Dr. Hüseyin H. Serdar
Dr. Hüseyin H. Serdar
Dr. Hüseyin H. SerdarYazarın Tüm Yazıları

Afetler sebepsiz değil

Son zamanlarda doğu Karadeniz’den haberler yapılıyor. Havadisler ağırlıklı olarak Rize ve Artvin’den geliyor. Havadisler de yüz güldüren cinsten değil.

Haberin Devamı

Afetler sebepsiz değil

Çoğunlukla ağaçların kesilmesi, ormanların yok edilmesi, doğal yapının değiştirilmesine karşı bölge halkının tepkisi ve direnişini içeriyordu. İnsanlar müteahhitlere karşı doğa ve çevreyi savunuyor, yaşam alanlarının tahribatına itiraz ediyorlardı.
Derelerin taşması, evlerin ve köprülerin yıkılması, iş yerlerini su basması.
Yani sel, taşkın, heyelan ve ölümler.
Haberlerinin en üzücü yanı elbette can kayıpları.
Yurttaşlarımız ‘tabi afetler’ ile ölüyorlar…
*
Artık “Doğu Karadeniz’de sel yine can aldı” haberleri duymak istemiyoruz…
Ağaçların kesilmesi ormanların yok edilmesi, dağların delik deşik edilmesi, dere yataklarının doldurularak daraltılması, yönlerinin değiştirilmesi… Başlı başına birer çevre cinayeti bunlar.
Olaylar birbirine bağlı, sebepsiz değil yani...
*
Ağaç olmayınca erozyon olur!
Sonrada erozyonu ve daraltılan yataklara sığmayan yağmur sularını, selleri, heyelanları konuşuruz…
Toprak yapısıyla oynanıyor. Yol, duvar, ocak ve tarla açmak, çaylık yapmak gibi faaliyetlerle ağaçlar, kökler ve bitki örtüsü kaldırılınca, olanlar oluyor.
Bilimsel değerlendirme ve risk analizleri yapılmıyor, uyarılara da kulak verilmiyor!..

Haberin Devamı

SORUMSUZLUK AFET GETİRİR

‘Bunlar başımıza Allahtan geldi!’ diyorsanız yanılıyorsunuz...
Yanıldığınız gibi hata ve yanlış dahil ne kadar kusurunuz varsa hepsini Allah’a yüklemiş oluyorsunuz!
Allah doğruları yapın diye akıl vermiş mi?
Vermiş…
*
‘Man gafalı’ adam! Allah sana dere yatağına ev, apartman, turistik tesis, lokanta yap mı demiş?
‘Gülek gafalı’ adam! Allah sana ağaçları kes, ormanları yak, erozyon oluştur, taş ocağı, maden işletmesi, otel, villa yap mı demiş?
‘Got gafalı’ adam! Allah sana derelerin yataklarını daraltarak taş ve beton kanal yap mı demiş?
Ağaç dik, tabiatı ve tüm canlıları koru diyen cenab-ı rabbül alemin’in yap dediğini yapma, yapma dediği ne varsa yap, sonra da ‘bu afat Allah’tan geldi’ de öyle mi?
Yok, efendi yok bu kadar basit ve ucuz değil bu işler!
*
Karadeniz gezisinden geldim ya, oralarda özellikle Trabzon civarında ‘kalın kafalı’lar için ‘man gafa’, ‘got gafa’, ‘gülek gafa’ gibi terimler kullanıldığını belirtmiş olayım…

Haberin Devamı

CEHALET VE EROZYON

Kamu, özel, kim yapıyorsa, yapmasın!
Doğaya zarar vermesin.
Dereleri, tepeleri, kıyıları, koyları rahat ve kendi haline bıraksın!
Tabiat ve doğal yapılar kendi haline bırakılsa inanın ki bunca zarar ziyan meydana gelmez…
*
“Türkiye’nin müzmin belası ‘erozyon’dur. Kara belası ise cehalet ve ilimden fenden yararlanmamaktır.”
Bu iki şey ülkeyi mahvediyor…
*
Tabi afetler Allah’tan değil, insanların aç gözlülüğü, cehaleti ve yetkililerin görevini yapmaması yüzünden başımıza geliyor.
Zira Allah’ın kullarını sevdiğini biliriz, buna inanırız, niçin yarattığı insanların canlarını yaksın ki?..
Hem bizlere kendimizi korumak ve acı çekmemek için akıl vermedi mi?..
Böylesi acılar yaşamamak için akıl ve bilimden uzaklaşmamalı, etkili ve sürdürülebilir önlemler almalı.

