Paylaş
Yok buzul gölüymüş.
12 veya 18 bin yıllıkmış.
Doğa harikasıymış.
Dünyanın en temiz suyuna sahipmiş.
Yok dipsiz gölmüş...
Yemezler!..
BİRKAÇ ANDAVAL
Dipsiz Göl define sevdasına, aç gözlülüğe, liyakatsiz ve cahil bürokrasiye kurban gitti. Aslında gölün kendisinin define olduğu bilincinden habersiz birileri yüzünden doğal bir değer yok edildi...
*
Gümüşhane Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne başvuran hatırlı(!) define avcılarına jet hızıyla izin çıktı, su boşaltıldı.
Torpilli defineciler, Müze Müdürü ve jandarma eşliğinde kent merkezinden 50 km uzakta, deniz seviyesinden 2 bin 140 metre yükseklikte bulunan Taşköprü Yaylası’nda, kaynağı ve akarı olmayan Dipsiz Göl’ün suyunu tahliye edip dibine ulaştılar ama aradıkları defineyi bulamadılar...
*
5 gün süren arama sonunda hayal ettiklerini bulamayanlar, bu defa gölü taşla toprakla doldurdular.
Güzelim göl adeta top sahası oldu...
Çok yazık...
KAZI VAHAMETİ
Devletin verdiği ‘Define Arama Ruhsatı’ ile 6 Kasım’da başlayan ve alana kimsenin yaklaştırılmadığı bu ilginç kazı vahametinin analizi yapıldığında;
Gümüşhane Valiliği, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Müze Müdürlüğü, Trabzon Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, jandarma, medya, bölge insanlarının bu işin altında kaldığı net bir şekilde anlaşılıyor.
*
Soruşturma açılmışmış...
Toprak boşaltılıp, su doldurulacakmış!..
Neyse...
CAHİL AKLI İŞTE
Önceki yıllarda çocukların burada boğulduğunu söyleyen ve gölün kapatılmasını isteyen köylülerin haline şaşmamalı!
Özetle “Biz burayı kapattırmak istiyoruz. Ölmüşlerinizin ruhu için burayı kapatın. Buranın millete bir faydası yok. Burada iki adam boğuldu. Nasıl korkmayalım, çocuğumuzu salıverelim buraya. Göl görecek olanlar Uzungöl’e gitsinler” diyen vatandaşımızın da isteği yerine getirilmiş oldu!
*
Cahilin aklı ve talebi ile bizim bürokrasinin onayı ve yaptığı arasında ne fark var?
Ama olmalı...
Olmazsa bu tür işler devam eder gider...
*
Göl boşaltılıp kayayla, toprakla doldurulurken köylülerin niçin kılları kıpırdamadı, neden ‘oralı’ olmadılar diye kafa yormuştum...
Köylünün kıpırdamadı da sanki o koltuklarda oturan, kazı izni verenlerin ki kıpırdadı mı?..
*
Hangi mantık ile ‘olur’ dediler acaba?
‘Çıkanı bölüşürüz’ tarzı bir anlaşma olmadığı kesin...
ROMANIN HAZİNESİ
Roma İmparatorluğuna bağlı 15. Apollinaris Lejyonu’nun hazinesini oluşturan çil çil altınlar, gümüş takılar, heykeller, değerli mücevherat insanın aklını alır başından, ‘oralı’ eder insanı tabi...
*
Define peşinde koşan, elden geçirmedik cami, hamam, çeşme, şadırvan, türbe, sur bırakmayan nice belediye başkanları tanıdı bu millet, hala konuşurlar.
İşadamları, bürokratlar, güvenlik görevlilerinin medyada hikayelerini okurlar...
Kısacası cazip iştir definecilik...
Tuğralı sikkeler tercih sebebimizdir..!
*
Dipsiz Göl, Dipsiz Göl diyerek hava atıyorlardı,
Meğerse dipsiz falan değilmiş..!
Şükür Rabbimize ki dibini görüp, dipsiz göl efsanesini yıktık...
Allah akıl fikir versin...
DOĞAL SİT ALANI
Jeoloji Mühendisliği öğretim üyesi Prof. Dr. Raif Kandemir, ‘Dünya üzerindeki buzul göller, son buzul çağından kalmadır ve yaşları 18 bin ile 12 bin yıl arasında değişir. Ülkemizde başta Kaçkar Dağları olmak üzere, dağlarımızın yüksek kotlarında buzul göller bulunur. Böyle kıymetli bir oluşuma, kendi kafalarına göre hiçbir uzmana danışmadan nasıl müdahalede bulunuyorlar? Buzul göller, dünyadaki en temiz sulardır ve küresel ısınmanın konuşulduğu şu günlerde gelecek kuşakların belki de ihtiyaç duyacağı böyle bir kaynak şuursuzca yok edildi. 12 bin yılda oluşan bu gölü nasıl olacak da siz doldurarak eski haline getireceksiniz?..’ diye açıklama yapmış.
Bürokrasi geç te olsa uyanmış;
Bu defa, göle doldurulan toprak boşaltılacak!
Çevre ve Şehircilik Bakanı sayın Murat Kurum’un açıklamalarına göre Dipsiz Göl bölgesi ‘Doğal Sit Alanı’ olarak ilan edildi.
SİCİLİ BOZUK BİR ÜLKEYİZ
Laf aramızda, ülke olarak sicilimiz pek de iyi sayılmaz;
Biz nice göller, nice sulak alanlar kurutmuşuz, akarsuları, deniz kıyılarını doldurmuşuz...
Üzerlerine de havaalanları, yollar, fabrikalar, konutlar kondurmuşuz...
Uludağ’da, Nemrut’ta, Kaçkarlar’da, Toroslar’da ve daha birçok dağımızda sayısız krater gölümüz var.
Define avcıları buralara göz dikmeseler bari...
YÜZEN ADA KORUNMALI
Mesela aklıma korunması gerekenler arasında içerisinde ‘çok büyük hazine barındırdığı rivayet edilen’, Bingöl’ün Solhan ilçesi’nde ki Aksakal Göl mezrasında bulunan, tamamen doğal bir oluşum olan ve yöre halkı tarafından ülkemize tanıtılan ‘Yüzen Ada’ geldi...
Birbirinden bağımsız hareket eden üç adası ile dikkat çeken, ufacık bir krater gölünden bahsediyorum.
Üzerlerinde birkaç bodur ağaç bulunan adacıklara çıktığınızda göl üzerinde, sal’a binmişcesine adayla her tarafa gidiyorsunuz...
Dipsiz falan değil, 50 metre civarında bir derinliği var bunun...
Keyifli anılar biriktirmek isteyenlere, gezginlere duyurulur.
*
Ha bir de gölün içerisinde ‘hazine’ barındırıyor demiştim!..
Sakın suyu boşaltıp dibinde bir şeyler aramayın sakın bulamazsınız, yoktur!..
Hazine... Hazine, Yüzen Ada’nın ta kendisi...
Paylaş