Paylaş
-Haklarını yemeyelim. İHKİB VE İMA (İstanbul Moda Akademisi) gözle görülür biçimde etkili. Organizasyon ve verilen emekler hiç kuşkusuz iyi. Ancak koleksiyonlara gelince işin rengi değişiyor.
-Genel olarak siluet oluşturma ve modern kalıplar, formlarla çalışma konusunda büyük eksiklikler görülüyor. Dünyanın en önemli dört moda haftasını izledikten sonra İstanbul kolektif tasarım bilincinden oldukça kopuk kalıyor. Zaten hazırgiyim koleksiyonlarıyla maalesef çarkı döndüremeyen tasarımcıların couture giyime geçiş yapmasıyla da artan bir abiye zevk, çoğu koleksiyona hâkim.
-Özgür Masur, Zeynep Tosun abiye/ couture giyim pazarı için güzel işler çıkarıyorlar. Gönül ister ki prêt-à-porter koleksiyonlarına da aynı şekilde devam etsinler.
-Başarılı isimlere örnekler verelim: Londra ve Uzakdoğu pazarı i için oldukça heyecanlı işler yapan Maid in Love ve Deniz Berdan iyiydi. Giray Sepin de erkek koleksiyonları arasında en satışa dönük ve özgün tasarımları sundu.
-Türk modasının tüm önemli isimlerini bir çatı altında toplayan yeni bir oluşumumuz var: The Core. Bu, halihazırda yapılması gereken bir uygulamaydı. İyi bir showroom mantığı olmuş ama geciken saadet. Paris’te alımlarını ve bütçelerini kapatan satın almacılar için çok geç bir zamanlama.. Ancak Ortadoğu ve iç pazar alımlarına hizmet ederek, önümüzdeki sezon bir hareket getirebilir.
-Devamlılık konusunda problemlerimiz var. Birinci sezon gösterip bir sonraki sezon göstermeyen çok tasarımcı olmakta. Aynı anda hem defileye, hem koleksiyon üretimine hem de fuarlara yetişemiyorlar. Bunda finansal problemler de çok büyük rol oynuyor. Bu sezon Gül Ağış, Gamze Saracoğlu, Özlem Ahıakın, Elif Cığızoğlu gibi birçok isim moda haftasına bu yüzden katılamadı.
Paylaş