Paylaş
Kameralı, alarmlı, güvenlik ve korumalı, çit ve duvarlarla çevrili site, plaza, rezidanslar devrine girdik.
‘Çat kapı devri’ bitti.
Buralarda yaşayan komşu, akraba ve arkadaşa ziyaret yapmak deveye hendek atlatmaktan güç, hatta biraz da incitici...
Güvenlik görevlisi kaydınızı yapacak, görüntünüzü iletecek, karşı tarafta tanıdıktır, ‘tamam’ bırakın gelsin diyecek...
‘Evde yoklar’ ihtimalini yabana atmamalı!..
PARAYI BULAN GİDİYOR
Tüm büyük kentlerde mahalle kültürü, komşuluk, yardımlaşma, dayanışma, paylaşma, düğün dernek, sünnet, eğlence, hasta ziyareti, cenaze gibi bir arada olmayı gerektiren sosyal değerler hızla aşınıyor...
*
Parayı bulan, zenginleşen, ‘soylulaşan!’ muhitten firar ediyor.
Eski mahallelerde varlıklının garibe, yetime, öksüze, düşküne el uzatma dönemi kapandı.
Hayat böyle işte,
Alışacağız...
BİR İYİLİK YAPSANA
Herkesin üzerinde ittifak edeceği, yazılanlara hak vereceği ‘seçim rüşvetleri’ konusu yine çıktı karşımıza;
Sık sık yapılan seçimler birçok şeyi olumsuz etkiliyor,
Demokrasi gereği diyoruz ama dengeler bozuluyor,
Zamlar ardı ardına geliyor,
Piyasalar alt üst oluyor,
Sadece Dolar, Euro, altın, benzin, mazot, LPG değil tüm mal ve hizmetin fiyatı yükseliyor, bir nevi ‘fiyat ayarlaması!’ yapılıyor...
*
‘Bir iyilik yapsana’ der gibi iktidarlardan merhamet, af ve ‘seçim rüşveti’ istiyoruz!..
Siyasi bir gelenek oldu, uzun yıllardır böyle.
İşçi, memur, emekli, esnaf, çiftçi, köylü, sanayici, işsiz, sade vatandaş, herkeste bir beklenti oluyor.
Hükümet, ne verdi de vatandaş kabul etmedi...
Vergi affı ve yeniden yapılandırma,
Mahkum affı,
İmar affı.
Bekledik, aldık...
Şimdi iş, aş, ucuzluk, istihdam ve istikrar bekliyoruz.
TILSIMLI ÜÇ KELİME
Üç kelime var ki, devlet yöneticilerinin, siyasetçilerin asla ağzına almaması gereken tehlikeli, tehlikeli olduğu kadar da tılsımlı üç kelime..!
Zam,
Af,
Seçim...
Gündemimizde yok, ‘yapılmayacak’ denilmesi, bunların olmasını engellemiyor;
Zam da,
Af da,
Seçim de yapılıyor.
Tüpten dışarı çıkan diş macununu içeri almak mümkündür belki, ama ‘yok böyle bir şey’ denilmesine karşın zam, af ve seçim söylentisi çıktıktan gerçekleşmemesi mümkün değildir.
Yine aynısı oldu.
İMAR AFFI
Plansız büyümeyle oluşan ‘çarpık kentler’;
Bulvar, cadde, sokak, park, bahçe, spor, oyun ve yeşil alanlarda yetersizlik, düzensizlik,
Su, kanalizasyon, yağmur suyu, doğalgaz şebekeleri, elektrik, kablo ve sinyalizasyon hatları,
Çarşı, pazar, otopark eksikliği,
Okulların dengeli dağılmaması,
Metro ve raylı sistem, metrobüs veya otobüs gibi toplu ulaşımda yanlış tercihler,
Sanayi ve ticaret bölgeleri konumlarındaki uygunsuzluk,
Göçler, hızla artan nüfus,
Hava, toprak, su kirliliği,
Sosyal, kültürel, sanatsal, sportif, çevresel taleplerin önemsenmemesi,
Eğitim ve sağlık başta olmak üzere ulaşım ve trafik sorunlarını doğuruyor.
*
Plansız ve hormonlu büyüme ile kaynaklar heba ediliyor, gelecek karartılıyor, kentlilik bilinci, mahalle ve ait olma kültürü ağır yaralar alıyor.
ÇARPIK KENTLEŞMEYE DEVAM
Sık sık yapılan imar afları çarpık yapı stokunu meşrulaştırılıp, ömrünü uzatıyor.
Bilime, kent anlayışına aykırı karar ve uygulamaların bedelini insanlarımız, devletimiz, maddi ve manevi olarak, acı bir şekilde ödüyor!..
*
Son imar affı 2004 yılında yapıldı, sorunlar çözülmedi.
Van depreminden sonra 2012 yılında çıkartılan 6306 sayılı ‘Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’ ile kötü bina stoku ve çöküntü alanlarının ‘kentsel dönüşüm’ yoluyla iyileştirilmesi sürecine girilmişti.
Umarız bu af süreci olumsuz etkilemez.
*
2019 ‘un Mart ayında yine seçim var;
Belediye Başkanları, Meclis üyeleri ve Muhtarları seçeceğiz.
Ekonomik ve yönetsel disiplin etkilenmemeli, faturası ağır oluyor.
*
Ama ne yapıp etmeli, kenti ve yaşamı korumalı,
İnsana ve topluma dair ne varsa hem korumalı, hem de geliştirmeli;
‘İyi kentler - mutlu insanlar’ için çalışmalıyız.
GELDİ RAMAZAN
Okuyucularımın mutluluk, sağlık ve huzur içinde ibadetlerini yapabilecekleri nice ramazanlara erişmelerini Rabbim’den diliyorum.
Paylaş