Paylaş
Yani bu gencecik çocuklar nasıl oluyor da kötü insan olmaya karar verebiliyorlar? Bu davranış kalıplarını nerede normalleştirdi ve öğrendiler?
Geçenlerde TV programıma gelen psikolog hanımefendi, bir örnek verdi ve o günden beri bunu düşünüyorum.
Dedi ki: Eğer çocuğunuzun odasına kapıyı çalmadan “dan” diye girip “kalk toz alacaktım başka yere geç” derseniz, bu da sizin evde yaptığınız zorbalıktır.
Ben işin bu kadar masum olmadığını da artık duymaya başladım. Aileler düpedüz birbirlerini ateşleyerek okuldaki çocuk kavgalarına dahil olup zorbalık yapan çocuğunun davranışını rasyonalize etmeye başladılar.
Kaçırdıkları şey şu: O çocuklar, gerçek zorbalığı siz yaşlandığınızda sözleri ya da elleri ile sizi sağa sola iteklediklerinde ne yetiştirdiğinizi anlayacaksınız.
TÜRKİYE’DEKİ GÜNCEL GERÇEKLER VE RAKAMLAR
Türkiye’de zorbalığa ilişkin kesin veriler elde etmek zor olsa da Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2023’te yaptığı bir anket, öğrencilerin yüzde 23’ünün okul yıllarında en az bir kez zorbalığa maruz kaldığını bildirdiğini gösteriyor. Bu, kültürel ve sosyal bağlamda zorbalığın yarattığı benzersiz zorlukları ele almak için Türkiye’de hedefe yönelik bir yaklaşıma duyulan ihtiyacın altını çiziyor.
MAĞDURLAR ÜZERİNDEKİ DERİN ETKİLER
Okul zorbalığının sonuçları derindir. Kurbanları yalnızca akademik yıllarında etkilemez, aynı zamanda yetişkinliğe kadar devam eden bir gölge oluşturur. Küresel araştırmalar, zorbalık ile zihinsel sağlık sorunları arasında doğrudan bir ilişki olduğunu ortaya koyuyor. Amerikan Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Akademisi Dergisi’nde yayınlanan kapsamlı bir meta-analiz, zorbalık mağdurlarının artan kaygı, depresyon ve hatta intihar düşüncesi riskiyle karşı karşıya olduğunu ortaya çıkardı. Yani bu iş artık ‘çocuktur, kavga ederler barışır’lardan çok daha ciddi bir sorun haline geldi.
UZUN VADELİ ETKİLERİ ENDİŞE VERİCİ
Ani duygusal sıkıntının ötesinde, zorbalığın uzun vadeli etkileri endişe vericidir. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Ulusal Çocuk Sağlığı ve İnsan Gelişimi Enstitüsü tarafından yürütülen bir araştırma, zorbalık mağdurlarını yetişkinliğe kadar takip etti ve bu kişilerin istikrarlı ilişkiler kurma, kariyer başarısı elde etme ve zihinsel refahı koruma konusunda zorluklarla karşılaşma olasılıklarının daha yüksek olduğunu ortaya çıkardı.
EMPATİ YOKSA ZORBALIK DEVAM EDECEK
Peki sizce biyoloji buna izin veriyor mu? Yani bir genç arkadaşına kötü davrandığında, onun tam olarak ne hissettiğini neden anlayamıyor? Buyurun bilimsel sebepleri:
Şu soru ile başlayalım... Sizce neden Amerika’da 21 yaş sınırlaması vardır? Çoğu eyalette 20 yaşında bir genç alkol satın alamaz mesela ya da bir sürü başka yasal özgürlükleri 21 yaş ile sınırlıdır.
Hazır olun, cevap sarsıcı...
Çünkü bilimsel olarak bir genç 21 yaşından sonra sonuç analiz yeteneğine ulaşıyor. Beynindeki prefrontal bölge ancak o zaman aktifleşiyor. Küçük yaşlarda dikkat edin hayvanlara karşı, doğaya karşı daha hassas ama ne oluyorsa 14/15 yaşlarında bambaşka hatta acımasız bir çocuğa dönüşüyor çünkü prefrontal bölgede meydana gelen incelme 15-21 yaş arası tekrar bir yapılanmaya doğru gidiyor. Bu süreçte işte empatik davranamıyor. Size karşı da canınızı yakacak laflar söylüyor ve ‘annem buna üzülür mü acaba’ diye tartamıyor. ÇÜNKÜ BEYNİ BUNA İZİN VERMİYOR!
İkinci sarsıcı bilgi de şu...
Ergenlerin dopamin seviyesi, yetişkinden iki katı daha fazla. Bu yüzden dürtüsel ve çok meraklı. Risk alma isteği tavan yapmış. Pat küt her şeye dalabilecek kapasitede. İşte tam da bu yüzden ergenlere kural koymak, onları frenlemek son derece önemli. Öyle ‘çocuğumla arkadaş olayım’, çocuğunuzun ne olmasını istersiniz dendiğinde havalı havalı ‘sadece mutlu’ olsun cevaplarını vermek zinhar çözüm değil. Ergene kural şart, ergene ilgi şart, ergene anne ve baba’nın kendisi ya da figürü şart. Mutlu olması gereken birisi varsa o da aslında ebeveynin kendisi ki etrafına faydası olabilsin.
O zaman çözüm ne?
Eğer ergenlerin beyni bile buna izin vermeyecekse biz ne yapacağız? Empati kelimesini Instagram’da ona buna laf geçirmek için kullanılan havalı bir söz olmaktan çıkarıp, eyleme dönüştüreceğiz. Ergenlere empatiyi vurgulayacak örnekler gösterecek, duygusal paylaşımlar yapacak ve psikologlardan destekler alacağız. Empati kelimesini hayatınızın merkezi yapmazsanız maalesef 21 yaşına kadar bu beyinsel süreci bekleyecek ve çok acı çekeceksiniz.
‘Bana bunu nasıl söyler?’, ‘Benim çocuğum bunun beni çok üzeceğini nasıl öngörmez?’ diye kendinize her sorduğunuzda bu bilimsel bilgi aklınıza gelsin. Yapmıyor değil, yapamıyorlar.
GÜNÜN SÖZÜ
“İnsanlar söylediklerinizi ve yaptıklarınızı unuturlar ama onlara neler hissettirdiğinizi asla unutmazlar.”
(Adam Fawer)
EĞİTİMDEN, BİLİMDEN, BAŞÖĞRETMEN’İN İZİNDEN AYRILMADIĞINIZ AYDINLIK GÜNLERİNİZ OLSUN.
Paylaş