Paylaş
Bugünlerde başka şeyler de oluyor.
Memleketimiz seçim sürecine girdi.
14 Mayıs’ta sandık başına gidip cumhurbaşkanımızı seçeceğiz.
Cumhurbaşkanı seçimiyle birlikte 650 milletvekilini de belirleyeceğiz.
TBMM ‘i de yenilenecek.
Sanırım, halen milletvekili olan 200‘e yakın vekil yeni mecliste de görev yapacak.
*
Meydan konuşmaları, mitingler, törenler, açılışlar artarak devam ediyor.
Siyasetin sataşmaları, atışmaları, tartışmalarıyla tansiyon git gide yükselecek.
İktidar muhalefete, muhalefet iktidara yüklenecek.
Tadında, kararında olunca eğlenceli de oluyor aslında.
BİZİM KAHRAMANLARIMIZ
Demirel, Ecevit, Erbakan ve Türkeş ile büyüyen bizim kuşaklar, Özal, İnönü, Baykal, Yılmaz, Çiller, Bahçeli ile yetişen daha genç kuşaklar, liderlerin televizyonlarda ki açık oturumlarını, karşılıklı tartışmalarını keyifle izlerdi.
Onlar bizim kahramanlarımızdı...
Yakın zamanlarda, iktidar ve muhalefetin birlikte televizyonlarda bu türden tartışma programlarına katıldıklarını göremiyoruz. Yapılmıyor...
Olsa iyi olurdu?
*
Bizim kahramanlarımızdan neler neler işitirdik. Örneğin;
Evren’in, “Çoktandır idam olmuyor. Bazı kişilerin idam edilmesi gerek.”
Demirel’in, “Benzin vardı da, biz mi içtik!”
Ecevit’in, “Toprak işleyenin, su kullananın!”
Erbakan’ın, “Kadayıfın altı kızardı mı?”
Türkeş’in, “Ne mozaiği ulan! Mermer, mermer...”
Özal’ın, “Seçimden önce zam yapacak kadar enayi miyim?”
Çiller’in, “Mesut Yılmaz iktidarsızdır!”
Yılmaz’ın, “Avrupa Birliği’nin yolu Diyarbakır’dan geçer!”
Bahçeli’nin, “Biz o Diyarbakır’dan geçen yolu kesmesini biliriz!”
Baykal’ın, “Kaybedersem Rodos’a kadar yüzerim.”
Erdoğan, Kılıçdaroğlu ve Akşener bugünün siyasetçileri, sözlerini zaten biliyorsunuz.
*
Seçimlere sakinlik, huzur ve güven ortamı içerisinde gitmeliyiz.
Halkın kardeşliğine, dayanışmasına halel gelmeden, herkes özgür iradesini sandığa yansıtmalı.
Futbolda olduğu gibi diyelim;
Çalışan, hak eden kazansın!
RAMAZANI UĞURLUYORUZ
RAMAZAN ayı da bitti sayılır.
Bir hafta kaldı.
Kısa ve serin geçen bu günlerde oruç tutmak insanı zorlamıyor.
Halkımız, kolaylıkla ve rahat bir şekilde ibadetini yapıyor.
*
Bu ayda insanlar biraz daha sakinlemiş durumdalar.
Kavga, şiddet, cinayet haberleri eskisi gibi değil.
Azalmış durumda.
İftar saatine yakın trafikte biraz asabilik, gerginlik oluyor ama eskisi gibi fazla uzayıp, şiddete dönüşmüyor.
En azından öyle kötü haberler işitmedik.
HASAN DEDE GİTMESİN
Temmuz, ağustos aylarında, 30-35 derece sıcakta ta oruç tutmak var...
Hasan dedeyi elbette tanımazsınız.
Trabzon’un bir dağ köyünde, sıcak mı sıcak bir günde, güneşin tepesine geçen, dili damağı kuruyan 85’lik Hasan dede, henüz bıyıkları yeni çıkmış torunuyla uzak tarlaya giderler. Giderler ama oruçlu Hasan dedenin adım atacak gücü kalmamıştır.
Tam o sırada oluktan şırıl şırıl akan suyu fark eder ve hızlıca gidip, kana kana su içer... Bunu gören torun seslenir;
- Hasan dede, Hasan dede, oruç?! Oruç gitti...
Hasan dede susuzluğunu giderdikten sonra, döner ve torununa;
- ‘Ula torunum, habu remezan her yıl geliy ama Hasan dede gitti mi bi daha gelmiy da!‘ der....
RAMAZANDA SAĞLIK
Sağlık önemlidir. Ramazan da daha önemlidir...
Bu yüzden ramazan yazılarında ‘doğru beslenme’ konularında kalem oynatıyoruz.
*
Ruhen ve bedenen sağlıklı bireylere farz olan orucun tutulması da insana yarar getirir.
Az kaldı, bu ramazanı da uğurluyoruz.
Bayramda görüşürüz.
Paylaş