Tatil şart

Tatil sadece bedenin dinlenmesi için değil ruhun dinlenmesi için de şart. Tatil yapmayı, uzun bir yolculuk yaparken mola vermeye, mola sırasında hava alıp dinlenip yola devam etmeye benzetebilirsiniz. Mola vermeden yapılan uzun yolculuklarda nasıl insan bitap düşerse, uzun süre mola vermeden çalışınca da insanlarda “tükenmişlik sendromu” görülebilir.

Haberin Devamı

Danışan: Tatile çıkacak ne zamanım ne de param var. İşlerim çok yoğun, ödemelerim çok fazla. Böyle bir durumdayken de tatil filan düşünecek halim yok. ‘Bu yaz da tatil yapmayıverelim’ diyorum eşime ama kıyameti koparıyor; ‘tatil yapmazsak hastalanırız, bünyemiz kaldırmaz, tükenmişlik sendromu yaşarız, sonunda hiç işe gidemeyiz’ diyerek beni korkutmaya çalışıyor.
Beni zorla tatile götürmek istiyor. Bir yerde haklı, zor ve stresli bir işim var ama idare etmek zorundayım. İdare edemez miyiz acaba? Tatil yapmak gerçekten şart mı?
Dr. Başak: Tatil sadece bedenin dinlenmesi için değil ruhun dinlenmesi için de şart. Tatil yapmayı, uzun bir yolculuk yaparken mola vermeye, mola sırasında hava alıp dinlenip yola devam etmeye benzetebilirsiniz.
Mola vermeden yapılan uzun yolculuklarda nasıl insan bitap düşerse, uzun süre mola vermeden çalışınca da insanlarda “tükenmişlik sendromu” görülebilir.
Danışan: Tükenmişlik sendromunu duyuyorum ama ne demek olduğunu tam bilmiyorum.
Dr. Başak: Kısaca, hayatın yoğun talepleri sonucunda ruhsal ve fiziksel açıdan enerjinin tükenişi olarak tanımlanabilir.
Tükenmişlik psikolojisi üzerinde çalışan psikolog Dr. Christina Maslach, tükenmişliği, duygusal ve fiziksel bitkinlik, kişisel başarının azalması ve duyarsızlaşma olarak üç boyutta tanımlıyor.
Dr. Maslach’ın tanımına göre, tükenmişlik yaşayan kişi, fiziksel ve ruhsal çöküntü yanında yaptığı işe dair isteğini, hevesini tüketir, işe ve kendine karşı olumsuz, alaycı, şüpheci bir tavır içine girer.
Danışan: Evet, benim de işle ilgili zaman zaman böyle düşüncelerim oluyor ama dayanmaya çalışıyorum.

TÜKENMİŞLİK SENDROMU 4 AŞAMADA GERÇEKLEŞİYOR

Dr. Başak: Tükenmişlik sendromu üzerinde çalışan psikologlar, tükenmişliğin bir gecede ortaya çıkmadığını, yavaş yavaş, aylara yayılan bir süreç olarak dört aşamada geliştiğini söylüyor:
1. Aşama: Kişi, ağır iş yükü, aşırı stres ve yoğun taleplerle baş etmeye çalışıyor. Bir süre sonra işi, kişisel ihtiyaçlarının önüne geçiyor. Kendi ihtiyaçlarını önemsemeden idare edebileceğine inanıyor.
2. Aşama: Yorgunluk kronikleşiyor ve rutin yapılan işlerin üstesinden gelebilmek için eskisinden daha fazla enerji gerekiyor. Uykusuzluk, baş ağrıları gibi şikayetler artıyor, fiziksel ve duygusal bitkinlik başlıyor.
3. Aşama: İşe karşı duyarsızlık, ilgisizlik, kendini işe ait hissetmeme, işe karşı alaycı ve olumsuz bir tutum gelişmeye başlıyor. Kişilere karşı olumsuz tavırlar ve işin performansında düşme gözleniyor.
4. Aşama: Kas ağrıları, baş dönmesi, uyku problemleri, dinlenememe, baş ağrıları, aşırı yorgunluk gibi bedensel sıkıntılara, çaresizlik, nefret, kaçınma duyguları gibi psikolojik sıkıntılar eşlik ediyor.
Yorgunluk ağırlaşıyor, en ufak bir efor bile gözde büyüyor. Kişi dinlenmeyi, başka işlerle meşgul olarak eğlenmeyi denese bile gevşeyemiyor.
Danışan: Fiziksel olarak çok yorulduğumu farkındayım ama dayanabilirim diye düşünüyordum. Dayanmaya çalışırken etrafımdakilere karşı da daha az sabırlı ve sinirli olduğumu söylüyorlar. Bu da hoş değil tabi.
Dr. Başak: Aşırı ve yoğun çalışma temposu yüzünden kişisel ihtiyaçlarını gideremeyen kişi bir süre sonra doğal olarak kendini çaresiz, umutsuz, isteksiz ve kızgın hissetmeye başlar.
Çalışmaktan kendine zaman ayıramadığında, dinlenemediğinde, bu olumsuz duygularla baş etmek daha da zorlaşır. Zaman içinde bu olumsuzluklar kronikleşir ve duygusal tükenmeye yol açar.
Duygusal tükenme yaşayan kişi kendi ve diğer insanların sorunlarını çözmede kendini güçsüz ve yetersiz hisseder, üzerindeki duygusal yükü hafifletmek için kaçış yolunu kullanabilir.
İnsanlarla ilişkilerini minimum düzeye indirmek isteyebilir ya da başkalarının hislerine ve duygularına kayıtsız kalmaya çalışabilir.

