Paylaş
H.Çetinkaya Almanya
Sürekli mide rahatsızlığı çektiğinizden ve bir ara dışkınızın siyahlaştığından bahsediyorsunuz. Eğer dışkınız koyu renk değil de katran gibi siyah çıktıysa, bu durumda bir sindirim sistemi kanamasından söz edilebilir. Mide şikayetleri de olduğuna göre bu kanamanın mideden kaynaklanma ihtimali daha yüksek. Yapılan tetkiklerde midenizde mikrop bulunduğu belirlenmiş. Midenizde ya da onikiparmak bağırsağınızda ülser bulunup bulumadığından söz etmiyorsunuz. Ancak kanama olduğuna göre bir ülser bulunma ihtimali yüksek.
Siz esas olarak bu mikroplardan korkmuşsunuz. Ancak bu denli korkmanız için bir neden yok. Helicobacter Pylori adı verilen bu mikrop çoğu insanın midesinde, ona bir zarar vermeden yaşıyor. Yapılan bir çalışmaya göre Türk halkında mikrop taşıyanların oranı yüzde 90'lara varıyor. Gelişmiş ülkelerde bu oran %50'ler civarında. Mikrop taşıyan herkes hasta değil. Eğer bir insanın midesinde ülser gibi bir hastalığı varsa ve yapılan tetkiklerde bu mikrop bulunuyorsa, sadece ülser tedavisinin yetmeyeceği düşünülmeli. Uygulanan tedavi ile ülser kapansa bile, bir süre sonra tekrarlayabilir. Sık sık tekrarlayan ülserler ve sürekli tahrişin, kansere kadar varabilecek ciddi sorunlara yol açabileceğinden korkulur. Bu nedenle uygun antibiyotiklerle mikrobun da ortadan kaldırılması için tedavi uygulanmalıdır.
Size de uygulanan sistem bu, endişelenmeden tedaviyi sürdürün.
Kemiklerim çok ince
S.Tan/Kırşehir
20 yaşında bir genç kız, kemiklerinin çok ince olduğunun farkındaysa, yapılacak şey derhal kemikleri güçlendirme çabalarına girmek olmalı. Bunun için öncelikle bol kalsiyum almak gerekiyor. Kalsiyumu doğal yoldan almak için süt ve süt ürünleri (peynir, yoğurt gibi) bol miktarda tüketilmeli. Ayrıca düzenli olarak spor da yapmak gerekiyor. Bu önlemlerle 30 yaşına kadar ne kadar kemik kütlesi kazanırsanız sizin için kazançtır. O yaştan itibaren kemiklerinizin sürekli zayıflayacağını ve bu kaybın menapoz sonrası hızlanacağını unutmayın.
İleri yaşlarda osteoporoz ve buna bağlı kemik kırığı, boy kısalması, ağrılar gibi tablolarla karşılaşmak istemiyorsanız, 30 yaşına kadar yoğun bir çaba harcamalısınız.
Paylaş