Okul çağına gelen normal ve sağlıklı bir çocuğun okuma yazmayı öğrenmekte zorluk çekeceği, ebeveynlerin aklının ucundan bile geçmez. Oysa dünyada milyonlarca çocuk, tıp literatüründe ‘‘disleksi’’ adıyla bilinen okuma ve yazma zorluğu çekmektedir. Milyonlarca çocuk, öğrencilik hayatına ilk adımını atmaya hazırlanırken bu önemli sorunu da sizlere hatırlatmak istedik.
SORUNUN adı ‘‘disleksi’’. Yunancadan alınma bir kelime. ‘‘ Okuma zaafı’’ anlamına geliyor. Disleksinin gerçekte ne olduğu sorulduğunda değişik görüşler ortaya atılıyor. Bu terim, ilk kez 1884 yılında Alman Oftalmalog R. Berlin tarafından, beyninin sadece sol bölümünü kullanabilen kişiler için kullanıldı. 1970'li yıllara gelindiğinde disleksi sorunluların sayısı öylesine arttı ki, bu kaynağı bilinmeyen sorunun bir salgına dönüştüğü iddia edildi. Pediyatristler, nörologlar ve psikologlar devreye girdiler. Yapılan tüm çalışmalara rağmen disleksinin ne olduğu konusunda henüz bir görüş birliğine varılamadı.
Bugüne kadar disleksinin nedenleriyle ilgili pek çok teori ortaya atıldı. Beyinin işlevlerini tam olarak yerine getirmemesi, çocuğun sağını solundan ayırt etmeyi öğrenememesi, içkulakta dengesizlik gibi pek çok iddia sıralandı. Bugün disleksinin bilimsel bir tıbbi tablosu ortaya çıkarılmış değil. Ortada sadece varsayımlar var.
Buna karşılık okumakta zorluk çeken çocukların sayısı günden güne artıyor. Beyinin çalışma düzenindeki bozukluğun kaynağı henüz bulunamadı. Disleksi hastalarının çoğu B harfi ile D'yi birbirinden ayırt edemez. Okuma bozukluğu, başka harflerde de kendini hissettirir.
İnsanın iki tarafı vardır. Sol ve sağ. Her şeyi iki taraflı olmanın sağladığı imkanlar sayesinde görebiliyoruz. Bu gerçeği gerektiği kadar iyi öğrenememiş bir çocuk, başka şeylerin de iki taraflı olduğunu anlamakta zorluk çeker. Eski devirlerde anne ve babalar, çocuklarına öncelikle iki taraflı olduğumuzu öğretirlerdi. Çocuğun sağını solundan ayırt edememesi ilerde başka sorunlara neden olabilir. Kelimeyi yanlış okuyan, duyduklarını yazmakta zorlanan çocukların özel olarak eğitilmeleri gerekiyor.
Bu arada Disleksi'nin kalıcı bir kusur olmadığını ve zeka geriliğinden kaynaklanmadığını belirtelim. Dünyaca tanınmış pek çok bilim adamının, yazarın ve sanatçının çocukluk yıllarında disleksi sorunu olduğunu da ekleyelim.
BELİRTİLERİ NELER
Disleksinin en belirgin habercisi bazı harfleri okumakta zorluk çekmektir. Örneğin B'leri D gibi görmek, kelimeleri ters okumak gibi.
Çok yavaş ve kelimeleri yarıda keserek okumak. Ya da sürekli olarak okuduğu satırı kaybedip başka satıra atlamak.
Okuduklarını anlamakta zorlanmak, ya da okuduklarını hemen unutmak.
ÖNLENEMEZ Mİ
Çocukların oyuncaklarıyla oyalanmalarını beklemek yerine onlarla uzun uzun konuşmalıyız.
Çocuğun her kelimeyi doğru söylemesine dikkat etmeliyiz.
Çocuklara daha yakın görünmek uğruna onlar gibi ‘‘yarım yarım konuşmak’’tan kesinlikle kaçınmalıyız.
Çocuk konuşmaya başladığı günden itibaren ona kelimeleri doğru söyletmeye çalışmalıyız.
Bazı doktorlar bol miktarda C vitamininin disleksi tedavisinde yararlı olduğu kanısında.