Haberin Devamı

HEKİMLERİN İSTİFASI DURDURULMALI

2019 Kasım’ında dünyada, 2020 Mart’ında da Türkiye’de varlığı kabul edilen Covid-19 salgını hekimleri ve sağlık çalışanlarını derinden etkiledi.
*
Binlerce hekim, diş hekimi, eczacı, hemşire, sağlık memuru ve sağlık çalışanı öldü, hastalandı ve yaşam kaliteleri bozuldu, aile hayatları alt üst oldu. Aile fertleri uzun süre birbirleriyle görüşemedi.
Bir yandan ağır, yorucu ve zorlu çalışma koşulları psikolojilerini bozarken, diğer yandan da derinleşen ekonomik kriz ve geçim sıkıntısı onları canlarından bezdirdi…
Hekimlerin yaşadıkları travma halen devam ediyor.
Temmuz ayının en flaş gelişmesi bence hekim istifaları…
*
Sağlık Bakanlığı Mart 2020 ‘de genelge yayınlayarak sağlık hizmetlerinin aksamaması için kamu ve özel sektörde çalışan hekimlerin istifa etmelerini yasaklamıştı. Yasak, 1 Temmuz 2021 ‘de başlayan normalleşme süreciyle kaldırıldı.
*
Sağlık Bakanlığına bağlı devlet, eğitim araştırma ve şehir hastanelerinde görev yapan hekimler istifa kuyruğuna girdiler. Temmuz ayı başından beri uzman, pratisyen ve diş hekimleri ülke genelinde il ve ilçe sağlık müdürlüklerine istifa dilekçeleri veriyor.
*
Türkiye genelinde 1000 – 1500 civarında istifa dilekçesi söz konusu.
Bursa’da da 50 civarında hekim istifa dilekçesi vermiş durumda.
Sayı artacak. Bayram sebebiyle dilekçe veremeyenler de vardı.
Sağlık Bakanlığından ayrılan hekimlerin önemli bir bölümü özel sektöre geçiyor. Bir kısmı hekimlik bile yapmayıp, kafasını dinleyecek…
*
Cansiperane şekilde çalışan sağlık çalışanlarının çok zorlandıklarını, çalışma azim ve motivasyonlarını yitirdiklerini, hekimlerin ‘tükenmişlik sendromu’ yaşadıklarını, dayanacak güçlerinin kalmadıklarını bir hekim olarak görüyorum.
*
Hekimler özetle, ‘iş yükümüz çok ağır, maaşlar ve ödemeler yetersiz, riskin en yüksek olduğu zamanlarda çalışıyoruz, hayatlarımızı hiçe sayıyoruz, zor günler yaşıyoruz, moral olarak bittik, bizlerden fedakarlık bekleniyor. Artık fedakarlık yapacak halimiz kalmadı. En kısa zamanda iyileştirme yapmalı, yoksa hekim sıkıntısı olacak’ diyor.
*
Hekimlerin sesine kulak verilmeli.
4. Dalga diye adlandırılan, pandeminin yeniden atak yaptığı bugünlerde hastanelerde ciddi sıkıntıların yaşanmaması için başlayan istifa dalgasının önüne geçilmeli
Olumsuz gelişmelere fırsat verilmemeli.
Kamu sağlık hizmetleri aksatılmamalı, vatandaşlarımız da mağdur edilmemeli.

Yazarın Tüm Yazıları