Paylaş
Diyaliz suni böbrek demek. Böbrekleri sağlıklı çalışmayan kişiler haftada 3 gün, 4’er saat diyaliz cihazına bağlanıyor. Diyaliz cihazı aynen böbreğin yaptığı gibi zararlı maddeleri hastanın kanından uzaklaştırıyor. Dolayısıyla bu, hastalar için yaşamsal bir tedavi. Depremin yıkıcı etkisi elbette diyaliz merkezlerini de vurdu. Hasar alan diyaliz merkezlerinin cihazları kullanılamaz hale geldi. Üstelik sorun sadece mevcut hastaları ilgilendirmiyor.
Çünkü enkaz altında kalanlarda da böbrek hasarı gelişebiliyor. Enkaz altında susuz geçirilen saatler, insanların böbreklerine hasar veriyor. Bu nedenle kurtarma aşamasındayken, kişi göçük altında bile olsa koluna ulaşılabiliyorsa, hemen serum takıp vücudun su ihtiyacını karşılamaya çalıştı ekipler. Ancak böbreğe en büyük zararı susuzluk değil ‘crush (ezilme) sendromu’ veriyor. Türk Nefroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Alaattin Yıldız “Göçük altında kaslar eziliyor ve ezilen kaslardan açığa çıkan maddeler böbrekleri bozuyor, böbrek fonksiyonları tamamen durma noktasına bile gelebiliyor” diyor.
Ani ölümlerin sebebi
Prof. Yıldız, ezilme sonucu kaslardan çıkan potasyumun yükselmesi sonucu oluşan kalp durmasının, deprem sonrası ortaya çıkan ani ölümlerin önemli sebeplerinden biri olduğunu anlatıyor. Bu nedenle artan potasyumu hızla vücuttan uzaklaştırıp kalbi korumak adına ezilme sendromu yaşayanlarda hızla diyalize ihtiyaç duyuluyor. Dolayısıyla deprem bölgesinde diyalize duyulan ihtiyaç arttı. Prof. Dr. Yıldız, Hatay-Dörtyol gibi bazı bölgelerdeki diyaliz merkezlerinde yıkım olduğunu söylüyor ve anlatıyor: “Hastaları diyetleri konusunda sıkıca tembihleyerek diyaliz tedavilerinin süresi ve sıklığı azaltıldı. Merkezlerin 24 saat boyunca kesintisiz çalışması için hızlı bir şekilde organize olduk. Deprem bölgesi için gönüllü listeleri oluşturduk, nefrologlar ve diyaliz hemşireleri bölgeye gitti. Ayrıca seans sayısı çok arttığı için tedavide kullanılan malzemelere ihtiyaç artmıştı. Onların temini konusunda destek olduk.”
‘Civar illere gittiler’
Bölgeye dair son durumu sorduğum Türk Böbrek Vakfı Başkanı Prof. Dr. Timur Erk “Deprem bölgesinde yaklaşık 8 bin diyaliz hastası vardı.
Bu grup içerisinde 1.000 hasta kendi şehirlerinde hizmet alamamaya başladı ve bu hastalar civar illerde diyaliz tedavisi yapan merkezlere gönderildi. Biz de bu hastaların koordinasyonunda destek sağladık” diyor.
‘12 gün diyaliz’
Enkaz altında ezilme sendromu yaşayan hastaların kurtarıldıktan sonra 11-12 gün boyunca 24 saat kesintisiz diyaliz tedavisi almaları gerektiğinin de hayati olduğunu anlatıyor Prof. Dr. Erk: “1.600 civarında crush sendromu yaşayan hastanın, 1.200’ü akut böbrek yetmezliğine dönüştü. Bu hastalar deprem bölgesinde veya çevre illerdeki diyaliz ünitelerinde 11-12 gün, 24 saat aralıksız diyaliz tedavisi aldı. Bu sayede birkaç komplikasyon dışında bu hastalar hayata döndürüldü.”
Prof. Erk, Sağlık Bakanlığı’nın koordinasyonunda, vakıf olarak bölgeye 10 üniteli bir diyaliz merkezi kurmak üzere hazırlıklara başladıklarını da paylaştı.
Tankerlerle su
Nefroloji profesörü Dr. Siren Sezer diyaliz cihazlarının çalışması için su ve elektrik gerektiğini anlatıyor: “Diyaliz tedavisinde hasta başına yaklaşık 200 litre kadar su kullanılır. Bazı şehirlerde elektrik ve su verilemedi. Elektrik kesildiğinde jeneratörler devreye girdi, sular kesildiğinde tankerlerle su getirildi. Ufak aksamalar ve hasta yoğunluğundan zorlanılan anlar olsa da hastalar mağdur edilmeden süreç yönetildi.”
Paylaş