Paylaş
Güvenlik, yasalarla sınırları oluşturulan ve bu sınırlar içinde bireysel veya toplumsal varlığın korunması, yaşamının sürdürülmesi olarak ya da toplum yaşamında kanuni düzenin aksamadan yürütülmesi, kişilerin korkusuzca yasayabilmesi şeklinde tanımlanabilir.
*
Emniyetsiz, güvensiz bir ortamda yaşanır mı?
Askerler, polisler, jandarmalar, korucular, kolcular, istihbarat görevlileri, gümrük ve orman muhafaza memurları, kır ve mahalle bekçileri ile zabıtalar bu amaçla çalışırlar.
Güvenliğimiz için hayatlarını ortaya koyarlar.
YASASI YOKTU
İhtiyaçlar değişince, güvenlik hizmetleri yapılarında da değişiklikler oluyor.
Toplumsal gelişmeler, gelir dağılımdaki eşitsizlikler, yaşam biçiminin değişmesi, göçler ile büyük ve kalabalık şehirlerin ortaya çıkmasıyla özel güvenlik talebi oluştu. Kamu düzeninin sağlanmasında, özel güvenlik sistemi kolluk güçlerinin yardımcısı oldu.
Ülkemizde yasasız, kuralsız başlayan özel güvenlik hizmetleri, bir ara temizlik firmaları bünyesinde çalıştı, bir dönem yasaklandı. Ama diğer ülkelere paralel olarak 20-25 yıl içerisinde büyüdü ve gelişti.
*
İçişleri Bakanlığı, özel güvenlik için genelge çıkardı. Sonra, 1981 yılında 2495 sayılı ‘Bazı Kurum ve Kuruluşların Korunması ve Güvenliklerinin Sağlanması Hakkında Kanun’ yayınladı. 2004 yılında da 5188 sayılı ‘Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun’ bu alanı sistemleştirdi.
SEKTÖR BÜYÜDÜ LİDER OLDU
Özel güvenlik görevlisi sayısıyla Avrupa’nın lideriyiz.
Avrupa Özel Güvenlik Şirketleri Birliği, Türkiye’nin, Avrupa’nın en büyük özel güvenlik sistemine sahip olduğunu bildirdi.
*
Mart ayında, 6 milyar dolarlık bir hacme ulaşan sektörün, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ‘350 bin personel, bin 633 özel güvenlik şirketi, 493 eğitim kurumu ve 96 alarm izleme merkezinin faaliyet gösterdiği’ni söyledi.
1 milyon 557 bin özel güvenlik sertifikalı personel var. Bir kısmı faal değil.
48 bin kısa ve 6 bin civarında uzun namlulu silaha sahip olan özel güvenlikçiler, 300 bin civarında olan polis ve bekçi sayımızı aşmakla kalmadılar, Hollanda, Avusturya, Belçika, Norveç, Portekiz ve Çek Cumhuriyeti ordularının toplam asker sayısını da solladılar.
BURSA’DA DURUM NE?
Bursa’da 6 bin 259 silahlı, 4 bin 894 de silahsız güvenlik görevlisi ile 9-10 bin polis ve bekçi bulunuyor. Güvenlikçiler, Bursa da bir hayli kalabalık.
Asayişimiz polise, jandarmaya, bekçiye ve özel güvenlik görevlilerine emanet.
SIKINTILARI VE TALEPLERİ VAR
Güvenlikçiler, kamu görevi yapmalarına karşın gereken ilgiyi görmüyorlar. Emeklerinin karşılığını alamıyorlar.
*
Çalışma ortamından, ergonomik ve psikososyal tehlikelerden, kullandıkları malzeme ve kıyafetlerin kalitesizliğinden, görev dışı iş yaptırılmasından, asgari ücret seviyesindeki düşük maaştan, özlük haklarının kısıtlılığından, düzensiz çalışma şartlarından, yemek ve servis imkanlarının yetersizliğinden, firmaların uzun ömürlü olmayışından, eğitimlerin nöbet çıkışlarında yorgun ve uykulu bir halde ya da dinlenme günlerine denk getirilerek yapılmasından, buna karşılık mesai ücreti veya izin verilmemesinden kaynaklı sıkıntıları var.
Dertleri, sorunları ve talepleri var...
SAĞLIK RAPORU ŞART DEĞİL!
Sektörün denetlemesini İl Emniyet Müdürlükleri yapıyor. Gerektiğinde firmaların ruhsatlarını, görevlilerin kimlik kartlarını iptal ediyor.
