Şefler ihtiyaç sahiplerine pişirecek, öğün sayıları değişecek

Dışarıda yeme içme alışkanlıklarımız nasıl etkilenecek?

Bu dönemi sağ salim atlattıktan sonra herkes sokağa çıkıp en özlediği yerlerde yiyecek hiç kuşkusuz. Ama diğer taraftan da bu süreç dışarıda ne kadar fazla gereksiz vakit geçirdiğimizi ve evlerimizi ihmal ettiğimizi, aynı zamanda ikisinin de ne kadar keyifli olduğunu anlamamıza vesile oldu. Bence iç ve dış dünyamızı daha iyi dengelemeyi öğreneceğiz bundan sonra.  

Salgın, evde yeme içme alışkanlıklarımızı nasıl etkileyecek? 

Herkesin düzeni değişti, bu bir gerçek. Özellikle evde oturduğumuz ilk hafta hepimiz yemek olayını abarttık. Ama tartıda gördüğümüz rakam hoşumuza gitmeyince ve en az birkaç hafta daha evlerde olduğumuzu idrak edince bir kısmımız dikkatli yemeye başladı bile. Yeme içme işine belli kurallar koymamız ve bir rutine oturtmamız şart. Herkes kendi ritmine göre kural koymalı. Mesela geç uyanıyorsa öğün sayısını ikiye düşürmeli ya da erkenciyse “Dört öğün yiyeceğim ama arada hiç atıştırmayacağım” demeli. Yediklerimiz en azından ev yemeği. Malzemesi, kalorisi bizim kontrolümüz altında. Bu avantajı da unutmayalım.

Süreçte ayakta kalan sadece zincir restoranlar mı olur?

Sektörün alacağı yara, bu sürecin uzunluğuna ve devlet desteklerine bağlı. İki ay ile altı ay arasında çok büyük fark var. Çoğunluk, bir ya da iki ay dayanabilir ama sonrası meçhul... Sadece küçük işletmeler değil, büyükler için de geçerli bu.

Time’ın kapağındaki İspanyol şef gibi bizde de muhtaçlara yemek pişiren şef var mı? 

Yemek yardımı yapmanın yasal olarak belli kuralları ve şartları var. Yerel belediyelerle iletişime geçerek istenen prosedürler öğrenilmeli. Gerçek ihtiyaç sahiplerini bulup o yemeği onlara ulaştırabilmek de çok önemli ve kritik bir nokta. Şef Umut Karakuş’un iki haftadır üzerine çalıştığı ve Çiğdem Seferoğlu, Sinan Büdeyri, Can Aras, Mihta Yıldırımtaş’ın içinde olduğu bir grup şef ‘Sen Güvende Kal’ adlı gönüllü bir proje başlattı. İlk olarak Kadıköy Belediyesi’yle koordineli çalışan grup 75 yaş üzeri, evinde tek başına yaşayan ihtiyaç sahiplerine beslenme uzmanı Dilara Koçak tarafından hazırlanmış mönüleri pişiriyor. Çok güzel bir sistem oturttular. Umarım diğer şefler de destek olur...

İŞSİZ KALANLAR TARLADA HASAT YAPACAK

Dünyada son durum ne, sektörde neler oluyor?

- İngiltere’de pandemi sebebiyle tarlada yetişen mahsulleri toplayacak işgücü sıkıntısı yaşanıyor ve onbinlerce ton meyve-sebze tarlalarda bu sebeple çürüyor. Genellikle Bulgaristan, Romanya, Litvanya gibi ülkelerden gelerek çalışan sezonluk 50 bin işçi artık yok. Bu sebeple işini kaybeden şefler, garsonlar ve diğerleri tarlalarda çalışmaya teşvik edildi.

- Amazon’un sahibi olduğu Whole Foods çalışanları 1980 yılından beri ilk defa bir araya gelerek, sahip oldukları zorlu ve güvensiz çalışma koşulları sebebiyle toplu bir şekilde ücretli izne ayrılmak istedikleri çağrısında bulundu.

- ABD’de dükkân dışı alkollü içki ve yemeklerin satışını yasaklayan kurallar, eyaletler tarafından yumuşatıldı. New York mekânları artık kokteyller yaparak evlere teslim edebiliyorlar.

- ABD de tarlada çalışacak işçi arıyor. Firmalar, sezonluk meyve-sebze hasadı için başka ülkelerden sezonluk işçi kaynağı peşinde.

- E-ticaret devi Amazon kasiyersiz süpermarket devrini başlatmaya ve bunun lisansını diğer perakendecilere vermeye hazırlanıyor. Geçen hafta Seattle’da açılan Amazon Go Grocery’yle yeni bir devir başlayacak gibi görünüyor. Bu mağazada düzinelerce kamera, raf sensörleri ve çeşitli yazılımlar mevcut. Tüketiciler dilediği ürünü seçiyor, ödeme veya barkod okutmak için durmadan dışarı çıkabiliyor. Dışarı çıktıkları an cep telefonlarına faturaları düşüyor.

İngiltere’de sezonluk hasat işçisi 50 bin Doğu Avrupalı bu yıl çalışamayacak.