Paylaş
Onlarca ormanda yangın var.
‘Deniz gören yerler’ nedense daha çok yanıyor!.
*
Ciğerlerimiz yanıyor;
Orhaneli, Yenişehir, Nilüfer-Bursa,
Bodrum, Dalaman, Fethiye, Göçek-Muğla,
Gelibolu, Eceabat, Biga-Çanakkale,
Dursunbey, Marmara adası-Balıkesir,
Tavşanlı-Kütahya,
Gebze-Kocaeli,
Ve daha birçok yerleşim yangın ile imtihan oldu, oluyor.
*
10 yılda, 23 bin 878 yangında 60 bin hektar ormanlık alan yandı.
2019’un 8 ayında ise 8 bin yangın olmuş.
Sadece ağustos ayında 200’ün üzerinde ormanımız yanmış...
*
Bir futbol sahasının büyüklüğünü gözünüzün önüne getirin;
10 yılda, 85 bin futbol sahası kadar ormanlık alanımız yandı, yakıldı, yok oldu..!
YANGIN SEBEPLERİ
Bir orman niçin yanar?
Yıldırım düşmesi ve aşırı sıcaklar dışında, orman yangınlarının sebebi %99 insandır;
İHMAL VE DİKKATSİZLİK;
Anız ve budanmış dalların, çöplerin yakılması. Cam ve teneke ambalajlar.
Piknikçilerin, kampçıların, çobanların ve avcıların yaktığı ateşler, bıraktıkları sigara izmaritleri.
Çocukların ateşle oynamaları.
Kaza yapan araçlar.
Ateşli silah tatbikatlarında fişeklerin, havai fişeklerin ormana düşmesi,
Kömür ve kireç ocakları, patlayıcı madde fitilinin otları tutuşturması,
Orman içinde hat çalışmaları, elektrik hatlarının kopması...
KASIT;
Yerleşim, tarla ve mera yeri açmak.
Terörist eylemler, sabotajlar.
Yol yaptırmak, orman idaresine tepki.
Yapılan suç ve kanunsuzlukların izlerini silmek. Yaban hayvanlarını uzaklaştırmak.
Yanık alan temizleme, ağaç üretimi ve fide dikerek ağaçlandırma yapmak, iş temin etmek.
*
Bakanlık raporlarına göre orman yangınlarının yarısının sebebi belirlenememiş...
Yangınların;
%42’si Bilinmeyen sebeple.
%34’ü ihmal ve dikkatsizlik.
%12’si yıldırım.
%7’si kasıt.
%5’i kaza sonucu oluşmuş.
*
Yangınlardan birisi 9, bir diğeri 5 noktada aynı anda başlamıştı...
Birçok yerden başlayan orman yangınlarını kaza ve dikkatsizlik olarak karşılayamayız herhalde!
‘Tasarlanmış cinayetler’ şeklinde ormanlarımız yakılıyor.
Şüpheler bayram seyran demeden mesai yapan ‘arazi ve rant mafyası’ üzerinde toplanıyor.
Devlet yetkililerinin ‘kesinlikle ağaçlandırılacak’ dedikleri orman, koru ve maki sahalarının bir çoğu yangının ardından ağaçlandırılmadı.
Ege ve Akdeniz sahillerinde bu tür ‘hikayeler’ çok işitilirdi.
Sıra Marmara ve Karadeniz’e gelmiş!
Trabzon-Sürmene’de ki o doğa harikası Çamburnu’nun nasıl yandığı, yakıldığı aydınlatılamamışken, o duman ve yanık kokulu araziye villaların yapıldığına şahit olduk.
Hayvanatı, nebatatı öldürdük, araziye köşk yaptık, bir güzel yaşıyoruz!
Doğaya karşı tasarlanmış seri cinayetleri durdurmalıyız!..
MÜHENDİSLERE KULAK VERMELİ
Bir orman 60-70 yılda, otu, kelebeği, çiçeği, böceği, arısı, kuşu, sürüngeni, sincabı, kirpisi, tavşanı, tilkisi ve daha birçok canlısı ile biyolojik çeşitliliğini, kendi habitatını oluşturuyor. Ormanlarımız; yol, baraj, havaalanı, santral yapımı, kentleşme, kesim baskısı ve yangın tehdidi altında, azalıyor, tükeniyor, can çekişiyor...
