20 Temmuz 2009
Yaz aylarında cilt lekelerinde koyulaşma gözlenir. Güneş koruyucu kullanımındaki yetersizlik, koruyucuları sık sık tekrarlamama, cildi güneşe karşı hassaslaştıran ilaç kullanımı, yaz döneminde lekelerin artmasına yol açar. Leke tedavisi ise renk açıcı kremler veya peeling (cildi soyma) işlemi ile yapılır. Ancak peeling’in uzman bir hekim tarafından uygulanması büyük önem taşımaktadır.
Clt lekelerine karşı kullanılan renk açıcı kremler ve peeling işlemi, cildin parlak, elastik, canlı bir görünüm kazanmasını sağlıyor. Dermatoloji uzmanları, cildin lekesiz ve daha canlı görünmesini sağlamak için A vitamini, hidrokinon, arbutin, meyve asitleri, kojik asit, fitik asit, azelaik asit, C vitamini gibi maddelerden yararlanıyor.
Bu saydıklarımız peeling işleminde kullanılıyor, peeling işlemi derinlik seviyesine göre hafif, orta ve derin olmak üzere sınıflandırılıyor.
PEELİNG ÇEŞİTLERİ
* Yüzeysel Peeling: Hafif derecede olan lekelerin, ince kırışıklıkların ve çok yüzeyel akne izlerinin giderilmesi için başvurulan bir yöntemdir. Uygulamada düşük orandaki meyve asitleri kullanılmaktadır. Peeling işlemi sonrası yara iyileşme süresi kısadır. Kişinin günlük aktivitelerinde kısıtlamaya pek neden olmaz.
* Orta Peeling: Orta şiddetde olan akne izlerinin giderilmesinde, derideki pürüzlerin ortadan kaldırılmasında, ince kırışıklıkların giderilmesinde ve uygun vakalarda lekelerin açılmasında kullanılan peeling çeşididir. En sık TCA (Trichloro acetic acid) tercih edilir.
Orta peeling yüzeysel peeling’e göre daha etkili olup, daha iyi sonuçlar vermektedir. Tercih edilecek TCA yönteminde, asidin derinin hangi tabakasına ulaşacağının bilinmesi, olası komplikasyon riskini en aza indirmektedir. Yara iyileşme süresi ise yaklaşık bir haftadır.
* Derin Peeling: Derin kırışıklar ve derin akne izlerinde tercih edilen peeling çeşididir. En sık tercih edilen madde fenol (phenol) olur. Anestezi altında yapılan bir işlemdir.
Yara iyileşme süresi diğer peeling çeşitlerine göre daha uzundur. Peeling sonrası yara bakımı çok önem taşımaktadır. Açık tenli kişilerde özellikle tercih edilir.
BİLİNMESİ GEREKENLER
- Peeling öncesi cildi peeling’e hazırlayan bir ürünün kullanılması, soyma işleminin etkisini artırmakta, işlem sonrası gelişebilecek olası riskleri azaltmaktadır.
- Soyma işlemi mutlaka dermatolog ya da estetik cerrah gözetiminde yapılmalıdır.
- Güneş koruyucu kullanımı, soyma işlemi sonrası çok önemlidir. Hatta kullanılacak fondöten ve nemlendiricilerin bile güneş koruyucu içermesine dikkat edilmelidir.
- Peeling işleminin sıklığı, bireyin cilt yapısı ve yapılan peeling yönteminin çeşidine göre belirlenir.
- Peeling işleminin ardından iyi bir koruyucu kullanılmazsa, bir süre sonra daha fazla lekelenme görülebilir. “Riski göze almayalım” diyenlere, bu çeşit işlemlere yaz sonunda başvurmaları önerilir.
NEMLENDİRİCİNİZİ DOĞRU SEÇİN
Yazın bitimiyle birlikte kişiler, kullandıkları cilt bakım ürünlerinde değişiklik yapmalıdır. Kullanılacak cilt temizleyicilerinin ve nemlendiricilerin kişinin cilt yapısına uygun olması gerekir. Bu nedenle gerek dermatoloji uzmanları gerekse biz estetik ve plastik cerrahi uzmanları, cildin uygun nemlendiriciler, doğru ürünler kullanılarak korunmasını çok önemsiyoruz.
- Karma ve kuru cildi olan kişiler, alkol içermeyen temizleyici ve tonikleri tercih etmelidir.
