Zombiler 8 vizyonda

Tırsss... Bir küçük haber okudum -Korkmaz Yiğit’in kulakları çınlasın- kimyam bozuldu.

Hakikaten, olabilir mi? Eksik olmasın, bir süre dinlenip topumuzu kurtarmak adına takat toplayan Baba, sahalara dönüyor olabilir mi?!?

Süleyman Demirel; ‘Siyasete dönmenin yolunu hiçbir zaman kapatmıyorum. Parti siyaseti içinde değilim ama bu hiçbir zaman olmayacağım anlamına gelmez. Devran nasıl döner bilmem’ demiş.

Kesmeyenler için bir de benim bünyeden, helálinden bir üçüncü sayfa haberi: Bunun gerçekleşme ihtimáli üzerine derin tefekkürlere dalan vatandaş Ebru Çapa kafayı yemiş...

İnanmayı reddediyorum... Hani şaka deyip geçmek istiyorum ama kendileri bu arzusuna dair belediye seçimleri esnasında da sinyal verdiği, hatta sinyal de ne, flaşörleri yaktığı için bayağı bayağı tırsıyorum.

Atlayanlar olmuştur belki hesabına, hatırlatalım. Demirel, Ankara’da CNN Türk’ün seçim otobüsüne bindiğinde málûm ‘nüktedan’ üslubuyla şöyle buyurmuştu: ‘Bu otobüse binince insan inmek istemiyor. Bana ahali bul da bir-iki nutuk vereyim.’

Bu ne sonu gelmez, ne mütemadi bir hevesmiş, bu nutuk atma tutkusu ne mene bir bağımlılıkmış yahu!

Bir zamanlar politikayı bırakıp uskumru dolması üstádı ve evinin erkeği olacağını, Olcay Hanım’a kocalık görevini ifa edeceğini, torun morun seveceğini söyleyen, Deniz Baykal’ın fırrr döndüğü, CHP’nin ruhuna rahmet okuttuğu ve psikoloji literatüründeki adıyla ‘inkar (denial) sendromu’ndan mustarip tombul yanaklı, ‘genç ve yakışıklı’ liderimizin tüm bunlara rağmen mıhhh gibi yerli yerinde çakılıp kalmakta ısrar ettiği zaten cümlemizin málûmu.

Keza, artık kürsüde konuşurken filan içi geçen Bülent Ecevit’in yine aleni hezimete rağmen ‘başarı’ edebiyatına yazılabildiği de...

Bu durumda siyaset áleminin en başarılı ‘volta’larını atmış, yedi kere gitmiş, yedi kere gelmiş, üstüne bir de Cumhurbaşkanlığı yapmış Demirel’in iştahı kabarmaz mı? Kabarır elbet...

E o zaman, kopsun kıyamet...

Demirel bu; ne yapar eder döner. Gerekirse gençlik kollarında çalışmaya başlar, bir yıl içinde tabandan tepeye depar bile atar. Biz öööyle arkasından salak salak bakakalırız...

Bir kez daha, bir kez daha, bir kez daha şaşakalırız...

Baykal dönmüş, Ecevit desen hiç gitmemiş...

Demirel’in başı kel mi? (Kel ama olsun, binaenaleyh, şapkam sağolsun...)

Ve fakat bu kadarı bizleri kesmez. Bir-iki-üç yetmez...

King’e bir de dördüncü gerek di mi?

Ben derim ki yarın-öbür gün, bir katekulliye getirip Erbakan Hocamız da dönebilir yani.

Hatta, bu aralar mezarlıkların yanından geçerken dikkatli bakının, Türkeş bile hortlayabilir yani...

Olmaz olmaz demeyin, burası zombiler diyarı, olmaz olmaz...

Asparagas

Kafayı yormam ben adam olmam

Niçin tüm ısrarlara rağmen CHP Genel Başkanlığı’nı düşünmediğini; ‘Beni seçim otobüsü üzerinde avaz avaz nutuk atarken düşünebiliyor musunuz?

Parti liderliği yapmak benim yapıma müsait değil. Liderlik psikolojik güç gerektirir. İnsanın lider olabilmesi için takımı çalıştırması gerekir.

Ben ise takım içinde yararlı olmak istiyorum’ sözleriyle açıklayan Kemal Derviş’in durumu, bilim adamları tarafından ‘Anna Kournikova Sendromu’ olarak tanımlandı. Türkiye’ye geldiği dönemde David Beckham modeli ilgi gören ve tenise duyduğu sevgi herkesçe bilinen Derviş’e, o günlerden bu günlere gözle görülür pek bir hizmeti bulunmamasına rağmen CHP’nin başına geçmesi için yalvar yakar olunması hálinin, tenis oynamadığı hálde reklam gelirleriyle servet sahibi olan Anna Kournikova’yı andırdığını söylediler. Bu arada, CHP kulislerinde dolanan bir söylentiye göre, müziğe merakı da málûm olan Derviş, bu aralar Serdar Ortaç’ın ‘Ben Adam Olmam’ şarkısını terennüm ederek dolanıyormuş.
Yazarın Tüm Yazıları