Sağlık

Gündüz TEZMEN
Haberin Devamı

okur mektupları

Oğlumun ayağında çekme var

Sizden istirhamımız, çocuğumuz ile ilgili. Şöyle ki,geçen yıl kışın, oğlumuz gece uyurken sol ayağı içeri doğru çekilmeye başladı. Sabah kalktıktan sonra kendiliğinden ayağı normale dönüyordu. Bir dispansere götürdük. Komple tetkik yapıldı, birşey bulunmadı. Üniversite ve SSK hastanelerine de götürdük bir süre dinlenmesi söylenerek, diz bölgesi alçıya alındı. Bir müddet sonra alçıyı çıkardık, normale dönmüştü.

Ancak bu sene ayağındaki çekme tekrar başladı. Doktorlar muayene ederek Aspirin türü bir ilaç verdiler. Düzenli olarak kullanmamıza rağmen, çocuğumda bir değişme göremedik.

Sayın Tezmen, bize bir tavsiyeniz olabilir mi? Olursa çok sevineceğiz, üzüntü içinde cevabınızı bekliyoruz.

Ruhi MERT/İZMİR

Mektubunuzdaki tarifler çok açık değil. Ayağında içeri çekilme derken, ayağın bilekten içeri doğru dönmekte olduğunu düşünüyor ve cevabımı buna göre veriyorum. Beni tereddüte düşüren husus hastanede yapılan muayeneden sonra, diz bölgesini alçıya almış olmaları. Halk arasında, bacak karşılığı olarak da ayak kullanıldığı için, bazen mektupları yorumlamakta güçlük çekiyorum.

Ayağın açı sorunları, hemen hemen 100 doğumdan birinde görülebilir. Bunlar arasında düztabanlık, ayağın içe dönüklüğü, dışa dönüklüğü gibi değişik tipte şekil bozuklukları vardır. Bu tür anomalilerin hemen hepsinde, bağların ve kasların kısalığı ya da gevşekliği olaya neden olmaktadır.

Çocuğunuzun ayağı uyku sırasında içe dönüyor, uyanık olduğu zaman kendiliğinden düzeliyorsa, kaslarla ilgili bir sorun hatıra gelir. Uyanık olduğu zamanlarda kendisi kaslara kumanda ederek fazla kasılan kası gevşetip, karşılığı olan kası gererek ayağını normal durunda tutuyor, uyku sırasında kaslara kumanda ortadan kalktığı için, tüm kaslar eşit durumda kasılıyor ve bu nedenle çocuğunuzun ayağı içeri doğru dönüyor olabilir.

Bu gibi hallerde yapılması gereken şey fizik tedavidir. Fizik tedavide de aktif ve pasif hareketler daha etkili bir yöntem olacaktır. Bir fizikoterapistin yaptıracağı egzersiz hareketlerini öğrenerek, düzenli bir şekilde uygulamanız, çocuğunuzun kendi kaslarına kumanda ederek yapacağı aktif hareketler sorunu büyük oranda çözecektir. Sorunun büyük olduğu durumlarda kasın çekmesini önlemek ve gergin olan kaslarla, bağları esnetmek için alçı tedavisi ya da atel uygulanabilir. Çocuğun ayak kısmını belirli bir konumda tutacak alçı ya da atel ciddi vakalarda çoğu zaman iyi sonuç vermektedir.

Size tavsiyem, oğlunuzu bir kez de ortopedi uzmanlarına muayene ettirmenizdir.

Henoch - Schönlein Hastalığı

YaklaŞIk üç aydır, altı yaşındaki kızımın hastalığıyla mücadele eden bir anneyim. Çocuğumu ilk götürdüğüm doktor, Henoch-Schönlein purpurası teşhisini koydu. Kan, idrar ve dışkı testleri yapıldı, sonucunda, korkulacak bir şey olmadığı ve bu hastalığın sindirim sistemine vurduğu anlaşıldı. Çocuk devamlı kusmaya başladı, hatta bir gece kan dahi kustu. Sonra beni bir büyük hematologa yolladılar. O da, bu hastalığın bir kan hastalığı olmadığını, bunun kendi çocuk doktorumuz tarafından tedavi edilebileceğini söyledi. Verdiğimiz ilaçlarla çocuk biraz iyileşir gibi olurken, birdenbire eski haline dönüyor, eklem yerleri şişiyor, karın ağrıları başlıyor. Kol ve bacakları halka halka deri altı kanamaları şekline dönüşüyor. Bu durum 2-3 kezdir tekrarlıyor. Bu hastalığın iyileşmesi çok zaman alır diyorlar. Bu hastalık tamamen geçer mi? tedavisi için başka bir hastaneye gitmem gerekir mi?

M.BOYALI

Tıp dilinde Henoch-Schönlein purpurası olarak adlandırılan hastalık bir anlamda alerjik kökenli bir sağlık sorunudur. Çeşitli etkenlere bağlı olarak gelişen yanlış bağışıklık, damar sistemini etkileyerek deri altı kanamalar tarzında döküntülere yol açabilir. Bu döküntüler,deride olduğu kadar sindirim sisteminde , böbreklerde ve eklemlerde de olabilir.

Sindirim sisteminde olan döküntüler, sindirim kanalı içine kanamalara neden olabilir. Sindirim kanalına olan kanamanın belirtisi dışkının katran gibi siyah çıkması, kusma olduğu taktirde, kahve telvesi görünümünde olmasıdır. Eklemlerdeki döküntüler, eklemlerde romatizma benzeri ağrılar, kızarıklık ve hareket kısıtlılığı gibi belirtilere neden olur. Böbrekleri tuttuğu taktirde idrarda kanama ortaya çıkar. Kanama bazen gözle görülebilecek derecede, bazen de sadece mikroskopla tesbit edilecek derecededir. Ayrıca yapılan idrar tahlilinde protein (Albumin) olduğu da belirir. Hastaların yaklaşık yarısında böbrek tutulması görülebilir.

Birkaç haftalık aralarla hastalığın nüksettiği görülür. Hastaların büyük bir kısmında hiçbir belirti kalmaksızın iyileşme elde edilirken, bazılarında böbrekte tahribat ortaya çıkabilir.

Hastalığı bir çeşit alerjik hastalık olduğunu belirtmiştim. Özellikle küçük çocuklarda, ateşle seyreden üst solunum yolu enfeksiyonlarından sonra ortaya çıkabilir.

Çok sık olmamakla birlikte ilaç alerjisi de hastalığın belirmesinde etken olabilir. Bu nedenle her vakada, etken olabilecek ilaç araştırması yapılmalıdır.

Hastalığın tedavisinde ilk aşama, hastalığa neden olabilecek etkenlerin belirlenerek ortadan kaldırılmasıdır. Bu etken ortadan kaldırıldıktan sonra sadece belirtileri gidermeye yönelik tedavi yeterli olabilir. Eklem tutulması, şişlik, karın ağrısı gibi şikayetleri çok olanlarda kortizon tedavisi etkili olacaktır. Tekrarlama sonucu böbreğin etkilenerek kronik bir böbrek hastalığının ortaya çıktığı durumlarda, bağışıklık baskılayıcı ilaçların, örneğin Azothioprin’in yaralı etkileri görülebilir. Size tavsiyem, çocuğunuzu tıp fakültelerinden birinin çocuk kliniğine götürmenizdir.

FAKS: (0 212) 677 01 39

E-MAİL: gtezmen@hurriyet.com.tr

Yazarın Tüm Yazıları