Paylaş
Söğüt’te klasikler ve butik gastronomik hazlar
Ahtapotçu Mehmet Usta: Denize sıfır, sıcak ve samimi bir aile işletmesi. Restoranın adından da anlaşıldığı üzere buranın esas olayı farklı şekillerde pişirdikleri ahtapotlar. Lokum ahtapotta, ahtapotları küp şeklinde keserek kızartıyorlar; yemesi kolay. Vantuzlarıyla birlikte mangalda pişirdikleri ahtapot özellikle dişe gelir kıvamda sevenler için ideal. Sirke ve şarapla güveçte pişenin yanında bir de kaşar, soğan, biber ve domatesle pişirilen ahtapot güveç var. Tercih sizin; suyuna ekmek mi banmak istersiniz, yoksa ateşten önünüze gelen bütün bir bacak mı?
Denizkızı (Muhammed’in Yeri): Mezeleri klasik, yemekleri hep bildik şeyler ama her şeyin tadı yerinde. Fava, deniz börülcesi, pilaki, patlıcanlı mezelerle başlayıp ardından çok iyi yaptıkları ahtapot ızgarayla devam edebilirsiniz. Eğer ellerinde varsa mutlaka yerli kalamardan da sipariş edin. Bunu da isteğe göre ızgara veya tava olarak yapıyorlar. İri balıkları ızgara yaparken arasına koydukları defne yaprağı müthiş lezzet veriyor.
Manzara: Son zamanlarda bölgenin en gözde ve merak edilen restoranı. Hem balık hem de sebzelerde çok iyi kalite ve taze ürün kullanmalarının yanında bu ürünleri deforme etmeden, orijinal tatlarını bozmadan yaratıcı tabaklar hazırlıyorlar. Yumurtalarını sos haline getirip yarma buğdaydan risotto’yla sundukları langusta da Manzara’nın klasiği. Biberiyeyle tütsülenmiş karides, viski soslu karavida, akya veya farklı balıktan yaptıkları ceviche, ballı-hardallı karides hatta reyhanlı domates salatası sizi mutlu edecek diğer lezzetler.
Octopus: Bölgenin en eskilerinden. 80’li yıllarda salaş bir balıkçı meyhanesiyken günümüzde lüks teknelerin iskelesine yanaştığı bir restoran haline geldi. Özellikle meze konusunda hem çeşitlilik hem de lezzet olarak iddialılar. Karışık deniz mahsullü börek, bebek kalamar ızgara, kabak çiçeği dolması, kalamar dolması en iyilerinden bazıları.
Barba Saranda: Söğüt’ün Saranda sahilinde, Yunanistan’ın Simi Adası’na bakan mütevazı masalarla 2018 Mayıs’ında tasarımcı Dilara Endican tarafından kuruldu. Barba Saranda’da köy ekmeklerinden deniz ürünlerine, özel yapım soslarından imza kokteyllerine her zevke ve damağa hitap edecek bir şey bulunuyor. Kral yengeç, ıstakoz, istiridye gibi deniz ürünlerinin yanında Susurluk göbek kokorecini de burada deneyebilirsiniz. Kızıl meşe odunu yakılan köy usulü kara fırında kokoreçten ıstakoza, pizzadan ekmeğe kadar birçok ürün pişiriliyor. Barba Saranda’nın artizan dondurma, kahve ve tatlı markası Deli Keçi’yi de gittiğinizde mutlaka deneyin. İşletmenin butik konaklama seçeneği tek odalı Bi’ Oda Bi’ Balkon…
Bir küçücük kasaba, içi dolu tatlarla
Sardunya: Bölgenin en güzel küçük sahil kasabalarından biri olan Selimiye, etraftaki yerleşimlerin çoğu gibi küçücük, kendi halinde bir balıkçı köyü. Sardunya da Selimiye’nin en eski restoranlarından biri. Bahçesinde yetiştirilen sebzelerden yapılan salataları ve mezeleri, balıkçı böreği ve lagosu en klasik lezzetlerinden. Yaz aylarında rezervasyonsuz yer bulmanın imkânsız olduğunu unutmayın.