İnsanın verdiği zarara tabiat direnemiyor.
*
Orman mühendisleri ve akademik meslek sahipleri, ‘orman kesimlerini hatalı yapıyorsunuz, yangınlara karşı ormanları yeterince koruyamıyorsunuz’ diye eleştiri yapıyor, öneriler getiriyorlar.
Ama duyan yok!..
*
Bilinçsizce yapılan orman kesimleri bir yandan, orman yangınları diğer yandan devam ederse ‘cennet vatan’ ne hale gelir, düşünebiliyor musunuz!..
*
Sağlıklı ve kaliteli bir hayat için, oksijen kaynağı ormanlar korunmalı, yaşatılmalı ve çoğaltılmalı,
Ulusal ölçekte tasarımlar yapılmalı.
TÜRKİYE SIKINTIDA
Birçok ülkede ‘iklim değişikliği ve kuraklık’ etkili olmaya başladı.
Önlemler alıyor ve uyguluyorlar.
Türkiye de ısınıyor, susuzluk ve kuraklık emareleri baş gösteriyor, sıkıntı kapımıza dayandı.
Tarım alanları ve meraları imara açarak, sanayi sitesi, mesken, sağlık ve eğitim sahası yaparak, her yeri betonlaştırarak, fosil yakıtları daha çok kullanarak, havaya gaz salınımını daha çok artırarak, gölleri, sulak alanları kurutarak, su havzalarını hatalı enerji projeleriyle yok ederek, zeytinlikleri kestirerek, maden işletmelerinin ormanları kesmesine göz yumarak, orman yangınlarını seyrederek sıkıntılar aşılabilir, sağlıklı yaşam sürdürülebilir mi?
Hayır...
Ülke olarak etkili tedbirler almalı, yağmur ve yağış için ormanlar korunmalı, ağaçlandırma seferberliği yapılmalı.
Elbette doğal sebeplerle ormanlar yanar.
Ancak 22.5 milyon hektar olan orman varlığımızın %57’si yangına hassas durumda olduğunu unutmamalı..
*
Karmaşık adli olayları aydınlatan MOBESE kameraları orman yangınlarında işe yaramıyor mu?
Yangın faillerini bulamıyor mu?
O halde;
Ormanlar daha etkili izlenmeli,
Emniyet ve asayiş güçlerimizin dışında özellikle orman köylüsü, çiftçiler, arıcılar ve avcılar mücadelenin parçası olmalı.
Yangınlara karşı tüm toplum uyarılmalı ve bilinçlendirilmeli. Koruma önlemleri, müdahale planları, söndürme organizasyonları, acil müdahale ekipleri, personel, kara, hava araçları, donanımlar ve teknolojiler açısından güçlendirilmeli.
*
Hatta, orman yangınları TBMM ‘de Araştırma Komisyonu kurularak tartışılmalı;
Güzelim ormanlarımızın yanma sebepleri ve yapılması gerekenler görüşülmeli, çareler aranmalı, bulunmalı.
*
Partiler el ele vermeli. Doğanın, çevrenin ve ormanların partisi purtisi olmaz arkadaş!.. Cezalar mı yetersiz?
Yetersiz ise ‘Orman kanunu’ ne güne duruyor!
CAN KAYBI YOK NE DEMEK
Yangınlardan sonra TV’lere, gazetelere, ‘yangında can kaybımızın olmamasına seviniyoruz!’ diye açıklama yapan yetkililere ne demeli!
Ağacın, bitkinin, karıncanın, ağustos böceğinin, kelebeğin, karacanın, kaplumbağaların, yaban domuzunun, tırtılın da bir can taşıdığını o kafalara nasıl anlatacağız? Bu ne sığlıktır!
*
Merkezi ve yerel yönetimler ile bireyler çevreye önem vermeli, çünkü sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir ülkede yaşamak istiyoruz.
Paylaş