Paylaş
‘Akşam sen okuldan, ben de işten gelince anneni de alır, alışverişe gideriz, istediğin o ayakkabıyı alırız kızım’ dedi işçi Haydar...
Nazlı, ‘Yaşasın! Babam akşam bana ayakkabı alacak‘ dedi sevinçle, neşe içerisinde koşup babasının boynuna sarıldı.
Öpüştüler, koklaştılar, vedalaştılar, önce baba çıktı kapıdan.
*
Var olduğu günden beri dünya dönüyor, hayat devam ediyordu...
100 YIL ÖNCE İLO KURULDU
100 yıl önce, Türk milleti bu topraklarda Kurtuluş Savaşı verirken dünyanın başka bir yerinde de ‘batı dünyası’ çalışma hayatı için çok önemli adımlar atıyor, örgütleniyor;
Yıl 1919, Uluslararası Çalışma Örgütü – İLO’yu kuruyordu.
*
İLO, 1. Dünya Savaşı’na sona erdiren Versay Anlaşması kapsamında oluştu ve Amerikan İşçi Federasyonu Başkanı Samuel Gompers’in başkanlığında, ABD, İtalya, Belçika, Küba, Fransa, Japonya, Birleşik Krallık, Çekoslovakya ve Polonya’nın temsilcileri komisyonun ilk toplantısını yaptı.
*
‘Evrensel ve kalıcı bir barış ancak sosyal adalet temelinde inşa edilebilirdi!..
Mevzu buydu...
Barışın sağlanmasında sosyal adaletin önemi kavranmış, ülkelerin sanayileşme sürecinde işçilerin maruz kaldıkları sömürünün önlenmesi fikri ‘insani bir düşünce’ olarak kabul edilmişti.
Ve İLO, 1946 senesinde de Birleşmiş Milletler’in ilk uzman kuruluşu oldu.
*
Türkiye, Atatürk’ün Cumhurbaşkanlığı döneminde, 1932 yılında İLO’ya üye oldu.
Ama karnemiz zayıf.
Gerekleri yerine getiremiyoruz, sözleşmelerin önemli bir kısmına hala imza atmıyoruz!..
EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET
Adaletsiz, zorlu ve yoksullaştırıcı çalışma koşullarının dünyadaki barışı ve uyumu tehlikeye düşürebileceği için bu koşulların düzeltilmesi gerektiği,
Bir ülkenin insancıl çalışma şartlarını sağlayamaması durumunda diğer uluslar için de engel oluşturacağı o günlerde düşünülmüş.
Çalışma süreleri, işgücü arzı, işsizlik, yeterli ücret sağlanması.
İşi sebebiyle işçinin, ortaya çıkabilecek sağlık sorunları.
Hastalıklar ve kazalardan korunulması.
Çocukların, gençlerin ve kadınların korunması.
Yaşlılık ve malullük.
Diğer ülke işçilerinin durumu
Sendikalaşma özgürlüğü.
Mesleki ve teknik eğitimin örgütlenmesi gibi konular ele alınmış, anayasanın ilk maddeleri gibi kabul edilmiş.
‘Eşit değerde işe, eşit ücret’ ilkesi de işte ta o günlerde konuşulmuş!...
1 MAYIS, EMEK VE DAYANIŞMA
Dün, Türkiye’de de ‘1 Mayıs İşçi Bayramı’ etkinlikleri gerçekleşti.
Ortak taleplerin iş, emek, ücret, adalet, özgürlükler ve sendikalaşma konularında olduğu görüldü.
Meydanlar; sorun, yumağa dönüşmeden önlemlerin alınmasını istiyor!..
*
İş dünyasının darda olduğu aşikar.
İşsizlik ve ekonomik sıkıntı.
İş güvencesi sorunu var.
İş kazaları ve meslek hastalıkları çalışanların iş sağlığı ve güvenliği sorunları olarak öne çıkıyor.
