Paylaş
Kentte yaşayanların büyük çoğunluğun ortak paydası, kimliğinin bir parçası, Türk futbolunun 5. şampiyonu Bursaspor için akıbet üç yıldan beri ‘geliyorum’ diyordu.
*
Kongrede işin ehli, liyakatli ve sporun içinden gelen, futbolun, taraftarın, kentin ruhunu bilen, sanayiciler, STK’ler, belediyeler, iktidarı muhalefetiyle, tüm kesimlerle etkili ilişkiler kurabilen, erdemli, mahir, rüştünü ispat etmiş kişiler yönetici seçilirse; yiğit düştüğü yerden kalkar, Süper Lige döner, yaşadıklarından ders alır, mücadelesine devam eder.
Bursaspor, Türk futbolunun önemli bir değeridir.
Liyakatli ellerle yönetilmelidir.
Şimdilik geçmiş olsun!
*
TARİHİ ESER RESTORASYONU
Bursa, 5 bin yıllık tarihi bir kent;
Tarihi eserlerin restorasyonuna da önem veriliyor.
El değmemiş han, hamam, çeşme, çarşı, türbe, mescit, cami, köprü kalmadı.
Hiçbir detay gözden kaçmadı, her yer, temelden kubbeye didik didik edildi.
Yapılan çalışmalar arkeoloji ve sanat tarihi açısından zaman zaman ciddi eleştiriler alsa da Bursa, ülkenin tarihi eser restorasyonunda en deneyimli öncü kenti haline geldi.
Osmangazi ve Büyükşehir belediyelerin yaptığı çalışmaları başarılı buluyorum.
*
DEFİNE HİKAYELERİ
Bursa, ‘define avcılığı’ ve ‘tarihi eser kaçakçılığı’ konularında liderliği bırakacak gibi görünmüyor!
Her bir eserin elden geçirilmesinde yeni bir ‘define hikayesi’ daha türetiliyor...
Bu işin hastası, meraklısı, define ararken can vereni de çok!
*
Konuya neden girdik?
‘Başarılı çalışmaların sonrasını getiremiyoruz’ demek için!
Ortaya çıkarılan, topluma kazandırılan eserler konusunda ne kadar başarılıysa, bunların maskelenmesi ve oluşan pespaye görüntüler konusunda da belediyeler o derece başarısızlar!
Onca başarı heba ediliyor...
*
ŞERAFETTİNPAŞA CAMİ NEREDE
Heykel’den, İnönü Caddesi’yle inerken solda balıkçı lokantaları arastası var.
Orada restorasyonu tamamlanmış, 1.400-1.450 yılları arasında yapıldığı sanılan Şerafettinpaşa Camisi var.
Tuğladan yapılma, kısa minareli, kubbeli, Selçuklu izleri taşıyan Osmanlı‘nın sade ve güzel bir mimari örneklerinden birisi.
*
Cami görünmez bir halde!
İki balıkçı esnafı, masaları cami bahçesi duvarına dayamış, yüksek prandayla çevirmiş, yeni dükkanlar elde etmiş,
Yayaların yolunu, meydanı kapatıp balıkçı salonu haline getirmişler...
Diğer yanında da çirkin tuvalet görüntüsü,
Budamaları yapılmamış ağaçlar,
Caminin, minarenin fotoğrafını bile çekemiyorsunuz!..
Cami, Çin seddi gibi çevrilmiş...
*
‘Pes yani’ diyecek kadar cüretkar, görüntü açısından da pespaye!..
Tarihi eserleri büyük paralar ve emek harcayarak ortaya çıkartıyorsunuz ama bir kare fotoğraf almaya yeterli alan bırakılmamasına seyirci kalıyorsunuz!..
Sevgili belediye başkanları;
Harcadığınız emeği üç beş kişinin çıkarı için heba ettirmeyin, ne olur koruyun ve yaşatın bu eserleri...
*
Benzeri görüntüler o kadar yaygın ki!
Bursa merkezinde de ilçelerinde de aynı manzaralar var, tarihi mirası gereği gibi koruyamıyor, turizmin ve sanatın hizmetine sunamıyoruz.
Konu sadece belediyelerin, Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün değil birebir yurttaşların da sorumluluk alanında.
Sanat, kültür ve tarihi eserler, meydanlar, yaya kaldırımları halkındır, kamunundur; ortak maldır;
Korumalı ve yaşatmalı!..
*
CADDE DÜKKAN OLUR MU?
Yaya kaldırımı da dedik!..
Nilüfer bölgesinde, Ataevler metrodan Çalı’ya doğru dönün, hemen sağ tarafta ki yerleşime bakın ve görün!
Arkadaş, kanun benim diyor!..
Buraların ağası da paşası da benim,
Kaldırım da benim, cadde de,
Parsel parsel kapatırım, kimse bana karışamaz diyor galiba!
Yaya yolunu kapatmış, dükkanı caddeye taşımış!..
*
Belediye bu işleri takip etmeyi bıraktılar mı yoksa!..
Paylaş