Bir New York üçlemesi: Moda, parti ve kasırga

8 senede yüzlerce izlediğim defile izleme bilançoma 30 tane daha eklemek üzere New York Moda Haftası’nın yolunu tuttum.

Haberin Devamı

Moda haftaları açısından New York, bir Paris değil. Tasarım cesareti olarak ABD, Fransız stiliyle yarışamıyor. Fakat Anna Wintour’un son yıllardaki üstün çabaları ve yeni nesil tasarımcılara verilen destek sayesinde New York Moda Haftası tekrar heyecan kazanmaya başladı. Fakat şunu da belirtmekte fayda var: New York’ta Paris’e, Londra’ya nazaran defile veya sunum sayısı çok daha fazla olmasına rağmen en ‘baba’ şovları izleyemezsiniz. Ne ilham alırsınız ne de trendler hakında iyi kötü bir fikriniz olur. Hatta Amerikan/ticari/kötü tasarımcı ekseninde boğulursunuz.

/images/100/0x0/55eac1def018fbb8f894c37e

 Defile notları, parti dedikoduları

Haberin Devamı

 ¬ David Beckham her zamanki gibi karısını desteklemek için defileyi izlemeye geldi ve defile sonrası koleksiyonu inanılmaz seksi bulduğunu söyledi.
¬ Liberty Ross, yönetmen kocası Rupert Sanderson onu Kristen Stewart ile aldattıktan sonra Alexander Wang’in defilesinde podyumda yürüyerek “Yıkılmadım, ayaktayım” mesajı vermişti. Bu sezonsa kendisine zor zamanda destek çıkan arkadaşı Wang’in defilesini ön sıradan izleyerek boşanma sonrası ilk kez basınla
buluşmuş oldu.
¬ New York Times’ın stil dergisi T Magazine, yeni genel yayın yönetmenini ve yenilenmiş halini Grand Central’da bir partiyle kutladı. Derginin boyutu büyümüş, grafikler tazelenmiş; dergiye taze kan ve can gelmiş.
¬ Parti açısından haftanın en bereketli günü salıydı.
Bir gecede dört parti!
‘Purple’ dergisinin yemeği cool mekân Acme restorandaydı. Sonrasında Carine Roitfeld’in kendi adını taşıyan sezonluk dergisi CR Book’un partisi için Casa Lever’e gidildi. Tüm top modeller bu partideydi. Bu arada Rodarte ikilisi Standard East Village Hotel’de defile sonrası parti veriyordu. Gecenin sonunda herkes Standard Hotel’in en üst katındaki Boom Boom Room’da buluştu.
Diesel ve Purple dergisinin ortak partisine girmek de çıkmak da çok zordu.
¬ Moncler’in Gotham Hall’da gerçekleştirdiği 370 modelin yer aldığı sunumu epikti. Gruplar halinde kokteyl alanından daire şeklinde bir arenanın ortasına giriyorsunuz, inanılmaz bir ışık ve müzik eşliğinde yüzlerce tepeden tırnağa stilize edilmiş modelle karşılaşıyorsunuz.
¬ En çok retweet edilen söz, New York Times moda yazarı Cathy Horn’a aitti:
“Etrafta çok fazla marka var ancak aynı oranda gerçek yetenekli tasarımcı yok.”

Haberin Devamı

En popüler defileler

 Marc Jacobs, Proenza Schouler, Alexander Wang, Altuzarra, Philip Lim, Rodarte, Jason Wu, Victoria Beckham (Evet, inanmayacaksınız belki ama inanılmaz bir evrim geçirdi), yeniden dirilen Helmut Lang, sokak modasını farklı bir konuma taşıyan Rag&Bone, The Row (Mary-Kate Olsen kardeşler deyip geçmeyin. onlar da Victoria Beckham gibi ‘şöhret’ sonrası tasarımcı olma imajını çoktan aştılar ve harika koleksiyonlar çıkarıyorlar) ve tabii tüm klasikler: Ralph Lauren, Micheal Kors, Diane von Furstenberg, Donna Karan, Tommy Hilfiger, Lacoste ve John Galliano danışmanlığı sonrası defilesi daha da heyecanla izlenen Oscar De La Renta.

BAŞROLDE NEMO VAR

Haberin Devamı

Ne zaman kış, ne zaman yaz havasını kestirememek moda haftalarında tuhaf sonuçlar doğurabiliyor. Geçen sene, şubattaki Paris Moda Haftası’nda dünyanın dört bir tarafından bavullar dolusu kışlık kıyafetlerle gelen moda editörleri olağanüstü sıcak karşısında afallayıp kalmıştı. Tam da bu sırada ‘Net-a-porter.com’ alışveriş sitesi kıvrak bir stratejiyle o hafta ilkbahar-yaz koleksiyonlarından alınan ürünü bir günde editörlerin Paris’teki otellerine yollayabileceklerini duyurmuştu. Benzer bir hava muhalefeti etkisi bu kez New York’ta yaşandı. Bugüne kadar hiçbir moda haftasında eşi benzerine rastlanmamış kar fırtınası Nemo, defile organizatörlerini, son dakika kumaş bekleyen tasarımcıları (Marc Jacobs defile gününü sırf bu yüzden ertelemek zorunda kaldı) ve sabahtan akşama kadar sokak stili fotoğrafları çekmeye çalışan blogger’ları etkiledi. Bir defile çıkışı müthiş bir adanmışlıkla naylonlara sardıkları makineleriyle fotoğrafımı çeken emekçileri çektim.

Haberin Devamı

Defile başlama saatinde havaya bağlı ekstra bir gecikme yaşanmadı. Her moda haftasında rötara dair taraflar arası sessiz bir anlaşma vardır zaten. Tüm defileler Londra’da 20, New York’ta 30, Paris’te 40, Milano’da 50 dakika geç başlar.

/images/100/0x0/55eac1def018fbb8f894c380

Yeni Kate Moss, Cara mı?

Geçen sezon Trussardi defilelerinin stil danışmanlığını yaptığım sırada defileyi hazırlarken casting direktörümüz, Cara Delevigne adlı bir modeli kullanma konusunda ısrar etmişti. Bir bildiği varmış. Cara, provalarda fırlama tavırlarıyla bir anda tüm kulisin maskotu oluvermişti. Bu sezon sayısız moda çekiminde, kampanyada yer alarak tasarımcıların, moda editörlerinin obsesyonuna dönüşen Cara, New York’un yıldızıydı. Ünlü fotoğrafçı Mario Testino Cara’yı şimdiden Kate Moss’a benzetmeye başlamış. Bu arada Cara’nın geçen sene abartılı bulunan podyum yürüyüşü, bu sezon sakinleşmiş, durulmuş. Zamanında boşuna dememişlerdi bize,  “Mankenlik kilometre işidir, yürüdükçe tecrübe kazanırsın” diye.

Yazarın Tüm Yazıları