TÜKENMİŞLİK SENDROMU YAŞADIĞIMI NASIL ANLARIM

Danışan: Çok yorgun eve gelince kimseyle konuşmak, sosyalleşmek istemiyorum, bu doğru. Peki benim yaşadığım sadece stres olamaz mı? Yaşadığımın tükenmişlik sendromu olup olmadığını nasıl anlarım?
Dr. Başak: Tükenmişlik sendromu yaşayan kişilerde yoğun stres gözlense de her stres yaşayan kişi tükenmişlik sendromu yaşamayabilir. Ayrıca stres semptomları genellikle fizikseldir, duygusal değildir. Diğer yandan tükenmişlik sendromunda duygusal çöküntü vardır.
Stres yaşayan kişiler daha aceleci ve hiperaktif davranışlar sergiler. Tükenmişlik yaşayan kişi ise kendini çaresiz hisseder ve harekete geçmek onlar için güçtür.
Psikolog Dr. Maslach, kişilerde tükenmişliği değerlendirmek için bir inventör geliştirmiş. Aşağıdaki durumları her gün ne kadar hissettiğinizi sorgulayarak, kendinizi değerlendirebilirsiniz.
* İşimden dolayı duygusal olarak bitmiş hissediyorum.
* Sabahları uyandığımda yeni bir iş gününe başlamak için enerjim yok, kendimi yorgun hissediyorum.
* İşe başladığım ilk günlere göre daha ilgisizim.
* İşime hevesim azaldı.
* Yaptığım işin bir işe yaradığı konusunda emin değilim.
* Yaptığım işin önemi ve gerekliliği hakkında şüphelerim var.
Danışan: Bu saydıklarınızın çoğunu yaşıyor gibiyim. Eşim haklı mı acaba? Peki kendi kendine geçmez mi?
Dr. Başak: Biraz önce de söylediğim gibi, uzun süre dinlenmeden, tatil yapmadan çalışmak fiziksel ve ruhsal çöküntüye neden olabilir ve bu konuda bir şey yapmazsanız maalesef kendi kendine de geçmez.
Hatta daha ciddi problemlere neden olabilir; aşırı yorgunluk, uykusuzluk, ilişkilerde problemler, kaygı bozuklukları, depresyon, alkolizm, kalp hastalıkları, strese bağlı hastalıklar, obezite, bağışıklık sisteminin zorlanması ve buna bağlı olarak hastalıklara karşı direncin düşmesi vb.
Danışan: Tatil yapmak şart öyleyse.
Danışan: Çoğu insan, çok çalışmanın kötü değil, tam tersine iyi bir şey olduğuna inanır. Bu nedenle hiç durmadan, dinlenmeden çalışır, çalıştıkça mutlu olur. Hatta tatile gidince daha huzursuz olur, suçluluk hisseder.
Ama bu tempoda uzun süre çalışmak sizi belki başarılı yapar ama uzun vadede sağlığınıza zarar verir.
Bu nedenle hayatınıza mutlaka küçük molalar almalısınız ve 1-2 gün bile olsa tatil yapmalısınız.
Tatil illa çok paralar harcayarak uzun seyahatler yapmak anlamına gelmez.
Unutmayın ki günlük hayatın rutini dışında yaptığınız her aktivitede beyniniz ve vücudunuz mola vermiş olacak.

Haberin Devamı


Not: Psikoterapi diyaloglarında yer alan konular ve kişiler gerçek değildir. Örnek oluşturmak amacıyla kurgulanmış hikayelerdir. Bu diyaloglarda kullanılan bilgiler ise bilimsel esaslara dayanmakla beraber genel bilgilendirme ve tavsiye niteliğindedir.

Yazarın Tüm Yazıları