Paylaş
Bugün birçok ülkede eğitimciler ve psikologlar karma eğitimin faydalı olup olmadığını ortaya çıkarabilmek için bilimsel araştırmalar yapmaya devam ediyorlar. Bu konuyu araştırmalarının amacı şu sorulara cevap bulabilmek:
1- Öğrenmeyi maksimuma çıkaran etkenler neler?
2- Eğitim kalitesi hangi formatta artıyor?
3- Hangi format kızların ve erkeklerin daha özgüvenli, başarılı ve sosyal birer birey olmasına katkıda bulunuyor?
4- Beraber eğitim görmenin kızların, akademik ve psikolojik gelişimi ve performansı üzerinde etkileri neler?
5- Beraber eğitim görmenin erkeklerin akademik ve psikolojik gelişimi ve performansı üzerinde etkileri neler?
6- Ayrı okumanın avantajları ve dezavantajları neler?
Bu sorular ışığında yapılan araştırmalar kızlar ve erkeklerin akademik performanslarını ve okul içi davranışlarını karşılaştırıyor. Yıllar içinde yapılan çeşitli araştırmaların bulguları şöyle:
CİNSEL İSTİSMAR KONUSUNDA FARKINDALIK ARTIYOR
- Cinsiyet rolleri, yani kadın ve erkeğin sosyal ortamlardaki davranışları, tavırları, tutumları öğrenilir, biyolojik değil. Çocuklar, kadın olmak, erkek olmak ne anlama gelir, beklentiler neler vs. etrafındaki yetişkinlerden ve yaşıtlarıyla yaşadıkları sosyal ilişkilerden öğreniyorlar.
- Kadın ve erkek biyolojisinde, en başta hormonlarda farklılıklar var. Bazı araştırmalar beyin yapılarında da farklılıklar olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla kız ve erkeklerin sosyal davranışları ve öğrenme stilleri farklılıklar gösterebilir. Bu noktada, beraber eğitimin avantajı, farklılıkları küçük yaştan itibaren öğrenmek ve adapte olmak.
- Beraber eğitim aldıklarında, erkekler, kızların sosyal ilişkilerdeki uygun/doğru davranışlarını model alıyor, daha hassas olmayı, açık iletişim kurmayı öğreniyorlar. Kızlar ise erkeklerden daha atılgan, isteklerini dile getirebilen, itiraz edebilen, kendini koruyabilen bireyler olmayı öğreniyorlar.
- Beraber eğitim aldıklarında, karşı cinse nasıl davranılması gerektiğini, uygun olan uygun olmayan davranışların neler olduğunu öğreniyorlar. Bu sayede cinsel istismar, taciz, zorbalık gibi konularda farkındalıkları artıyor ve özellikle kızlar kendilerini koruyacak beceriler öğreniyorlar.
KARMA EĞİTİM ERKEKLERİN BAŞARILARINI ARTIRIYOR
- Kızlarla beraber okuduklarında erkeklerin akademik başarıları belirgin bir şekilde artıyor.
- Kızlarla beraber okuduklarında erkekler, daha az agresif davranışlar sergiliyorlar.
- Tel Aviv’de yapılan bir araştırma, lise seviyesinde, kızların daha fazla olduğu sınıflarda, genel akademik başarının daha yüksek olduğunu gösteriyor.
- Kızların fazla olduğu sınıflarda öğretmenler daha az yoruluyor, öğrenciler derslerin akışından, öğrenme sürecinden daha fazla tatmin oluyor.
- Üniversitede ve iş dünyasında kızlar ve erkekler birbirleriyle iletişim içine girmek, aktivitelere katılmak, takım şeklinde çalışmak zorunda. Beraber eğitim aldıklarında üniversiteye ve iş hayatına psikolojik ve sosyal anlamda daha donanımlı ve hazırlıklı başlıyorlar. Karşı cinsle ilişkilerinde daha özgüvenli davranıyorlar ve bu genel başarılarını olumlu etkiliyor.
- Anne-babalara sorulduğunda, tercihlerini karışık okullardan yana kullanıyorlar ve “kız ve erkek karışık okullar, toplum içindeki çeşitliliği daha gerçekçi yansıtıyor” diye düşünüyorlar.
