Muhasebe hileleri

Amerika'nın büyük şirketlerinde dahi, son yıllarda muhasebe hileleri yapıldığına dair haberler peş peşe patlamaya başladı. Bundan bir süre önce de enerji ve ticaret (enerji kontratları alım satımı) konularında uzmanlaşmış ENRON firmasının, aslında müflis iken kendini kárlı ve güçlü olarak göstermesi rezaleti gündeme gelmişti.

Bu olaylar ‘‘muhasebe’’ ve ‘‘murakabe’’ konularını bir defa daha irdelememiz için iyi birer vesile oldu. Üstelik bu olaylar, Türkiye'de de anlı şanlı birçok holdingin, aslında müflis olduğunun ve ancak muhasebe hileleri ve ‘‘holding bankacılığı’’ denilen ahlaksızlıkla yüzdürüldüğü gerçeğinin su yüzüne çıkmasıyla üst üste geldi.

* * *

1.
Öncelikle dikkatlerinize sunmak istediğim husus şudur: Gerek Amerika'da, gerek Türkiye'de son zamanlarda ortaya çıkan muhasebe hilelerinin hiçbiri ‘‘vergi kaçırma’’ ile ilgili değildir. Tam aksine yapılmış bulunan bu hileler, vergi ödememesi gereken firmaların (bankaların) vergi ödemesi sonucunu doğurmuştur. Burada aldatılan ‘‘maliye’’ değildir. Aldatılanlar, mevduat sahipleri, yatırımcılar ve bankalardır.

2. Halbuki genelde muhasebe hilesi denince, akla gelen ilk şey ‘‘vergi kaçırma’’ yani kárı düşük göstermektir. Bunun yolu da, bir yandan faturasız veya düşük faturalı satış yapıp, diğer yandan şişik fatura ile yatırım malı ve malzeme almaktır. Bu suretle, hem vergi kaçırılır, hem de şirketlerini fakir düşürmek pahasına patronlar, şahsi servetlerini artırma imkánı bulur. Bu hilenin yapılabilmesi için, yapılan işin esasında kárlı olması gerekir. Eğer şirket kárlı değilse, yapılacak hile şirketi kárlı gösterip, kredi alma senaryosu üzerine inşa edilir.

3. Muhasebe kayıtlarını denetleyecek elemanlar eğitilirken, onlara bir bakış ‘‘açısı’’ (eski tabiriyle zaviyesi) endokrine edilir. Türkiye'de muhasebe denetimi yapan elemanların tamamının görüş zaviyesi, ‘‘vergi kaçağı yakalamak’’tır. Eğer vergi kaçağı yoksa, yani şirketin başı, usul veya esas yönünden, maliyeyle belaya girmeyecekse, yapılan hesapların, çıkartılan bilanço ve gelir tablosunun, gerçeği gösterip göstermediğinin zerrece önemi yoktur.

4. Halbuki, muhasebenin en temel ilkesi, ‘‘muhafazakárlık’’tır. Bu ilkenin anlamı, şirketin devresel kárını ve bilançodaki özkaynak bölümünü, muhtemel bütün rizikoları düşünerek, mümkün olduğu kadar ‘‘küçük’’ gösterme mecburiyetidir. Pek tabii vergi matrahının hesabında, bu ilkeye değil, devletin yürürlükteki kurallarına uymak esastır.

* * *

5.
Amerika'da ortaya çıkan ‘‘kárı olduğundan büyük gösterme’’ hilelerinin gerisinde, baş ve üst yöneticilerle, şirketin borsa değerinin artışına paralel olarak daha fazla kazanç temin etme imkánı (stock option) tanınmış olması yatmaktadır. Zaten, bu hileleri meydana çıkaranlar da, göreve yeni gelen yöneticilerdir. Onların menfaati de, kendileri işbaşına geldiği gün, şirketin ne kadar kötü durumda olduğunu ispat etmekten geçmektedir. Bu suretle bundan sonraki iyileşmenin iltifatına ve de nemasına onlar mazhar olacaktır.

SON SÖZ: Banka borcu, cirosundan hızlı artan şirket batıyor demektir.
Yazarın Tüm Yazıları