Paylaş
Danışan: Yaz başında diyete başladım ve gayet güzel kilo verdim. Son iki haftadır o kadar çok yiyorum. Bütün emeklerim boşa gitti. Kendime çok kızıyorum. Kızdıkça daha da çok yiyorum.
- Dr. Başak: Bazı insanlar kendilerini kötü hissettiklerinde hemen bir sigara yakar, bazıları içki içer, bazıları alışveriş yapıp hiç istemediği kadar para harcar, bazıları da kendini yemeğe verir.
Danışan: Sigara ve içki yok ama ben yemekle mutlu olanlardanım. Bir şeyler yemek beni her zaman daha iyi hissettirir. Özellikle birine kızmışsam o sinirle ne bulursam ağzıma tıkıştırırım. Üzgünsem de canım tatlı bir şeyler yemek ister.
- Dr. Başak: Çünkü o an kendinizi çok iyi hissedersiniz.
Danışan: Kesinlikle. Adeta kendimden geçerim. Ama sonrasında pişmanlıklar başlar, kendime kızarım. Çok abarttıysam kendimden nefret ettiğim bile olur. İşte size bu nedenle geldim. Kendimi bu şekilde kontrolsüz yemekten kurtarmak istiyorum.
Sanırım buna “duygusal yemek” deniyormuş. Duygularım allak bullak olduğunda yiyeceklere saldırmak istemiyorum.
- Dr. Başak: Olumsuz duygularınızla baş edebilmenin sağlıklı yollarını öğrendiğinizde kilo problemi de yaşamazsınız. Problem yaşayanların çoğu kendilerini daha iyi hissetmek için yerler, aç oldukları için değil.
Danışan: Onu ben de fark ettim. Acıkınca yediklerimle sinirli veya üzgün olunca yediklerim arasında bile kalite farkı var. Acıkınca sağlıklı bir insan gibi sebzemi, etimi, yoğurdumu yiyorum ve gayet tok ve mutlu bir şekilde masadan kalkıyorum. Ne zaman ki kendimi kötü hissedeyim, işte o zaman ne yediğimi gözüm görmüyor, kontrol kalkıyor.
- Dr. Başak: Öyleyse ilk adım, olumsuz ruh halinizin farkına varmak ve adım adım bu ruh haliyle baş etmenin sağlıklı yollarını öğrenmek.
Danışan: Ama bazen öyle şeyler oluyor ki benim kontrolümün dışında. Birisi size bağırınca kötü hissedersiniz, bunu engelleyemezsiniz ki. Yani patron bana haksız yere bağırırsa ben bu durumla nasıl “sağlıklı” baş ederim? Herkes üzülmez mi?
- Dr. Başak: Evet üzülür ama dereceleri farklıdır. Onun size bağırması konusunda bir şey yapamazsınız ama o bağırdığı zaman yaşadığınız ruh halinizle ilgili birçok şey yapabilirsiniz.
Danışan: Nasıl?
- Dr. Başak: Karşımızdaki insanları veya olayları değiştiremesek bile onlarla ilgili düşünce ve duygularımızı değiştirebiliriz. Diyelim sokağınızda bir dilenci var ve akli dengesi yerinde değil. Gelene geçene küfür ediyor. Bu adamın yanından gün boyunca birçok insan geçiyor. Adam herkese aynı şekilde küfür etse de insanların adama karşı düşünceleri, duyguları ve davranışları, tepkileri farklı olacaktır.
Danışan: Bana biri küfür etse çok kızarım.
- Dr. Başak: Kızdığınıza göre aklınızdan ne geçer?
Danışan: “O kim oluyor” şeklinde bir şey herhalde.
- Dr. Başak: Başka birinin aklından ise “bu küfürler ne kadar ayıp” diye geçebilir. Böyle düşündüğü için utanç duygusu duyabilir veya “bu adam çok tehlikeli, bana saldırabilir” diye düşünen kişi korku yaşar. “Ah zavallım, kafayı sıyırmış” diye düşünerek, acıyan da olabilir.
Danışan: Yani, ben de “adam kafayı sıyırmış” diye düşünseydim, kızgınlık duymayacaktım onun yerine adama acıyacaktım.
- Dr. Başak: Çok doğru. Yani düşüncelerimiz duygularımıza yön veriyor. Olumsuz duygulara saplandığımızda, kendimizi iyi hissetmenin yollarını bulamadığımızda, asıl problem çoğu zaman düşünce yapımızdan kaynaklanıyor. Olaylarla, kişilerle ilgili düşüncelerimizi, yanlış olduğunu farkına bile varmadan aklımızdan yüzlerce kez tekrarlıyoruz ve en sonunda bize gerçek gibi gözükmeye başlıyor.
