Paylaş
Şimdilik son durak Paris’ten bildiriyorum: Kadın ve erkek moda haftaları arasındaki farklar, yükselen trendler, sıcak koleksiyonlar
Londra’da bu yıl başrol değişmedi, teknik teknolojik malzemeleri, cesur desenleri ve baskıları, dinamik renkleri, içgüdüsel yaratıcılığı teşvik eden koleksiyonlar sunuldu. Milano ise köklü markalarıyla daha ticari ve uygulama olarak birinci sınıf terzilik kültürü iddasıyla yerini aldı. Paris ise sanatı, modayı ve sporu birleştiren, kavramsal, elegan ve sofistike koleksiyonlarıyla yine kadın moda haftalarında olduğu gibi global bir buluşma noktası oldu. Uluslararası gazetecilerin, editörlerin ve satın almacıların asla aksatmadığı bir buluşma noktası.
KULİSTE TÜM TELEFONLAR NEDEN POŞETTE?
Erkek moda haftaları kadın moda haftalarına göre daha sakin, daha makul.
Sokaklara, kafelere, defile alanlarının önlerine taşmış o delilik halleri, blogger kalabalığı ve onlara daha havalı poz vermek için giyinmiş yüzlerce insanın telaşı, taksi bulamama krizleri ve bunaltıcı trafik yok.
Her şey tam da olması gerektiği gibi: Partiler ve davetler birbirinin üzerine binmiyor, gelen ‘front-row’ ünlüler Will Smith, ASAP Rocky ve ‘kadrolu eleman’ Kanye West ile sınırlı kalabiliyor.
Giyim-kuşam trendlerinin yanı sıra, yeni bir kulis trendi öne çıkıyor: Saç-makyaj ekiplerinden modellere, PR ekiplerine hepsinin telefonlarına bir naylon/plastik/şeffaf poşet geçiriliyor! Evet, bu poşete girmiş telefonunuzla konuşabiliyorsunuz ama fotoğraf çekip sosyal medyaya görüntü sızdıramıyorsunuz! Böylece defile öncesi fotoğraf sızdırma krizinin önüne geçiliyor. İlk kez Givenchy kulisinde görüldü, asıl amacına ulaştı.
Genel fotoğraf şu: Tasarımcılar, yeni maskülen bir kimlik peşinde. Markaların miraslarını, geleneklerini yeni ve genç bir vizyonla buluşturmak hedefli koleksiyonlar ön plandaydı.
Yaklaşık 4 sezondur devam eden 90’lara göndermeler ve spor giyim referansları bu sezon da birçok koleksiyonda kendini gösterdi. Brut baskılar, aksesuar niyetine kullanılan fermuarlar, şeritler, sokak stili referansları ve Dandy stilinin punk yorumları bolca görüldü, beğenildi.
Yazı baskıya girerken henüz görmediğimiz koleksiyonları kapsama alanı dışında tutarak (Commes des Garçons, Kenzo, Umit Benan, Saint Laurent, Hermès, Lanvin koleksiyonlarını son iki günde gösteriyor) şunu söyleyebiliriz: Önümüzdeki sezon trendlerine yön verecek koleksiyonlar Burberry Prorsum, Prada, Givenchy, Valentino, Calvin Klein Collection, Raf Simons, Ermenegildo Zegna ve Dries Van Noten.
YARDIMCI ROLLERDE PINK FLOYD VE NIRVANA
Bir yandan Miuccia Prada’nın sahne ve performans sanatlarından ilham alarak hazırladığı ve canlı bir orkestra eşliğinde sunduğu Billy Eliot ve Jean Michel Basquiat’ı çağrıştıran koleksiyonu, diğer yanda Christopher Bailey’nin Burberry Prorsum için sanatçı Duncan Grant’tan etkilenerek hazırladığı muhteşem desenli battaniyeleri... Sanatla modanın kesişim kümesi hiç bu kadar zengin olmamıştı.
Fondan yükselen müzik kimi zaman kıyafetten sahne çalabiliyordu: Pink Floyd’un Dark Side of the Moon’u, Nirvana’nın Come As You Are’ı ve hatta Martin Luther King’in geçen sene 50’nci yılı kutlanan efsane ‘I Have A Dream’ konuşması...
Valentino’nun klasik materyaller, rahat, zorlanmamış bir modernizm, geleneksel desenlerle dengelediği doğallık yine kusursuz bir siluet ortaya koymuştu.
Raf Simons’ın sanatçı dostu Sterling Ruby ile ortak projesi de en heyecan verici koleksiyonlardan biriydi. Rick Owens ise deriyi kullanmadaki ustalığı ve özgün siluetleriyle harmanladığı koleksiyonuyla beğeni topladı.
Geleneksel terziciliğin ön plana çıktığı koleksiyonların yanı sıra erkek takım elbise siluetleri daha akışkan, yumuşak hatlı ve daha az resmi bir görünüme sahipti. Kumaş zenginlikleriyle gelen rafine bir lüks kavramı, neredeyse hazırgiyimi ‘couture’ işçiliğine yaklaştıran bir anlayış hâkimdi.
Palto, mont, kaban ve bomber ceketlerden oluşan dış giyim altın sezonunu yaşarken, kimi zaman dar vücuda oturan şortlar ve pantolonlar, kimi zaman da bol basketçi şortları ve bol paça pantolonlar olarak da kendini gösterdi.
Son olarak: Neo-prenin hakimiyeti nispeten azalırken klasik, geleneksel kumaşlara tekrar merhaba! Tüvit, moher, kaşmir, kadifenin dönüşü pek yakında.
Paylaş