DÜNKÜ yazımda çiçek hastalığını tanıtmış, bulaşma ve korunma yollarından bahsetmiştim.
Çiçek virüsü biyolojik silah olarak kullanılırsa, temas eden kişilerde hastalık oluşma riski mevcuttur. Virüs bulaştıktan sonra 7-14 gün kadar süren bir kuluçka dönemi mevcuttur. Hastalık bundan sonra belirir. Döküntüler ortaya çıktıktan sonra da başkaları için bulaştırıcı olmaya başlar.
Hastalıktan korunmak için virüsle temastan kaçınmak ve aşı olmak gerekir. Ancak hastalık ortadan kalktığı için 1976 yılından sonra aşı uygulamasından da vazgeçilmişti. Bu tarihten önce doğanlara aşı yapılmış olmasına rağmen aşının kesin koruyuculuğunun 5-10 yıl kadar olduğu da bir gerçek. Daha uzun süre geçmiş olanlarda hastalık oluşsa bile hayati tehlike yaratma ihtimalinin azaldığı biliniyor.
Dünya üzerine şu anda sivil halka yönelik bir aşılama kampanyası yürütülmüyor. Amerika, cepheye göndereceği askerlere ve biyoljik saldırı halinde ilk yardım uygulayacak görevlilere aşı uyguluyor. Halkı aşılamak için yeterli aşı stokları hazırlanıyor. Böyle bir saldırı ve salgın riski halinde aşılama kampanyaları başlayabilecek. Aşı, virüs alındıktan sonraki üç gün içinde yapıldığı takdirde de koruyucu olabiliyor.
AŞININ YAN ETKİLERİ OLABİLİYOR
Aşının daha önceden herkese ya da her isteyene yapılmama nedeni, aşı uygulamasının da bazı yan etkiler gösterebilmesi. Aşı, egzaması olana, bağışıklık sistemi bozuk olana ya da bu sistemi etkileyecek kortizon, kemoterapi (kanser tedavisi) gibi tedaviler görenlere ve gebelere uygulanamıyor. Bazı kişilerde aşı bütün vücuda yayılıp döküntü ve izlere yol açabiliyor. Bazen aşı yerinde iltihaplanmalar ya da aşının derinleşip ciddi doku hasarına yol açma ihtimali de var. Döküntünün gözde olması halinde körlük ortaya çıkabiliyor. Aşı olan her bir milyon kişinin bininde yan etki ortaya çıkma ihtimali var. Bunlardan 14-52'sinde ortaya çıkan yan etki, beyin iltihabı (ensafalit) gibi hayati tehlike yaratacak türde. Geçmiş yıllardaki aşı uygulamalarında aşının yan etkisi nedeniyle hayatını kaybedenler milyonda 1-2 kişi civarında.
İşte bu nedenlerle her isteyene aşı uygulanmıyor. Zaten bu aşı dünyanın hiçbir yerinde piyasada satılmıyor. Risk görüldüğü zaman ülkelerin sağlık bakanlıkları alacakları kararla uygulamaya başlıyorlar.
Amerikan Sağlık Bakanlığı, kendi halkı için yeterli aşı stoklarken, dünyanın başka bir yerinde çıkabilecek salgın riskine karşı aşı desteğinde bulunma kararı da almış durumda.
Şu anda aşı için paniklemenin anlamı yok. Amerika'da Beyaz Saray'dan yapılan açıklamaya göre İsrail sadece askeri personelini ve sağlık görevlilerini aşılamış durumda. İngiltere'de toplam aşılanmış kişi sayısı 1000 civarında. Dünya Sağlık Örgütü ve ülkelerin sağlık bakanlıkları bu konuyu yakından izliyorlar. Böyle bir tehlike anında dünyanın tüm ülkeleri bu konuda güçbirliği yapacaktır. Bulaşıcı hastalıklar ülkelerin kendi sağlık sorunu olarak kısıtlı kalmaz. Diğer ülkeler de sorun kendilerine sıçramasın diye bulaşıcı hastalığı görüldüğü yerde yok edebilmek için çaba göstermektedirler.