- Yoğun nemlendiriciler ve nem maskeleri kuru cildi olan kişilerin, su bazlı, non komedogenik nemlendiriciler ise karma ve yağlı cilt yapısına sahip kişilerin kullanması gereken ürünlerdir.
- Güneşin zararlı etkileri yıl boyunca devam ettiğinden ve dışsal yaşlanmaya sebep olan en önemli faktörün güneş ışınları olduğu kabul edildiğinden, güneş koruyucu kullanımına sonbaharda da devam edilmelidir. Kullanılacak koruyucu yaza göre daha düşük faktörlü olabilir.
Yazının Devamını Oku 13 Temmuz 2009
Hareketsiz yaşam, hazır gıdalarla beslenmek ve iş stresi, vücutlarımızın yağlanmasına neden oluyor.
Spora ve diyet reçetelerine rağmen kilo veremeyenler, bölgesel fazlalılığı olanlar ise estetik operasyonlara başvuruyor. Özellikle liposuction yöntemi, estetik ve plastik cerrahinin son 30 yılına damgasını vuran bir devrim haline dönüştü.
Liposuction, 0.5 santimetrelik kesikten girilerek, 2-4 milimetre kalınlığındaki minik kanüller (ince borucuk) yardımı ile o bölgedeki yağ tabakasını azaltmayı ve şekillendirmeyi amaçlıyor. Bu şekilde belirgin bölgelerdeki yağ fazlalıklarının yarattığı şekil bozuklukları düzeltilmiş oluyor. Başka hiçbir yöntemin yardımcı olamayacağı birçok deformite, bu yöntemle sorun olmaktan çıkıyor.
Erişkin yaş grubundan itibaren, deri elastikiyetine bakılarak herkese bu yöntem uygulanabiliyor. Burada önemli olan iki unsur var: Birincisi deri elastikiyetinin yeterliliği, ikincisi hastanın genel sağlık durumunun iyi olması... Hastanın deri yaşı olarak da ifade edebileceğimiz deri elastikiyeti, bölgeye uygulanacak işlemden sonra içi boşaltılacak derinin kendini toparlayabilme yeteneğini gösteriyor. Yani liposuction genç hastalara uygulanabilir ancak burada ifade edilen gençlik deri yaşıyla ilgili bir durumdur, takvim yaşı değildir. Yaşı 50-55 olan ancak deri yaşı ve elastikiyeti iyi durumda birçok hastaya liposuction başarıyla uygulanabilmektedir.
Genel sağlık durumu, vücudun bu operasyonu kaldırıp kaldıramayacağı da işlemin başarısında etkilidir. Bu nedenle ameliyat öncesi kalp, akciğer ve genel kan tablosu incelemelerinin yapılması, gerekirse bazı önlem ve destek tedavilerinin verilmesi gerekmektedir. Küçücük bir delikten girilerek yapılan liposuction işleminin çok basit bir yöntem olduğu düşünülmemelidir.
YAĞ ARTTIKÇA RİSK YÜKSELİYOR
Yazının Devamını Oku 6 Temmuz 2009
Sağlıklı ve genç bir görünüme kavuşmak isteyenler, yaz aylarında en çok ameliyatsız müdahaleleri tercih ediyor.
Yazın güneş ışınlarının daha dik gelmesi, estetikte ameliyatsız güzelliğin tercih edilmesine neden oluyor. Yaz gelince kadınlar yüz bölgesine yapılan ameliyatlara daha soğuk bakıyor. Öğle arası işlemler neyse, onu tercih ediyorlar. Biz de yazın yüz ameliyatlarını olabildiği kadar az yapıyoruz. Botoksu ise mevsimsiz güzellik aracı olarak görüyoruz. Çünkü botoks her mevsimde uygulanabiliyor, en sık talep edilen işlemlerin başında geliyor.
Yazın güneşin etkisiyle hem şehir içindeki günlük aktivitelerimizde hem de tatilde, deniz kenarında daha çok kaşlarımızı çatıyoruz. Bu da gözlerimizi daha çok kısmamıza neden oluyor. Kaşlarımızı çatarak gözlerimizi kısmamız da o bölgelerde kırışıklıkların oluşmasına yol açıyor. Bunun dışında belirgin çizgileri olan insanlarda, güneşin etkisini göstermesiyle ince, beyaz çizgiler ortaya çıkıyor.
