Paylaş
Artık yıllar içinde uygulanan cerrahi tekniklerdeki gelişmeler sayesinde, eskiye nazaran çok daha küçük izlerle meme estetiği ameliyatı yapılabilmesi mümkün hale geldi.
Meme dokusundaki bozulmalar, meme dokusunun büyümesi ve sarkmasıyla kendini gösteriyor.
Meme ucu da aşağı düşüyor, bunların sarkmasıyla da deri dokusu genişleyip bollaşıyor.
Bu durumda meme dokusunun fazlasının alınıp, kalan meme dokusunun toparlanıp göğüs kasının ön kısmına asılmasını içeren bir ameliyat yapılıyor.
Meme ucu aşağı yukarı kaydırılıyor ve olması gerektiği yere taşınarak sabitleniyor.
Ancak bollaşan deri dokusunun fazlası kesilip atıldığından dolayı, o bölgede bir iz oluşuyor.
Kadınlar yıllardır büyük T harfine benzeyen bu izden yakınıyordu.
Yıllar içinde uygulanan cerrahi tekniklerdeki gelişmeler sayesinde, eskiye nazaran çok daha küçük izlerle meme estetiği ameliyatı yapılabilmesi mümkün hale geldi.
Meme estetiği yaptırmak isteyen tüm kadınlar, ameliyat öncesi görüşmeye geldiklerinde memelerinde ne kadar iz kalacağını sorarlar.
Bunu sormak da kadınların en doğal hakkıdır.
Her ne kadar kıyafet içinde kalan bir bölge olsa da, aynada kendilerine baktıklarında gördükleri büyük izlerden rahatsız olurlar. Partnerlerinin de bu izlerden dolayı kendilerinden rahatsızlık duyacaklarını düşünerek üzülüp endişelenirler.
Estetik ameliyat olmaya karar veren kadınların hekimlerle iz konusunda uzun uzun konuşmaları, anlamaya çalışmaları bu yüzdendir.
Çünkü kadınların bu endişesi boş değildir. Kimse meme başından aşağı doğru uzanan T harfi şeklindeki bir izle yaşamak istemez.
Eskiden meme estetiği yaptığımız kadınlarda ameliyattan sonraki dönemde, bu izler çok kırmızı ve belirginken, zamanla hafifliyordu.
Ancak T izlerinden kadınların tamamen kurtulması mümkün olamıyordu.
Günümüzde sıkça kullandığımız bir başka teknik sayesinde, belli seviyeye kadar sadece meme ucundan aşağı doğru uzanan tek bir çizgi ile mümkün olduğu kadar az iz oluşturarak bu ameliyatları yapabilir hale geldik.
Bu da kadınların daha az endişeyle bu ameliyatları yaptırabilmesine olanak tanıdı.
Az izle ameliyat yapabilmenin de bazı koşulları var. Biz genellikle az izle gerçekleştirdiğimiz bu ameliyat yöntemlerini, meme büyüklüğünün yeterli olduğu ve sadece düşüklük olan hastalar için uygulayabiliyoruz.
Her hastaya uygulayamıyoruz. Eğer hastanın memesinde hem düşüklük varsa, hem de küçük bir hacme sahipse, meme arkasına destek protezi konulup bir parça da büyütülebiliyor.
Düşüklüğün çok az olduğu kişilerde ise, meme altında hiç iz oluşturulmadan sadece meme ucundan şekillendirme yapılıyor.
Bu kişinin deri yapısı, yaşı, oluşan sorunun derecesine göre ayarlanıyor. Hiç iz olmadan ameliyat yapılması günümüzde mümkün değil.
Hasta ameliyat olmaya karar verdiğinde bu izlerin nasıl olabileceğini doktoruyla tartışmalı ve yeterli bilgiye sahip olmalıdır.
Ameliyat sonrası izlerin daha iyi bir gelişim gösterebilmesi için birtakım ilaç ve önlemler gerekebilir.
Bütün geliştirilmeye çalışılan yeni yöntemlerin ana amacı en az iz ve en az risk ile maksimum sonuç almaya yöneliktir.
Meme derisinde sık kilo alıp vermeyle birlikte oluşan fazla deri küçültme ameliyatı sırasında kesilip atılıyor.
Bunun dışında kalan yerleri gerginleştirdiğimiz için de meme derisindeki çatlaklar daha az belirgin oluyor. Meme dokusunun çok büyük olması halinde yapılan küçültme ameliyatı sırasında, meme dokusundaki sarkmayı da düzeltecek yöntemler kullanıyoruz.
Çünkü kadınlar büyük bir memenin varlığından kurtulup daha küçük bir meme isterken, aynı zamanda daha kalkık görünümde, daha güzel görünen bir meme de istiyor.
Meme ameliyatlarından sonra izlerin iyileşmesi kişilere göre değişiyor.
Bazı kişilerde 3-6 hafta içinde iyileşme oluyor, bazılarında ise bir-iki yıl sürüyor.
İz yapısını oluşturan en önemli faktörler, kişinin kendi deri yapısından kaynaklanıyor.
Derinin rengi, gerginlik derecesi, yara iyileşmesinin hızı da bunu etkiliyor.
MEME AMELiYATINDAN SONRA BUNLARA DiKKAT EDiN
Ameliyattan sonra hastalara bir süre özel korse takmalarını ve sporcu sutyeni kullanmalarını öneriyoruz. Ağır kaldırmalarını istemiyoruz. Ayrıca sigara içmemeleri, aspirin kullanmamaları gerekiyor. Kol hareketi içerideki göğüs kasını hareket ettirdiğinden, hastanın kolunu çok kaldırmamasını tercih ediyoruz. Yaklaşık 8-10 hafta sırt üstü ya da yan tarafa yatın diye öneride bulunuyoruz.
Paylaş