerekirse, tanzim satışı veya alışı yaparak döviz fiyatlarındaki spekülatif dalgalanmayı azaltabilir. Sermaye hareketlerini kısıtlamak yanlıştır. Finansmanda, küresel imkanlardan yararlanmayı zorlaştırır.