BU ASİT GÜZELLEŞTİRİYOR
Dolgular, genellikle ayak üstü ve muayenehane ortamında yapılan işlemler olarak tercih ediliyor. Bunların başında “hyerulonik asit dolguları” geliyor. Birçok kişi dolgu yöntemini, hem uygulama kolaylığı hem de etkisinin somut olarak görülebilmesi açısından tercih ediyor.
Bu araçların çok kolay elde edilip kolay uygulanabilir olması ve alerji potansiyelinin de çok düşük olması da en önemli tercih sebeplerinden.
Yazının Devamını Oku 29 Haziran 2009
Selülit, özellikle yaz aylarında kadınlar için tam bir kâbus haline geliyor. Bu sorunla savaş konusunda en şanssız olan grup ise derisi ince olan kadınlar.
Beslenmedeki dengesizlikler, yapısal bozukluklar, ayak üstü atıştırmalar, fast food tarzı yiyeceklerle beslenmenin artması, hareketsiz yaşam ve hazır gıdalar, kadınlarda selüliti her yıl gündemde tutuyor. Üstelik bu dertten kurtulmak için başvurdukları yöntemlere yüksek oranda para harcamak zorunda kalıyorlar.
Selüliti gideren bir ilaç, hali hazırda mevcut değil. Selülit tedavisinde kullanılan mezoterapi, LPG, benzeri aletli tedaviler, selüliti önlediği öne sürülen kremler de yüzde 100 sonuç vermiyor. Bilimsel olarak selüliti giderdiği kanıtlanmış bir tedavi yöntemi olmadığından, kadınların hareketi, sporu yaşamlarından çıkarmaması ve hayat boyu yediklerine dikkat etmesi gerekiyor. Beslenme ve spor desteği almadan selülit savaşının kazanılması mümkün değil.
Tüm bu önlemlere rağmen, genetik faktörler de selülit oluşumuna zemin hazırlayabiliyor. Günümüzde ergenlik çağına erişmemiş kız çocuklarında bile selülit dokusuna rastlamak mümkün.
AŞIRI KAHVE VE SİGARA SELÜLİTİ TETİKLİYOR
Yazının Devamını Oku 22 Haziran 2009
Bütün bir yılın yorgunluğunu atabilme hevesiyle tatil planları yapıyor, ama vücudunuzla ilgili mutsuzluklar yaşayıp estetik konusunda kararsız kalıyorsanız, korkmanıza gerek yok.
Ajandanızda yapacağınız birkaç küçük tarih ayarlamasıyla yazın da estetik olabilirsiniz.
Yazın burun, göz ve meme estetiği sıkça yapılsa da, asıl patlama kolayca iyileşmesi ve cerrahi müdahale gerektirmemesi nedeniyle botoks işlemlerinde yaşanıyor.
AÇIK TENLİLER BOTOKSU SEVİYOR
Yazın en fazla yaptığımız estetik işlemlerin başında botoks ve dolgu enjeksiyonları geliyor. Özellikle de açık tenli, açık göz rengine sahip kişiler, yaz yaklaşırken botoks yaptırmak istiyor. Çünkü bu kişiler gözlerini aşırı derecede kıstıkları, göz kapaklarını ve göz etrafındaki mimikleri fazla kullandıkları için, ince kırışıklıklar bariz biçimde ortaya çıkıyor.
Yazının Devamını Oku 8 Haziran 2009
Kadınlar artık dış görünüşlerine daha çok önem veriyor. Bu nedenle özellikle meme ameliyatı yaptıran kadınların sayısı her geçen gün artıyor. Yaşı genç olanlar ise en çok meme büyütme ameliyatlarını tercih ediyor. Sıklıkla yaptığımız meme ameliyatlarının başında ‘meme küçültme’, ‘meme büyütme’, ‘meme dikleştirme’ ve meme kanserinden sonra memenin alınması nedeniyle yapılan ‘meme rekonstrüksiyonu’ geliyor. Bunların dışında erkeklerde jinekomasti (meme küçültme) ameliyatları, tübüler meme onarımı, invert (içe dönük) meme ucu onarımı gibi ameliyatlar da yapıyoruz.
Ülkemizde meme ameliyatı olan kadın oranı gün geçtikçe artıyor.
İri memeye sahip kadınlar, yaşları artmış da olsa, estetik düşüncenin de dışında rahatlamak, rahat elbise giyebilmek, gittikçe artan bel ve boyun ağrılarından kurtulmak için meme küçültme ameliyatı olmak istiyor. Komşusunun veya yakınlarının bu ameliyatları geçirmesi, hastaların güvenlerini artırıyor. Bu nedenle hekime daha rahat başvurabiliyorlar.
