Sağlık

Gündüz TEZMEN
Haberin Devamı

Okur mektupları

Behçet Hastalığı

Köşenizi fırsat buldukça okuyorum. Behçet Hastalığı konusunda daha önce de yazmıştınız galiba, ama o sırada ilgimi çekmemişti. Geçtiğimiz günlerde yurt dışındaki bir yakınımda böyle bir hastalıktan şüphe etmişler ve bunu Türk hekimlerinin daha iyi bildiğini de söylemişler.

Sizden, Behçet Hastalığı konusunda bilgi rica edeceğim. Nasıl bir hastalıktır, belirtileri nedir, hangi organları etkiler, tedavisi nasıldır?

Köşenizde bunları açıklayıcı bilgiler verirseniz çok mutlu olurum.

Hülya ORAK

Behçet Hastalığı belki de bu köşede en çok yer alan hastalık. Ancak ilk belirtiler genellikle diğer hastalıklarla karıştığı için olsa gerek, başlangıçta çok kolay teşhis edilemiyor, bu da hastalar arasında kaygı yaratıyor. Yurt dışında da her yerde çok iyi tanınmadığı için yurt dışındaki okurlarımdan sıklıkla mektup geliyor. Köşemi sürekli ve dikkatle izleyen okurlarımın anlayışına sığınarak konuyu bir kez daha yazıyorum.

Behçet Hastalığı ilk kez, bir Türk doktoru olan Hulusi Behçet tarafından teşhis edildiği için tüm dünyada onun adıyla anılmaktadır.

Üzerinde çok çalışmalar yapılmasına rağmen, kesin olarak nedeni bulunamamıştır. Hastalarda bazı virüsler tesbit edilmesine rağmen bulaşıcı değildir. Vücudun bağışıklık sisteminin yanlış işlemesinin hastalığın ortaya çıkmasında rolü olduğu belirlendi. Ayrıca yapılan bazı çalışmalar, kalıtımla bir ilgiyi de gösteriyor. Hastalık birçok sistemi birden tutuyor. Deri, iç zarlar (mukoza), göz, cinsel organlar, eklemler, kan damarları, sinir sistemi ve sindirim sistemi, Behçet Hastalığı nedeniyle etkilenen organlar arasında sayılabilir.

İlk belirtiler, genellikle ağızda sık sık tekrarlayan, aft benzeri yaralardır. Benzer yaralar, cinsel organlar çevresinde de olmaya başlar. Diğer belirtiler yıllar sonra da ortaya çıkabilir. Hastaların çoğunda, tıp dilinde iridosiklit olarak adlandırılan göz iltihapları da olur. Bu iltihaplar, tedavi edilmediği taktirde körlüğe kadar varabilir. Hastaların çoğunda deri döküntüleri vardır. İğne batması kadar küçük zedelenmeler bile deride reaksiyona yol açar ki, hastalığın teşhisinde bu reaksiyondan yararlanılır.

Hastaların yarısında eklem tutulması görülür. Dört hastadan birinde damar hastalığı, yaklaşık beş hastadan birinde de, hayati tehdit oluşturan merkezi sinir sistemi tutulması görülebilir.

Gerek bir Türk doktorunun bulduğu bir hastalık olması ve gerekse ülkemizde nispeten sık rastlanması nedeniyle, başta üniversite klinikleri olmak üzere birçok merkez, bu hastalık üzerinde yoğun çalışmalar yapıyor ve tedavisinde de oldukça iyi sonuçlar elde ediliyor.

Hiçbir tedavi yapılmasa bile iyileşme ve kötüleşme krizleriyle seyrediyor. Bu devreler birkaç haftadan, yıllara varıncaya kadar değişmeler gösterebiliyor. Ancak her krizde, tutulan organda bazı sekeller (hastalık kalıntıları) olabileceği için yıllar geçtikçe hastalık belirtileri daha fazla olacaktır. Eğer yukarıda da belirttiğim gibi, merkezi sinir sistemi, kan damarları ve sindirim sistemi gibi, hayati önemi olan organlar tutulduğu zaman tedavide daha enerjik olunması gerekir.

Bu hastalığı olanların ya da yukarıda sıraladığım türde belirtileri olanların, Behçet Hastalığı merkezlerinden birine başvurması gerekir.

Bronşektazi ne demektir?

32 yaşındayım. Son birkaç yıldır, sürekli kilo kaybediyorum. Önce veremden şüphe etmiştim, akciğerlerimin kontrolu yapıldı, normal olduğu söylendi. Şimdi de kemik veremi ve guatrdan şüphe ediyorum. Çünkü aşırı zayıflamanın yanısıra sinirlilik, ellerimin devamlı titremesi, yorgunluk ve baş dönmesi gibi şikayetler var. Daha da önemlisi devamlı olarak balgam tükürüyorum. Bir de nefesim çok kokuyor. Dişlerimi devaml olarak fırçalıyorum, sigara da kullanmıyorum. Ne yapacağımı şaşırdım. Ben de herkes gibi sağlıklı olmak istiyorum. Lütfen bana yardım edin.

Kemal KAYA

Yakınmalarınızın ilki, kilo alamamakla ilgili. Kilo durumu bünyesel farklılıklarla ilgili bir özelliktir. Bazı bünyeler, özellikle gençlikte, daha fazla kalori harcar. Bunun bir sonucu olarak başkalarından daha fazla yemek yedikleri halde kilo almazlar. Ancak bu kişilerin de yıllar geçtikçe, daha kolay kilo aldıkları görülür. 32 yaşında olduğunuza göre bu konuda endişe etmemelisiniz.

Ancak devamlı olarak kilo vermeniz, anlamlı boyutlara vardıysa, nedenini araştırmalısınız.

Ellerinizin titremesi, kolay sinirlenmeniz gibi şikayetlerinizi hemen guatrın bir çeşidi olan hipertiroidiye bağlamanız doğru değil. Sinirsel etkenlere bağlı olarak da ellerde titreme gibi şikayetler görülebilir. Hipertiroidi ihtimalini ortadan kaldırmak için kan tahlilleri yapılmalıdır.

Önemli sorununuzun devamlı balgam çıkarma ve ağız kokusu olduğunu düşünüyorum. Sigara içmeyen sağlıklı bir insanın devamlı balgam çıkartmaması gerekir.

Bu denli bol balgam çıkartma tıp dilinde bronşektazi olarak adlandırılan ve bronşlarin genişlemesine neden olan bir hastalığı düşündürüyor. Bu kişilerde nefeste kötü koku da duyulabilir. Daha önce akciğer veremi şüphesiyle yaptırdığınız tetkik sırasında sadece verem olup olmadığına dikkat edildiyse, bronşektazi gözden kaçmış olabilir. Akciğer hastalıklarıyla uğraşan bir merkeze veya uzmana tekrar başvurarak, aşırı balgam çıkartma şikayetinizi tetkik etirmenizi tavsiye ederim.

Yazarın Tüm Yazıları