Düşüncemizi değiştirmediğimiz sürece olumsuz duygularımızı da değiştiremiyoruz. Kendimizi çaresiz hissediyoruz. İşte böyle zamanlarda iyi hissedebilmek için bir şeyler yemek tek çare gibi gözüküyor.
Öyleyse nasıl düşündüğümüz, düşüncelerimizin doğru olup olmadığı çok önemli. Şimdi sizin verdiğiniz örneğe gelelim. Patron size haksız yere bağırdığında kendinizi kötü hissettiğinize göre ne düşünüyordunuz?
Danışan: “Beni aşağılıyor, benim değerimi anlamıyor”...
- Dr. Başak: Bu düşünceler doğru olabilir de, olmayabilir de. İsterseniz önce bunu sınayalım.
Danışan: Nasıl yani?
- Dr. Başak: Yani sizin değerinizi gerçekten anlamıyor olabilir ya da siz öyle yorumluyor olabilirsiniz. Problemin ne olduğunu anlarsak çözmemiz daha kolay olur.
Eğer sizin değerinizi gerçekten anlamıyorsa, bununla ilgili ne yapmanız gerektiğini konuşmamız, bu problemin çözümünü aramamız daha doğru olur:
Sizin değerinizi daha iyi anlaması için neler yapabilirsiniz? Ya da “benim değerimi anlamıyor” düşüncesi sadece sizin yorumunuzdur.
Danışan: Düşüncemin doğru olup olmadığını nasıl anlayacağım?
- Dr. Başak: Karşımızdakinin aklını okuyamayacağımıza göre düşüncemizi test etmek için kendimize bazı sorular sorabiliriz. Değerimi anlamadığına dair elimde başka ne kanıtlar var? Benim değerimi anladığına dair kanıtım var mı? Bağırmasının başka ne nedenleri olabilir?
Patronumla ilişkimde tamamen objektif miyim? Resmin tümüne bakıyor muyum? Bu durumda kendime söyleyebileceğim daha gerçekçi bir cümle var mı?
AÇ DEĞİLKEN ELİNİZ YEMEĞE GİDERSE KENDİNİZE NE HİSSETTİĞİNİZİ SORUN
Danışan: Bütün bu soruları sorduğumda düşüncem biraz değişebilir doğrusu.
- Dr. Başak: Nasıl düşünürdünüz?
Danışan: “Bana değer verdiğini biliyorum ama bugün biraz sinirli galiba” diye düşünürdüm.
- Dr. Başak: Peki böyle düşündüğünüzde nasıl hissederdiniz?
Danışan: Bu kadar kızgın hissetmezdim. Kendimi de suçlamazdım. Kendime güvenim artardı.
- Dr. Başak: Kendinize güvendiğinizde, kendinizi daha çok sevdiğinizde, özet olarak daha iyi hissettiğinizde de yemek yeme ihtiyacınız olmazdı sanırım.
Danışan: Kesinlikle olmazdı. Hatta o zamanlar diyet yapmak için daha da motive oluyorum. Kendime güvenim gelince spor filan bile yapıyorum.
- Dr. Başak: İşte amacımız da bu! Bugün öğrendiğiniz teknikleri uygularsanız, zamanla düşünce, duygu ve yeme davranışınız arasındaki ilişkiyi anlayacaksınız ve olumsuz duygularınızla sağlıklı yollarla başetmenin çok da zor olmadığını göreceksiniz.
Bugünden itibaren, eliniz, aç olmadığınız halde yememeniz gereken bir yiyeceğe gittiğinde kendinizi durdurun ve hemen kendinize ne hissettiğinizi sorun.
Sonra bu hislerinize neden olan düşüncelerinizi anlamaya çalışın ve bu düşüncelerinizin doğru olup olmadığını test edin.
Ortada gerçek bir problem var ise, bu problemi nasıl çözebileceğinize kafa yorun, çaresiz olmadığınızı hatırlayın. Kendinizi kötü hissettiğinizde bir süre daha alışkanlık olarak hemen bir şeyler yeme ihtiyacınız olabilir.
Ama hemen yılmayın. Alışkanlıkları değiştirmek kolay değildir. Bunun için niyetli olmak ve kararlı bir şekilde çalışmak gerekir. İyi şanslar!
Psikoterapi diyalogları, yaşanmış hikayelerden esinlenerek, psikoterapi sürecinde kullanılan yöntemlere örnek oluşturmak amacıyla yaratılmıştır. İçeriği psikolojideki bilimsel gelişmelere paralel olmakla beraber genel bilgilendirme ve tavsiye niteliğindedir.
Paylaş