Önceleri “ayıptır, konu komşu ne der” diye düşünen kadınlar, artık şikayetlerini daha kolay ifade edebiliyor. Modern çağ kadınları daha özgüvenli.
18-20 YAŞINDAKİ GENÇLER AMELİYAT İÇİN BAŞVURUYOR
Büyütme ameliyatları sıklıkla genç yaşlarda yapılan ameliyatlardır. Genç kızlar normal hormonal gelişimlerini takiben kendi vücudunu daha iyi tanıyor. Bu nedenle gençler büyütme ameliyatını daha erken dönemde isteyebiliyor. Gençler ailelerinden re artık daha kolay izin alabiliyor, 18-20 yaşlarında ameliyat için başvurabiliyor.
Dikleştirme ameliyatları, genellikle doğum yapmış, emzirmiş hastalara yapılıyor. Bu gruptakiler, genç ve orta-genç yaş hastalardan oluşuyor.
Küçültme ameliyatları ise genellikle orta ve olgun yaş hasta grubunu kapsıyor. Çok genç doğum yapmamış hastalarda da küçültme yapılabildiği gibi, iki doğum yapmış ama düşüklüğü olmayan bir kadına da büyütme ameliyatı yapılabiliyor.
EN ÇOK SİLİKONU TERCİH EDİYORUZ
Büyütme için implant dediğimiz, halk arasında ‘silikon’ olarak bilinen maddeleri kullanıyoruz. Bunlar genellikle dışı silikon bir balon, içinde sıvı olarak tuzlu su doldurulan veya değişik kıvamlarda hazırlanmış jel silikon ile dolu keseciklerdir.
Ama yine en çok kullanılan doğadaki kum-silisyum orijinli silikon implantlardır. ıçindeki jel silikonun yoğunluğu, dış çeperinin yapısı, protezin şekli, eni, boyu, kalınlığı ve boyutlarının çok çeşitlendirilmiş olması, doktorun hasta yapısına uygun olan protezi seçebilme şansını artırıyor. Kısacası, büyütme için silikon genel olarak en çok tercih edilen materyaldir.
KÜÇÜLTME SONRASI ARABA KULLANMA
Meme ameliyatlarından sonra öngörülen iyileşme süreleri genellikle dört-yedi gün arasındadır. Ancak bu ameliyat çeşitlerine göre farklılıklar ve sonrasında da belirli kısıtlamalar getiriyor. Özellikle küçültme sonrasında kol hareketlerinin kısıtlanıyor, belirli sporlar yapılamıyor.
Bu kısıtlamalar dört-altı hafta boyunca devam ediyor. Ağır kaldırma, kolunu yukarı doğru kaldırma hareketi veya ani kol kasılması yapılacak hareketler kısıtlanıyor. Hastalarımızın özellikle düz vites ile araba kullanmalarını iki-üç hafta boyunca istemiyoruz.
Estetiğin başarısı onu iyi korumakla ilgili
Estetikten sonra önerdiğimiz korumaya yönelik konulara dikkat edilmesi büyük önem taşıyor.
- Küçültme ve toparlama ameliyatlarında meme dokusunu şekillendirip göğüs kasınının ön duvarına çeşitli yerlerden dikiyoruz. Bu dikişler kasın üzerine dikili olduğundan kol hareketleriyle yerlerinden oynayıp kanamalara yol açabiliyor.
- Küçültme ve toparlama ameliyatlarından sonra kol hareketlerini üç hafta kadar kısıtlıyoruz.
- Büyütme ameliyatları sonrasında önemli kısıtlamalar söz konusu olmuyor.
- Bandajların çıkmasıyla 6-7 gün sonra yıkanabiliyor.
- Dokuda belli oranda ödem oluşabiliyor. Bu iyileşme, sisteminin bir parçasıdır. Ama her ödemin bir geriye dönüş düzelme süresi vardır. Bu, yapılan ameliyat çeşidine, hastanın deri yapısına veya ameliyatın yarattığı travma durumuna göre değişkenlik gösteriyor. Bunun geriye dönüşü genellikle dört-altı hafta sürüyor. Ama bunlar makroskobik şişlikler olduğundan altı ay kadar da sürebiliyor.
- şişliklerin inmesi için ameliyat çeşitlerine göre farklı masajlar önerilebiliyor. Uzman kişilerce yapılması ya da hastaya tarif eder biçimde yapılması önemli. Normal masaj sistemlerini kullanmasını tercih etmiyoruz. Meme büyütme ameliyatlarından sonra protezlerin güzel yerleşmesi için belli masajları öneriyoruz.