Tüm yapısal düzenleme ve çabalara rağmen yılda 300 bine yakın iş kazası, 4 milyon güne yakın iş günü kaybı, 2 bin civarında iş kazası ölümü var.
Bu ölümlere İş Cinayeti denilmeye başlandı artık!..
Daha güvenlikli ve mutlu bir çalışma yaşamı oluşturulmalı.
*
Ülkemizde önemli bir adım atıldı ve 2012 yılında İş sağlığı ve Güvenliği kanunu yürürlüğe girdi.
İŞ KAZASI EVRENSEL SORUN
İş Sağlığı ve Güvenliği konusu sadece işçiyi, işvereni değil, çevreyi, aileyi, toplumu, hatta ülkeleri de etkiliyor.
Çernobil Nükleer Santralinin patlaması, yüzlerce insanın ölmesi, değişik ülkelerde on binlerce insanın radyoaktif serpinti ile hasta olması, yaşamlarını yitirmesini hatırlayalım!..
Yüzlerce olay ve iş kazası var böyle.
*
Ülke olarak, Bursa olarak da yapılması gerekenler var.
Geçtiğimiz gün Bursa Otosansit sanayi sitesinde ki bir atölyede patlama ile 3 işçi, Gürsu OSB ‘de, bir buçuk sene önce tekstil fabrikasında ki patlamada da 5 işçi hayatını kaybetti.
Düşme, ezilme, yanma, çarpılma, zehirlenme ile insanlar ölüyor.
Bir şeyler yapmalı!..
BURSA RİSK YÖNETİMİ GRUBU
Büyük kentlerde İş Güvenliği Uzmanları ve İşyeri Hekimleri ‘gönüllü’ olarak bir araya geliyorlar, Risk Yönetimi Grupları kuruyorlar.
Bursa RY Grubu da 2006 yılında oluştu, başarılı çalışmalara imza atıyor.
28 Nisan ‘Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü’nde Bursa Uludağ Üniversitesi işbirliği ile Çalıştay düzenledi, İSG Çalışmalarının Geleceği tartışıldı.
*
Bu konuda geldiğimiz durumu ve bakanlık çalışmalarını anlatan İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Sedat Yenidünya, BUÜ Rektör yardımcısı Prof. Dr. Feridun Yılmaz ile RY Bursa Grubu kurucusu Dr. Hilal Kınalı açış konuşması yaptılar.
RY Burs Koordinatörü İGU Hakan Çubukçu ‘nun moderatörlüğü ile iki oturumda Doç. Dr. Nurettin Yamankaradeniz, Dr. Ali Rıza Tiryaki, Alpaslan Yılmaz, Dr. Gürsel Gökmen, Prof. Dr. Erdem Özdemir ve akademisyenler, İSG profesyonelleri, öğrencilerin katıldığı oturumlarda İSG Farkındalığının arttırılması hedefine uygun konular işlendi.
Risk Yönetimi Bursa Grubu’nu kutluyorum.
Hayatın her alanında elzem olan İş Sağlığı ve Güvenliği kültürü için;
İş kazaları, meslek hastalıkları, donanımlar, eğitimler, önlemler, mevzuatlar konusunda daha yapacak çok işimiz var...
NAZLI VE BABASI
Nazlı...
Nazlı, babasını bir daha göremedi, birlikte ayakkabı alamadılar.
İnşaatın 12. katının dış cephe kaplamasını yaparken iskelenin devrilmesi sonucu aşağıya düştü ve 28 yaşında hayatını kaybetti...
Nazlı, baba hasretiyle küçük yaşında yetim kaldı.
Anne, eşini kaybetti.
Haydar’ın anne ve babası da evlat acısıyla yandı, kavruldu...
*
Basit önlemler hayat kurtarır.
Tedbiri elden bırakmamalı.
İşçi, işveren ve hükümet-devlet temsilcileri iş sağlığı güvenliğini ülkenin en önemli meselesi olarak görmeli; Haydarlar yaşamalı, Nazlılar yetim kalmamalı!..
Paylaş