OSMANLI sultanları, ülkeyi ilgilendiren bir mesele çıktı mı, hem akıl hocası hem de başbakanı olan sadrazama ‘Lala, tedbir nicedir?’ diye sorarmış.
Şimdi ülkeyi başbakanlar yönetiyor. Yani bugünün başbakanları, eskinin sultanları. Bu durumda başbakanların lalaya ihtiyacı var. Ne var ki; devir demokrasi devri. Yani irade ve idare son tahlilde halkın elinde. Dolayısıyla halkın da lalalara ihtiyacı var. Günümüzde ‘halkın lalası’ görevini gazeteciler üstlenmiştir. Bendeniz de yirmi yılı aşkın süredir gazetede yazan biri olduğum için, zaman zaman halkın bana ‘Lala, tedbir nicedir?’ diye soru yönelttiği gibi bir zehaba kapılırım. Bugün de öyle oldu.
* * *
Son iki haftadır, piyasalarda bir dalgalanma var. Uzun süredir başaşağı giden döviz fiyatları yükseldi, rekorlar kıran borsa iki indi, bir çıktı. Tabii bunlar sadece birer sonuç. Peki olayların gerisinde ne var?
1. Türkiye’nin en önemli sorunu, yapışkan yüksek enflasyondur. Gerek bundan önce uygulanan ancak sonu felaket olan ‘döviz çıpası’ ve gerekse şimdi uygulanmakta olan ‘enflasyon hedeflemesi’ yöntemlerinin amacı enflasyonu düşürmek ve bunu kalıcı hale getirmektir. Hatırlamakta fayda var; her iki program da IMF patentlidir.
2. Enflasyonun düşmesiyle, milli gelirin artması kuramsal olarak bağdaşık değildir. Büyüme, enflasyonun düşüşünden sonra başlamalıdır.
3. Döviz çıpasında da şimdiki enflasyon hedeflemesinde de (başlangıçta) bunun tersi oldu. Yani hem enflasyon düştü, hem de milli gelir arttı.
4. Bunun sebebi ise her iki programda da ‘dövizi düşük-faizi yüksek’ tutma saplantısından vazgeçilmemesidir.
5. Bu yüzden döviz arzı yapay bir şekilde artmakta (isterseniz buna sıcak para hareketi deyin) ve ekonomi ısınmaktadır. Bu ısınma ise, cari işlem açıklarını büyütmekte ve büyüyen cari işlem açıkları, döviz ödünç verenlerin asabını bozmakta ve pozisyon zararı yazmamak için, TL’den dövize dönüşü tahrik etmektedir.
6. Düşen döviz fiyatıyla indirilen enflasyon, artan döviz fiyatlarıyla tekrar yükselmektedir. Bu nedenle ekonomi bir süre sonra buz kesmektedir.
* * *
Şimdi de gelelim laladan tedbirler önerilerine.
1. Ekonomiyi yönetmenin iki temel aleti vardır. Bunlardan birincisi ‘para politikası’ (monetary policy), ikincisi ‘mali politika’dır (fiskal policy). Bu iki politika tandem olarak çalıştırılarak, dengeler bozulmadan ekonomide istenilen yönlendirme yapılabilir.
2. Merkez Bankası tarafından uygulanan para politikasının iki bacağı vardır. Kısa vadeli faizleri değiştirmek ve açık piyasa işlemleriyle piyasadaki para miktarını ayarlamak. Mali politikanın esası ise, bütçe açığı veya fazlası vermektir.
Artan dış açıklarla, dolayısıyla daha ciddi bir dalgalanmayla mücadele etmek için benim önerim Merkez Bankası’nın faizleri indirmesi ve Maliye Bakanlığı’nın tüketim vergilerini artırmasıdır. Bu suretle, hem iç piyasa daralır hem de ihracatın önü açılır. Bu önlem paketinin tek sakıncası, kısa dönemde enflasyonda bir artışa sebebiyet vermesidir.
Son Söz: İdare, en önemliyi, önemlilerin önüne koymaktır.