*
T.C. vatandaşı olan, kamu haklarından yasaklanmayan, 10/d kapsamındaki suçları işlemeyen, Temel Eğitim Sertifikası edinen, ilköğretim mezunu ve 18 yaşını doldurmuş olanlar; ‘silahsız’, en az lise mezunu, 21 yaşını dolduranlar da ‘silahlı’ özel güvenlik görevlisi oluyorlar.
Sağlık şartları da yeterli olmalı...
*
Özel güvenliklerin kimlik kartları, 5 yılda bir yapılan eğitimlerle yenileniyor.
Ama sağlık raporları yenilenmiyor!..
11 yıl önce yönetmelik değişti, sağlık kurulu raporu mecburi kaldırıldı...
İşte burası sorunlu!..
*
Her meslekten insanlar sağlıklarını yitirebilir, görme, duyma, algılama, hareket kabiliyeti azalabilir. Kalp ve dolaşım, hipertansiyon, şeker hastalığı veya akıl sağlığıyla, alkolle, madde bağımlılığıyla ilgili problemleri olabilir.
Güvenlikçilerin de olur...
*
Silah taşıyan herkes, tam teşekküllü devlet hastanelerinden periyodik olarak ‘silah taşıyabilir raporu’ almalı.
Taşıma veya bulundurma ruhsatı için 5 yılda bir rapor alınmıyor mu? Alınıyor...
Asker, polis, bekçi, özel güvenlik de almalı.
Böylece düzeltilebilir, tedavi edilebilir bir hastalık başlangıçta yakalanır.
HABERLER VE GÜVENLİKÇİLER
Güvenlikçilerimizle ilgili üzüntü verici intihar, şiddet, cinnet, suça karışma gibi haberler görüyoruz.
Üzülüyoruz, önü alınmalı...
*
Konya’da, kardiyoloji uzmanı Ekrem Karakaya’nın katili, Yunak Devlet Hastanesi özel güvenlik görevlisi Hacı Mehmet Akçay...
Katil, sosyal medya hesabından, “7 senedir diyar diyar gezip, baş kesen celladım” ifadesinin olduğu videoyu paylaşmış.
Sizce bu kişi sağlıklı olabilir mi?..
*
“Bursa’da çöp evden çocuk çıktı” haberinde de, 9 yaşındaki Cem Muhammet’i o çöplükte, kilitli odada bir yıl boyunca alıkoyan ve mahkemede tutuklanan teyze, Kamuran Pınar Acar da özel güvenlik görevlisi...
Bilmem dikkatinizi çekti mi?
5 yılda bir hem eğitimler, hem sağlık kurulu raporları yenilenmeli...
Sağlık giderleri de özel güvenlik görevlilerince değil, çalıştığı işletme ya da Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmalı.
YÖNETMELİK YENİDEN DÜZENLENMELİ
Taşıma ve bulundurma silah ruhsatı ile sürücü belgesi yenilemesinde sağlık raporu istenmiyor mu? İsteniyor...
Yeni acıların yaşanmaması için, Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik yeniden düzenlenmeli, özellikle silahlı güvenlikçilere, toplum ve güvenlikçinin sağlığının korunması için muayene ve sağlık raporu mecburiyeti getirilmeli.
UEDAŞ, BURSA’DA LEYLEĞİN İMDADINA YETİŞTİ
Nilüfer’in Akçalar Mahallesi’nde, elektrik direğine yuva yapmaya çalışan leylek, UEDAŞ’ı harekete geçirdi.
Yaban hayatı fotoğrafçısı Alper Tüydeş, elektrik hatlarının yuvayı bozduğunu fark ederek, ortamı fotoğrafladı. Görüntüleri de sosyal medyada paylaştı.
Leyleğin ve yuvanın zor durumda olduğunu gören UEDAŞ ekipleri de olay yerine giderek korunak platformu oluşturdular. 1 saat süren çalışma sonrasında, yuva korunağın üzerine yerleştirildi.
*
Leylek ve yuvanın güvenli hale getirilmesi çalışmalarını ilgiyle izleyen bölge sakinleri, dilsiz canlılara yardıma koşarak, doğal yaşama destek veren UEDAŞ ekiplerine ve risk altındaki yuvayı fotoğraflayıp, paylaşan Alper Tüydeş’e teşekkür ettiler.
*
Osman Önel isimli hayvanseverin, “Leylek, elektrik direğine yuva yapmaya çalışıyordu. Zavallı hayvan ne yazık ki direğe tutunamıyordu. Biz de UEDAŞ’a telefon etmeye karar verdik. Allah razı olsun, ekipler sesimizi duyup, kolları sıvadılar. Bizler de bir hayvansever olarak bundan çok büyük mutluluk duyduk” diye konuştu.
Doğa ve çevre için yapılan bu küçük dokunuştan dolayı ben de teşekkür ediyorum.
Paylaş