- Meme estetiğinden sonra sırtüstü yatılmasını öneriyoruz. Bunun konforsuz olduğu hissedilirse yan yatılmasına izin veriyoruz.
- Meme küçültmede iyileşme süresi 6-8 haftayı buluyor. Ancak izlerin iyi hale gelmesi için 6 ay-bir sene süre gerekebiliyor.
- Büyütme ameliyatlarında iyileşme süreci daha kısa sürüyor. Kişi ameliyattan sonraki 4-5’inci gün bile işini yapabiliyor. 4-6 hafta iyileşme için iyi bir süre. Toparlama için 6-8 hafta, büyütme için 3-4 hafta iyileşme süresi gerekiyor.
- Küçültme ve toparlamada aşırı kol hareketi yapılmaması, ağır kaldırılmaması, kolların başın üzerine kadar yukarı kaldırılmaması gerekiyor. Tenis gibi ani kol hareketleri gerektiren sporların da 4-6 hafta boyunca yapılmaması isteniyor.
Yazının Devamını Oku 1 Haziran 2009
Hangi kadın dümdüz bir karna sahip olmak istemez ki? Eğer siz de “Düzenli spor yapıyorum, diyet sayesinde kilo da verdim ama yine de karın bölgemdeki şişkinlikten kurtulamadım” diyorsanız, yalnız olmadığınızı hatırlayın! Üstelik bu sinir bozucu çıkıntılarla yaşamak zorunda olmadığınızı da aklınızdan çıkarmayın. Diyete ve spora rağmen karnınız dümdüz olmuyorsa, “karın germe” ameliyatıyla hayalinizdeki karna sahip olabilirsiniz. Kadınlarda neden karın sarkıyor, gevşiyor merak ediyorsanız, bunun tek bir nedeni olmadığını da söyleyelim. Karın sarkmasının nedenleri arasında şu dört madde ilk sıraya oturuyor: Sık kilo alıp vermek, özellikle hamilelikte çok kilo almak, hareketsiz yaşam ve doğumlar...
Ve bu sorundan kurtulma yöntemlerine gelelim. Karın estetiklerinde iki çeşit germe operasyonu uygulanıyor: Büyük germe (Abdominoplasti) ve küçük germe (Mini Abdominoplasti)...
BÜYÜK GERME AMELİYATI: Bu işlemde tam karın germe ameliyatı yapılıyor. Karın bölgesindeki esnekliğini kaybetmiş ve çatlamış deri, fazla yağ dokusu ve sarkmış dokulardan oluşan fazlalık kesilip atılıyor. Gevşemiş olan karın ön duvarının kas yapısı tamir ediliyor.
Bu germe sonucunda göbek olduğu yerde kalıyor. Ama yeni göbek deliğiyle, mevcut göbeği monte edecek bir işlem yapılıyor. Bütün karın ön duvarındaki gevşemiş kasların sağlamlığı takviye dikişleriyle sağlanıyor. Ameliyat yaklaşık üç saat sürüyor. Sonucunda, karındaki sezaryen izinin kenarlarından leğen kemiğinin bulunduğu bölgeye kadar iz oluşuyor. Bu iz, diğer uygulamaya göre biraz daha uzun oluyor.
KÜÇÜK GERME AMELİYATI: Göbeğin üst kısmında ciddi gevşekliğin ve sarkmanın görülmediği, sadece göbeğin altındaki bölgede fazlalılığı olan ve alt karın ön duvarı zayıf kalan kişilere bu yöntem tavsiye ediliyor. Büyük germeye göre daha küçük bir operasyon... Göbek deliğinin de yeri değişmiyor. Göbeğin altında kalan kısımdaki kas yapıları sıkılaştırılıp, buradaki deri ve yağ dokusu kesilip çıkarılıyor. Daha kısa sürede iyileşiyor.
10 GÜN SONRA İŞE DÖNMEK MÜMKÜN
Orta yaş grubundaki doğum yapmış ve deformasyon yaşamış kadınlar, karın germe ameliyatı yaptırmak ve bu sayede gönül rahatlığıyla mayo ve dar elbiseler giymek istiyor. Daha ileri yaş grubundaki kadınlar ise bu bölgedeki aşırı yağ birikmesi ve ileri derecedeki deformasyon nedeniyle yaşam biçimlerinin bozulduğu, hareket ve giyim kısıtlaması yarattığı için karın germe ameliyatı yaptırmayı tercih ediyor.
