Yangınlara rağmen çam balı için hâlâ umut var

Marmaris’teki yangında endişelendiğimiz şeylerden biri de dünyanın en özel ballarından biri olan çam balının yok olup olmadığıydı. Elbette ciddi zarar var ama çam balı yok olmadı, olmayacak...

Haberin Devamı

Bir katre de olsa içimize su serpecek haberi baştan vereyim. Çam balımızın tamamını kaybetmedik, arılarımızın bir kısmını maalesef kaybetmemize rağmen...

Bu kadar büyük bir felaketin ardından bu haber bile umutlarımızı az da olsa tazelemeye yetiyor. Türkiye, dünyadaki en büyük ve neredeyse tek çam balı üreticisi. Neredeyse tek diyorum çünkü biz dünyadaki toplam üretimin yüzde 95’ine sahibiz. Kalan yüzde 5 ise Yunanistan’ın Ege’ye bakan kıyılarında yapılıyor.

Yangınlara rağmen çam balı için hâlâ umut var

Ağaç tahribatının bu özel çam balı için neden bu kadar önemli olduğunu anlayabilmek için çam balının nasıl üretildiğini size kısaca anlatayım. Yaz aylarında ‘çam pamuklu koşnili’ denen zararlı canlı, kızılçam ve fıstık çamlarının gövdesinde, ağacın özünden elde ettiği beyaz ve renksiz bir salgı oluşturur. Bu salgı ‘basura’ diye adlandırılır ve çoğu zaman ağacın gövdesinden bir ip gibi sarkar. Kovana bal taşıyacak arılar da çam ağaçlarının gövdesindeki bu özlü salgıyı alırlar ve bünyelerinde enzimlerle bu ham haldeki çam balını işleyip kovana taşır, peteklere yerleştirirler. Peteklerde suyu uçarak olgunlaşmasının sonucunda da çam balı elde edilir.

Haberin Devamı

Basurayı salgılayan çam pamuklu koşnili, Türkiye’de yalnızca Muğla, Marmaris, Aydın ve az miktarda da Kaz Dağları’nın belirli bölgelerinde yaşayabiliyor, bu nedenle de sadece buralarda çam balı üretilebiliyor.

ARICILARA DESTEĞE GİTTİLER

Etrafta yanmış kovan fotoğrafları dolaştıkça içim yanarak Özen Altıparmak’ı aradım. Özen Bey arıcılık ve bal bilgisine en güvendiğim ve bu ülkede arıcılığın gelişimi için yıllardır çok büyük emek veren bir insan. Arı varlığını korumak, üreticiyi eğitmek ve sürdürülebilir arıcılığı desteklemek için kurduğu bir arıcılık akademisi bile var. Kendisi Balparmak markasının da sahibi. Felaket yaşanmaya başladığı an genel müdür mertebesindekiler de

dahil olmak üzere fabrika çalışanlarının bir kısmı arıcılara destek olmak amacıyla olay yerine gitmiş ve halen oradalarmış. Özen Bey durum raporunu şöyle veriyor: “Basura toplanan çamların hemen hemen yarısı yandı. Ama diğer yarısı şükür ki hâlâ duruyor. Arıcılarımızın çoğu henüz yaylalardan dönmemişlerdi, mevsim itibariyle. Bu büyük bir şans ama orada kalan yerli arı kovanları da vardı. Bölgedeki 2 milyona yakın kovandan da 2 bin ila 5 bin tanesinin yandığını düşünüyoruz. Ama daha hiçbir şey net değil.”

Haberin Devamı

Ağustos ortası başlayan çam balı hasat zamanı, civarda 1 milyonun üzerinde kovan oluyormuş. Özen Bey’in anlattığına göre çam balının oluşumunda dört ana etken var: Arıların güçlü olması, halk arasında basra böceği denen çam pamuklu koşnilinin ölmemiş ve hâlâ yaşıyor olması, hasat zamanı sabah çiyinin olması ve son olarak da o dönemde poyraz esmemesi lazımmış. Bu dört faktör de ağustosun 15-20’sinden sonra gerçekleşirse, çam ağaçlarının kalan yarısında çam balı elde edebileceğiz. Normalde bir yılda 15 bin ton gerçekleşen üretimin en azından yarısına yakınını...

Öte yandan Özen Bey çok ciddi bir konuya daha dikkat çekiyor, geçen yaz neredeyse hiç çam balı üretimi olmamış. Çünkü hemen yukarıda bahsettiğimiz dört faktörden ikisi gerçekleşmemiş. Evet, arı var, çam ağacı var, fakat basra böceği hiç yokmuş ve çiy hiç oluşmamış. İklim krizinin yüzümüze çarpan en acı örneklerinden biri, bu tarz özel ürünlerin belki de bir sezonda yok olacağını bilip buna şahit olmak. İşimizin ihtimallere kalmış olması en az yangın kadar canımı yakıyor...

Haberin Devamı

Yangınlara rağmen çam balı için hâlâ umut var

ARI OLMAZSA NE OLUR?

Dünyada yaklaşık 20 bin arı türü var. Ne yazık ki, diğer birçok böcek türü gibi, çok fazla arı türü de azalmaya devam ediyor. Arıların yok olması, ekosistemlerde büyük dalgalanmalara sebep olacak bir unsur. Pek çok bitki, yalnızca arılar tarafından tozlaştırılır ve insan müdahalesi olmadan biyoçeşitlilik sağlanır. Arıların yok olması, habitatlarının bileşimini değiştirecek, parçası oldukları besin ağlarını etkileyecek ve bağımlı organizmaların da yok oluşlarını tetikleyecek... Arılar olmasaydı bitkiler bu kadar çoğalamazdı. Arı yiyen kuşlar gibi birçok hayvan da besin ağlarını kaybedecek.

 

Yazarın Tüm Yazıları