Paylaş
Diyeceksini ki, değinsen ne yazardı. Çok şey yazar. Tabii, okurun, yazının muhatabı olarak kendisini görmesi şarttır. Eğer “pek doğru şeyler yazmışsın; inşallah bunları bencil, şımarık ve şirret sürücüler okur da ibret alır” derseniz yazının hiç faydası olmaz. Amerika’da sürücülere iki sorulu bir anket uygulanmış. Anket şöyle: “10” en iyiyi, “0” en kötüyü gösteriyorsa, siz kendi şoförlüğünüze kaç, yollardaki diğer şoförlere ortalama kaç not verirsiniz? Tahmin edeceğiniz gibi, kişiler kendilerine yüksek, diğerlerine düşük not vermişler. Aslında hepimiz “diğer” şoför değil miyiz?
YAZIM MECLİS’TEN İÇERİ
Yıllar önce Pera Palas otelinde Rotary Kulüp üyeleriyle trafik ahlakı üzerine bir söyleşi yapmıştım. Konuşmama “burada söz, meclisten içeridir” diyerek başlamış ve şöyle devam etmiştim: Bu sohbetten toplum yararına bir fayda çıkma ihtimali varsa, bu ancak toplantıya katılanların davranış değiştirmesi sonucu hâsıl olabilir. Bu toplantıda bulunmadığı için konuşmaları dinleyemeyen “dışarıdakilerden” zaten davranış değiştirmesini bekleyemeyiz. Katılanlar bu sözlerimden hiç memnun kalmamıştı.
PARK YASAĞI, ŞEHİR İÇİ TRAFİK DÜZENİNİN ESASIDIR
Mademki daha fazla doğrudan demokrasi yani “katılımcı yönetim” istiyoruz, öyleyse trafik tıkanıklığı sorununun çözümüne biz de katkıda bulunalım. Mesela “PARK YASAKLARIN UYALIM-HELE HELE FLAŞÖR YAKIP İKİNCİ SIRA HİÇ PARK ETMEYELİM”. Şunu aklınıza yazın. Ne belediyenin ne de trafikçilerin kent içindeki trafik sıkışıklığını çözmek gibi bir amacı var. Çünkü onlar sizi seviyor ve “halk bugünkü gevşeklikten memnun” diye düşünüyor. Yoksa yasakları uygulanarak şehir içi ulaşım hızını yüzde 30, hatta yüzde 50 artırılabilirlerdi. Hesap basit: Üç şeritli bir yolun bir şeridi cebren ve hile ile otopark haline sokulmuşsa, o caddenin kapasitesi yüzde 30 azaltılmış olur. Otoparklaştırılmış şerit tekrar yola dönüştürülürse, kapasite yüzde 50 artar. Bunun için park yasağına uymayanlara para cezası yazmak yeter. Araç çekerken yolları tıkayan “çekicilerle” sorunu çözümsüz hale getirmenin âlemi yoktur. Sevgili özel araç sahibi okurlarım! Park yeri bulamayacağınız yerlere otomobilinizle gitmeyin. Gitmeyin ki, yollar hem genişlesin, hem tenhalaşsın. Böylece taksiler, otobüsler daha sık sefer yapsın. Göreceksiniz siz bile, çok daha çabuk, gitmek istediğiniz yere varacaksınız.
Son Söz: Yönetişim, sorumlu davranmakla başlar.
Paylaş