Tam iyileşme hali 2-4 hafta arasında sürüyor. Dren kullanılıyor ve ameliyattan sonraki 3-5’inci günde bu dren çıkarılıyor. Bandajlar çıkarıldıktan sonra özel korse takılıyor. Bu korsenin yaklaşık 6 hafta kadar kullanılmasını istiyoruz. Hastanede 2-3 gün yatmak gerekiyor. Hastanın işine dönmesi ise 10 günü buluyor. Tabii bu, hastanın tamamen iyileştiği anlamına gelmiyor.
AMELİYAT SONRASI NELER YAPILMALI
- Karın germe operasyonunundan sonra, hastalarımızdan üç hafta boyunca gece-gündüz korse takmalarını istiyoruz. Üç haftadan sonra ise gündüzleri takması yeterli oluyor.
- Operasyon sonrası hastalarımıza, karın bölgelerindeki gerginlikten dolayı, yatakta dümdüz yatmak yerine bacaklarını hafifçe karınlarına çekerek yatmalarını öneriyoruz. Yan dönerek de yatabilirler. Yatağın ortopedik olması şartı yoktur.
- Ani kasılmalar, ağır kaldırmak, ani refleksli hareketler yapmak karın içi basıncını artırır. Bu basıncın artması karnın iç duvarını sağlamlaştırmak amacıyla attığımız dikişleri zorlayabilir. O nedenle bu tarz hareketlerden kaçınmak gerekir.
- Bandajlar çıkar çıkmaz hastalar banyo yapabilir. Bandaj yerine korse kullanıldıysa ertesi gün banyo yapmakta sakınca yoktur. Sert su darbelerinden ameliyat bölgesini koruyarak banyo yapılabilir.
- Karın germe operasyonunda, içeride normal dikiş, dışarıda ise kendiliğinden eriyen dikiş kullanıyoruz. ızleri azaltmak amacıyla, ameliyat sonrası ikinci haftadan itibaren kullanması için kremler öneriyoruz. Bunlar hastanın yapısına göre kortizonlu, silikonlu kremler olabiliyor. ıki ay boyunca günde bir-iki kez kullanmaları gerekiyor.
- Operasyon sonrası ilk 6 haftada hastaya karın egzersizini önermiyoruz. Çünkü bu karın içi basıncını artırmak demektir. Onlardan özellikle yürümelerini istiyoruz.
- Her yapıya göre değişmekle birlikte tam iyileşme 3 ay ile 9 ay arasında değişiyor.
Yazının Devamını Oku 25 Mayıs 2009
Günümüzde estetik operasyonlar, her yaşa özel tıbbi yaklaşımlarla gerçekleştiriliyor.
Gerek yüz gerekse vücut estetiklerinde, kişilerin beklentileri kadar deri yaşı, deformasyon oranı, genetik yapı, beslenme şekli, sigara ya da alkol kullanılıp kullanılmadığı da etkili oluyor. Bu nedenle, estetik operasyonlarda yaşa uygun işlemlerin tercih edilmesi gerekiyor.
16-18’Lİ YAŞLARDA ESTETİK
Gençlik döneminde akneler, en çok rahatsız olunan sorunların başında geliyor. Bu sorunla mücadelede, dermatologların değerlendirmeleri ve ilaç tedavilerinin yanı sıra estetik amaçlı işlemler de uygulanabiliyor.
Gençlerin en çok tercih ettiği estetik işlemler arasında burun estetiği, meme küçüklüğü ve liposuction başı çekiyor. Eğer tedavi ile düzelmeyeceğine inanıyorsak, bazı rahatsızlıkları genç yaşta ameliyatla ortadan kaldırabiliyoruz. Örneğin; 20 yaşın altında ileri derecede meme büyümesi görüldüyse, genç 18’ine geldiğinde ameliyata başvurulabiliyor. Çünkü bir genç kızın, iri memelerden kurtulması için 30 yaşına gelmesini beklemeye gerek yok. 20 yaşın altında da ameliyat olabilir.
Çünkü aksi halde genç, istediği kıyafetleri giyemeyecek, sürekli görüntüsünden rahatsızlık duyacak, belki arkadaşlarının alaylarına maruz kalacak... Yani tam özgüveninin oluştuğu bir çağda bu güveni yitirecek.
Yazının Devamını Oku