Karadut No: 12: Selimiye’nin en şirin kafesi. Serpme kahvaltıda kullandıkları malzemeleri oldukça iyi. Tatlılarını günlük yapıyorlar ama en özel ürün, adından da anlaşılacağı üzere karadut suyu, dondurması ve karadut sangria.
Paprika: Çarşı içindeki bu sevimli aile işletmesi özellikle tatlılarıyla gözde. En favori tatlıları olan çilekli magnolia’nın yanında, lavantalı muhallebi, süt reçelli cheesecake, pişmaniyeli tiramisu diğer iddialı olanlar. Buz gibi ‘ev yapımı’ limonatalarını da es geçmeyin. Özellikle pamuk şekerle süsledikleri çilekli limonata çok seviliyor.
Hisarönü’nün sürprizleri...
La Guerite: Yurtdışından ithal en özel markalardan biri; D-Maris Bay içinde hizmet veriyor. DJ performanslı tüm güne yayılmış plaj eğlence konseptiyle Cannes ve St. Barth’da da şubeleri olan bu markanın otelden olduğu kadar dışarıdan tekneyle gelen müşterisi çok. Wasabi dondurmalı somon tartar, ballı-susamlı-peynirli çıtır börek, özel La Guerite soslu kara midye, Endülüs usulü soğuk domates çorbası menünün yıldızlarından.
Manos Taverna: Simi’nin ikonik mekânlarından Manos, D-Maris Bay’de açıldığından bu yana Yunan usulü yemek ve eğlence isteyenlerin, tabii bir de bütçesine güvenenlerin favorisi. Mutfağı erkek kardeşi Mixalis Magkos, mekândaki eğlenceyi oğlu Yiannis Magkos’a emanet etmiş Manos. Denizin diğer kıyısında yiyeceğiniz o minik Simi karidesleri başta olmak üzere Yunan adalarını aratmayacak güzellikte bir sofra sizi bekliyor Manos’ta. Restoranda tek masa bile olsa ne müzikten ne de sirtakiden taviz veriyorlar. Ne zaman giderseniz gidin, eğlence garanti.
Hisarönü Köftecisi: Sahibinin kendi köy evinin bahçesinde yarattığı yeşillikler içindeki alan çok etkileyici ve burayı farklı kılıyor. Köfte, piyaz, tavuk ızgara ve ızgara sebze servisi yapıyor. Balığa alternatif rahat, keyifli ve lezzetli bir yemek isteyenler için en ideal yer.
Bozburun’a özel lezzetler
Limon Ağacı: Kıyı şeridinde en iyi dondurmayı yiyeceğiniz az sayıdaki yerden biri. Limon Ağacı’nın dondurmaları keçi ve inek sütü karışımından yapılıyor. Yaz meyvelerinden kavun, şeftali, limon, vişne parçacıklı sorbeleri de oldukça iyi. Sütlü tatlı sevenler sütlacı da deneyebilir.
Kandil: Şafak Usta’nın Yeri olarak da bilinen Kandil Restoran, Bozburun Liman’da hizmet veriyor. Ahtapot ızgara ve lagos balığı en klasik ana yemekleri ama kabak çiçeği dolması, Bozburun ezmesi gibi özel mezeleri de es geçilmemeli.
Bozburun Yacht Club: Bölgenin simgesi haline gelmiş olan mekân adı nedeniyle kocaman bir yat limanını çağrıştırmasın. Bir aile işletmesi olan işletme dünyanın en tatlı ve minik yat kulübü olabilir. Dirvana ailesinin yazlık olarak alıp sonra minik bir otel ve restorana dönüştürdüğü kulübün iskelesine 10 kadar tekne de bağlanabiliyor. Mutfak ailenin büyüğü Zeynep Anne kontrolünde olduğu için burada lezzetsiz bir şey yemek neredeyse imkânsız.
Paylaş