- Kanada’da yapılan bir araştırmada “etrafımda karşı cinsten biri olduğunda fikirlerimi güvenle söyleyebiliyorum” diyen çocukların çoğunluğu, karışık okullardan geliyor.
CİNSİYET AYRIMCILIĞI TOPLUMLARA ZARAR VERİYOR
1990’lı yıllarda yapılan araştırmalar, karma okulların özellikle kızlar için çok iyi bir seçim olmadığını, kızların erkeklerle beraber eğitim aldıklarında faydadan çok zarar gördüklerine işaret ediyordu. Araştırmalara göre, kız okullarında okuyan kızlar matematik, kimya, fizik derslerinde daha başarılı oluyorlar, daha rekabetçi oluyorlar, eğitimlerine daha fazla önem veriyorlar ve aralarından daha çok kadın lider çıkıyordu. Özet olarak, etraflarında erkek olmadığında kızlar daha başarılıydı.
Kadın, erkeğin dominant olduğu toplumlarda sadece eğitim hayatında değil, aile içinde, iş dünyasında, siyasette, sosyal ortamlarda da aktif rol üstlenemiyor. Ne yazık ki kültürel yapı buna müsaade etmiyor. Bu toplumlarda kadınlara atfedilen tipik rol daha pasif ve erkeğin bir adım arkasında. Kadın çok çalışıyor, başarılı oluyor, aile bütçesine katkıda bulunuyor ama kayınvalidesi “Bu kadar çok çalışırken oğluma yeteri kadar zaman ayırabiliyor musun peki?” diye kadını sorguluyor. Komşuları “kadınlıktan çıkmış” diye küçümsüyor, erkekler “bıyıklı kadın” gibi isimler takıyor. Erkek dominant bir dünyada kadının çok çalışması, üretmesi değerli olarak algılanmıyor.
Oysa son yıllarda yapılan birçok araştırma gösteriyor ki kadınlar, katılım gösterdikleri, aktif oldukları her alanda belirgin şekilde pozitif farklılık yaratıyorlar. Bu fark, gelişmiş toplumlarda net bir şekilde gözleniyor. Durum böyle olunca kadınların arka planda kalmasının, cinsiyet ayrımcılığının toplumlara zarar verdiği gerçeği, çözülmesi gereken önemli bir problem olarak ortaya çıkıyor.
Bu sorun sınıflarda da benzer şekilde yaşanıyor. Bunu farkında olan eğitimciler ve psikologlar kızların cinsiyet ayrımcılığından zarar görmesini engellemenin yolunun, kızları ve erkekleri ayırmak kadar basit olmadığını, hayatın içinde ayrı yaşanmadığına göre okullarda ayrı zaman geçirmenin ideal bir çözüm olmadığını belirtiyorlar.
BİRBİRİNDEN AYIRMAK DOĞRU BİR ÇÖZÜM DEĞİL
Son yıllarda birçok ülkede kızlara ve erkeklere ayrı eğitim vermek yerine onlara eşit imkanlar sunmak, cinsiyet rollerinin eğitime zarar vermesini engellemek, kız ve erkekler arasındaki farklılıkları gözeterek maksimum öğrenmeyi sağlamak için çalışmalar başladı. Ders kitapları gözden geçirildi, cinsiyet ayrımcılığı içeren ifadeler değiştirildi, kadın ve erkek rollerindeki önyargılar ortadan kaldırıldı.
Eğitimde gerçek anlamda bir eşitlik sağlanabilmesi için, kızlar ve erkeklerin farklı öğrenme stilleri ve farklı biyolojik yapıya sahip olduklarının, farklı cinsiyet rollerinin olduğunun göz önünde tutulması gerekir. Gelişmiş toplumlarda eğitimin ana hedefi, kızlar ve erkekler arasındaki farklılık ve benzerliklerin farkında olup, bunu sınıf ortamını zenginleştiren, öğrenmeyi pekiştiren, psikolojik, sosyal, akademik olarak eşit bir şekilde gelişmelerini sağlayan bir fırsata çevirmektir. Bu farklılıklardan dolayı birbirlerine zarar vermelerini engellemek için onları birbirinden ayırmanın doğru bir çözüm olmadığı bugün birçok bilimsel araştırma tarafından gösterilmiştir.
Paylaş