Paylaş
Spora ve diyet reçetelerine rağmen kilo veremeyenler, bölgesel fazlalılığı olanlar ise estetik operasyonlara başvuruyor. Özellikle liposuction yöntemi, estetik ve plastik cerrahinin son 30 yılına damgasını vuran bir devrim haline dönüştü.
Liposuction, 0.5 santimetrelik kesikten girilerek, 2-4 milimetre kalınlığındaki minik kanüller (ince borucuk) yardımı ile o bölgedeki yağ tabakasını azaltmayı ve şekillendirmeyi amaçlıyor. Bu şekilde belirgin bölgelerdeki yağ fazlalıklarının yarattığı şekil bozuklukları düzeltilmiş oluyor. Başka hiçbir yöntemin yardımcı olamayacağı birçok deformite, bu yöntemle sorun olmaktan çıkıyor.
Erişkin yaş grubundan itibaren, deri elastikiyetine bakılarak herkese bu yöntem uygulanabiliyor. Burada önemli olan iki unsur var: Birincisi deri elastikiyetinin yeterliliği, ikincisi hastanın genel sağlık durumunun iyi olması... Hastanın deri yaşı olarak da ifade edebileceğimiz deri elastikiyeti, bölgeye uygulanacak işlemden sonra içi boşaltılacak derinin kendini toparlayabilme yeteneğini gösteriyor. Yani liposuction genç hastalara uygulanabilir ancak burada ifade edilen gençlik deri yaşıyla ilgili bir durumdur, takvim yaşı değildir. Yaşı 50-55 olan ancak deri yaşı ve elastikiyeti iyi durumda birçok hastaya liposuction başarıyla uygulanabilmektedir.
Genel sağlık durumu, vücudun bu operasyonu kaldırıp kaldıramayacağı da işlemin başarısında etkilidir. Bu nedenle ameliyat öncesi kalp, akciğer ve genel kan tablosu incelemelerinin yapılması, gerekirse bazı önlem ve destek tedavilerinin verilmesi gerekmektedir. Küçücük bir delikten girilerek yapılan liposuction işleminin çok basit bir yöntem olduğu düşünülmemelidir.
YAĞ ARTTIKÇA RİSK YÜKSELİYOR
Liposuction için en uygun hasta grubu lokalize yağ fazlalığı olan kişilerdir. Çeşitli faktörlerle oluşan bu belirgin fazlalıklar çoğu kez yapısal nedenlerle gelişmektedir. Bazı genetik yapılarda basenlerde, kollarda, alt bacaklarda, ayak bileklerinde, çene altında, karında ve memelerde diğer vücut bölgelerine oranla daha fazla yağ birikir, bunun sonucunda şekil bozuklukları ortaya çıkar. Kilo vermekle gitmeyen, kilo alındığında diğer bölgelere oranla daha fazla artış gösteren bu bölgesel yağ fazlalıkları liposuction’dan en rahat sonuç alınan rahatsızlıklardır.
Son yıllarda obez sayılabilen hastalara da, onları topluma kazandırmak, hareketlerini kısıtlayan problemlerini azaltıp hareket kabiliyetlerini artırmak, diyet programlarına devam edebilmelerini sağlamak için liposuction uygulanmaktadır.
Ancak bu işlemde kilosu daha az olan kişilere göre daha fazla yağ alınacağından (10-12 litrelere çıkılacağından), ameliyat öncesi çok ciddi ön hazırlıkların yapılması ve operasyonun yüksek standartlı ameliyathanelerde gerçekleştirilmesi gerekiyor.
MORLUKLAR 2 HAFTA İÇİNDE SİLİNİYOR
Ameliyat bölgesine operasyon sırasında verilen sıvıda lokal anestezik ilaçlar bulunduğundan, genel anestezi düzeyinin çok düşük tutulması gerekiyor. Bu sayede ameliyat sonrasında daha rahat ve kolay bir uyanma sağlanmış oluyor. Düşük doz ilaç verilmesi, ameliyat sonrasında da ağrı problemini ortadan kaldırıyor.
Liposuction işlemi sırasında alınacak yağ miktarı düşükse, sadece lokal anestezi uygulanabilir.
Ancak liposuction lokal anestezi ile yapılacaksa işlem sırasında en önemli unsur vücudun sıvı-elektrolit dengesinin sağlanması olduğundan tıbbi donanımı yeterli hastanelerde uygulanması gerekir. Liposuction sonrası oluşabilecek komplikasyonların çok büyük kısmı bu yaklaşımda bulunmamaktan kaynaklanmaktadır.
Ameliyat sonrasında girilen deliklere gizli dikiş tekniği kullanılmakta ve ameliyat bölgelerine elastik yapışan bandaj veya korse uygulanmaktadır. Bandajlar bir hafta sonra alınmakta, ama korsenin 3-5 hafta kullanılması önerilmektedir.
Ameliyat sonrasında 1-2 gün kadar ağızdan alınacak ağrı kesiciler kullanılabilir, daha fazlası gerekmez. Oluşan morluklar 1-2 hafta içerisinde geçecektir.
Oluşan şişliklerin geçmesi için 3-6 hafta gerekir. Bu sürenin kısalması için bazı hastalara aletli lenf drenaj masajları önermekteyiz.
Paylaş