Anneler günün kutlu olsun

Gözüm saatte, şafak sayıyorum. Zira bunlar ve bunlara benzemez milyonlarca konu bir yana, benim aklım mütemadiyen karnında dönen ’musluklu’ elemanda. Anneler günün kutlu olsun Banu’m...

Seni çelikten bir imanla seviyorum.

Canım;

Bugünün Anneler Günü olması hasebiyle aklıma bir düşüş düştün ki o burnuna değen karnınla seni ordan çıkarmaya vinç gerekir.

40’ında, 13 yılın ardından ikinci bebişi yumurtlamanın arifesindesin. Ve kendimi bildim bileli idolümdün ama 35 yaşımın üremeyi paçası sıkmayan olamamış olgunluğuyla seni her düşündüğümde slogan atma kıvamına gelmiş vaziyetteyim: Bu şişko seninle gurur duyuyor!

Buraları bıraktığınız gibi... Her Allah’ın günü, meselá bir İskandinav ülkesinin bir yılda yaşadığı oranda ’enteresan’ hadise yaşıyoruz.

Annem bir yandan sizin emanetiniz Elif’le uğraşıyor (Elif’in de annemle uğraştığı iddia edilebilir pekálá; ayrı...), bir yandan da yeni toruna hazırlık yapıyor. Hayatında ilk defa oğlan çocuğuyla müşerref olacağı için ’musluklu alt’ nasıl değiştirilir filan, telaşlarda...

İZMİR MAHŞER YERİ GİBİ

Memleket desen, yanıyor dönüyor. Bugün İzmir, mahşer yeri gibi. Üçüncü Cumhuriyet Mitingi, bizim ’gávur’ İzmir’de yapılıyor ve İzmir’in gávurluğuna yakışır bir şekilde, şimdiye kadarki en kalabalık miting olması bekleniyor. Şehir baştan aşağı kırmızıya kesmiş durumda. Düşün yani, Ayfer’i eve bayrak asmak falan kesmemiş, otomobilde de bayrakla dolaşıyor.

İzmir’den e-posta yağıyor. Kafkaflılar, Alsancak’a gitmeden önce Zübeyde Hanım’ın Karşıyaka’daki mezarını ziyaret edeceklermiş. Pankartlar hazırlamışlar: Üzerinde Zübeyde Hanım’ın gülen bir fotoğrafı var, yanında "Anamızı da aldık geldik!" yazıyor.

Bu haftasonu İzmir’e gitmek gibi bir niyetim vardı (Hani hamile kadına nispet yapmak hıyanete girer ama ben bu sene Çeşme’de deniz sezonunu 21 Nisan’da açtım şekerim. Ehe... Şantiye plajı şerbet gibiydi üzerine afiyet. Ehehe...) ama vazife başındayım. E birilerinin de o mitingin haberini yapması gerekiyor.

ŞAFAK SAYIYORUM

Seçim için düğmeye basıldı. Milletvekilliğine aday olacaklar, istifalarını verip görevlerini devretti. İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’nun içgörü kapasitesi malum: "Dönemimiz, uyuşturucu, insan ve silah kaçakçılığı, organize suçlarla mücadele açısından cumhuriyet tarihimizin en başarılı yılları olmuştur. İşkence ve kötü muamele, sıfır tolerans ilkesiyle, ülkemiz gündeminden çıkarılmıştır." Buyurmuş... Yazısız karikatür gibi adam valla. Bando eşliğinde uğurlanmış... İzmir Marşı’yla döndüğünü görmeyiz inşallah...

Adalet Bakanı Cemil Çiçek daha da komik: Görevini törenle müsteşarı Fahri Kasırga’ya teslim ederken birbirlerine çiçek sunmuşlar. Çiçek de; "Benim soyadım Çiçek ama bu çiçek benden daha canlı" şeklinde bir espri şey ettirmiş... Onun içgörüsüne laf edemeyeceğim. "Benim soyadım da Kasırga ama siz görev yaptığınız süre boyunca benden daha iyi üfürdünüz" şeklinde yanıt gelmemiş fakat. Gelsin isterdi deli gönül.

Gözüm saatte, şafak sayıyorum. Zira bunlar ve bunlara benzemez milyonlarca konu bir yana, benim aklım mütemadiyen senin karnında dönen ’musluklu’ elemanda; suratımdaki salak sırıtıştan kurtulamıyorum.

Anneler günün kutlu olsun Banu’m... Seni çelikten bir imanla seviyorum.
Yazarın Tüm Yazıları