VAHŞET, kendi çıkarından başka hiç bir şeyi gözetmeden yaşama biçimidir.
Tanrı, mümkün mertebe hayatta kalabilmesi için her canlıyı üç temel güdüyle donatıp, onu bu dünyaya yollar. Bu güdüler, 1) beslenme, 2) korunma/barınma ve 3) soyunu sürdürmedir. Vahşi bir ortamda hayatlarını sürdüren canlılar, sadece bu üç temel güdüyle hareketlenir. Eğer bir canlı hareket ediyorsa veya daha geniş bir tanımla "enerji harcıyorsa" mutlaka, ya beslenmeye, ya kendini korumaya ya da soyunu sürdürmeye çalışıyordur.
* * *
Medeniyet, insanın toplu olarak yaşamaya başlamasıyla ortaya çıkmış "doğal olmayan" bir yaşam biçimidir. Tabiri caizse medeniyet, kul yapmasıdır. Toplu halde yaşamak, bireye, tek başına yaşamaktan daha fazla refah sağladığı için, insanlar toplu yaşar. İnsanların, gid gide köy gibi küçük birimler yerine daha büyük yerleşim merkezlerinde yaşamayı tercih etmesinin sebebi iktisadidir. Ancak kentsel yaşam, kendi matematiği icabı, bireylerin, "vahşi yaşam" tarzlarının özde değişmesini gerektirir. Medeniyet, kendini "topluma ve tarihe karşı sorumlu hisseden" insanların eseridir. Şehirli insan, üçüncü şahıslarla konuşurken "sana ne-bana ne" demez, diyemez. Çünkü şehir yaşamının ekonomisi ve kalitesi, birbirini tanımayan ve hatta birbiriyle hiç karşılaşmamış ve karşılaşmayacak insanların birbirinin hak ve hukukunu kollamasıyla artar. "Medeni Vahşet" ise, hem büyük şehirler kurup, hem de buralarda kendinden başkasını düşünmeyen bir yaşam tarzını dayatmak demektir.
* * *
Bu yazı, köyden geldiler, şehri köye döndürdüler, "Nerdee (!) o eski İstanbul" temalı bir geyik muhabbeti değildir. Bu yazının amacı, milyarlarca dolar değerindeki İstanbul’un en büyük yatırımını, yáni "Atatürk Hava Limanı"nı boğma girişiminini engellemektir. Atatürk Hava Limanı, kendisine boğazlamak isteyen düşmanlarına karşı hálá direnmektedir. Hava limanının mücavir alanları "gözlerini arsa rantı bürümüş" özel ve kurumsal canavarlarca yağmalanmaktadır. Bu yağmanın en son örneği, kamuoyuna "Ceyda Hanım’a bakan kıyağı" şeklinde yansıyan arsa tahsisidir. İstanbul’da fuar kurulacak veya gösteri çadırı dikilecek son yer Hava Limanı’nın çevresidir. Zaten, Hava Limanı şehrin içinde kaldı, bu Çorlu’ya taşınsın biz de araziyi yağmalayalım diye salyaları akan rant avcısı sırtlanlar ortalıkta cirit atmakta. İşe yaramaz Olimpiyat Stadyumu’nun civarı, belki de inşaatı yılan hikayesine dönen Tekstilkent, fuarcılık yapmak için arazi arayanlara beklemektedir. Helikoptere binip bir tur atın, TEM ve E-5 arasında dünya kadar yer olduğunu göreceksiniz. Lütfen hava limanını boğmayın. Bu limanı kullanacak milyonlarca yolcuya ve yakınına trafik işkencesi yaşatmayın. Yolculara uçaklarını kaçırtmayın. Bu insanları üç saat öncesinden yollara dökmeyin. Himmet edin de uçaktan inenler evlerine vakitlice gitsin.
Son Söz: Vahşinin şehirlisi, köylüsüne rahmet okutur.