Paylaş
Danışan: İnsan içine çıkmak, tanımadığım insanların arasında olmak bende müthiş bir heyecan yaratıyor.
Elim titriyor, kalbim çarpıyor, yüzüm kızarıyor. Başkaları bunu fark edecek diye o kadar geriliyorum ki anlatamam. Doğal olarak gerilince kalbim daha da hızlı çarpmaya başlıyor.
Bu nedenle çoğunlukla evde yalnız başıma kalmayı tercih ediyorum. En huzur duyduğum yer evim. Bana kalsa hiç çıkmayacağım ama maalesef mümkün değil.
İşe gitmem gerek, alışveriş yapmam gerek, ailemi ziyaret etmem gerek. İşim gereği odamda akşama kadar tek başıma kalabiliyorum, işimi iyi yaptığım sürece kimseyle muhatap olmak zorunda değilim.
İnsanlarla karşılaşmamak için elimden ne gelirse yapıyorum, örneğin yemekhaneye gitmiyorum, kendi başıma odamda yiyorum. Ama artık eskisi gibi idare edemeyeceğim, bu hafta yeni bir işe atandım. Daha doğrusu terfi oldum ama buna sevinemiyorum bile, çünkü sık sık başkalarıyla toplantı yapmam gerekecek. Bir de sunum yapmam gerekecekmiş ki bunu düşününce bile bayılacak kadar heyecanlanıyorum.
İşi kabul etmesem diye bile düşündüm ama bunun nedenini kimseye anlatamam. Ne yapacağımı bilemiyorum, çok çaresizim. Bu yaşta hâlâ bu kadar utangaç olduğum için kendime çok kızıyorum.
Bu heyecanlardan, utangaç hallerimden kurtulmak istiyorum ama bunun mümkün olabileceğine emin değilim.
Dr. Başak: Anladığım kadarıyla sosyal ortamlarda yoğun kaygı yaşıyorsunuz ve bu çeşitli ortamlardan kaçmanıza neden oluyor.
Öncelikle belirtmem gerekir ki; bunun yaşla hiçbir ilgisi yok. Her yaştan, cinsiyetten, meslekten, eğitimden insan sosyal kaygı yaşayabilir ve bu problemin üstesinden gelmek için yardım alabilir.
Bazı insanlar bunun psikolojik bir sıkıntı olduğunu ve iyileşebileceklerini düşünmez, kişiliklerinin böyle olduğunu, mizaç olarak ‘utangaç’ olduklarını ve değişemeyeceklerini düşünür ve yıllarca bu problemle yaşamaya devam ederler.
Oysa bilişsel ve davranışsal terapi (kognitif terapi) ile bu problemin üstesinden gelmek çok kolaydır.
Danışan: Ben de utangaç olduğumu ve bunu değiştiremeyeceğimi düşünüyordum.
Terfi alınca en yakın arkadaşımla konuştum, ona işi bırakmayı bile düşündüğümü söyledim.
O da bana, bir arkadaşının benzer sıkıntıları olduğunu ve terapi sonrasında çok değiştiğini, şu anda çok daha rahat olduğunu söyledi. Bana anlatır mısınız terapi nasıl yardım edecek?
KORKU VE KAYGILARIN ORTAK BİR ÖZELLİĞİ VAR
Dr. Başak: Tüm korku ve kaygıların ortak bir özelliği vardır. Kaygı veya korku yaşayan kişi, bir sonraki anda başına kötü bir şey geleceğini düşünür. Düşünmekle kalmaz, yaşayacağını düşündüğü, inandığı sahne gözünün önüne gelir.
Kişi buna kendini o kadar inandırır ki, yaşayacağını kurguladığı senaryolar ona gerçek gibi gözükmeye başlar. Terapi sırasında bu düşünceleri, size gerçek gibi gözüken senaryoları ortaya çıkarıp gerçek olup olmadıklarını test edeceğiz.
Kafanızda canlandırdığınız, gerçek olmayan ve kaygılanmanıza neden olan düşüncelerinizin yerine, daha gerçekçi, ortamlarda daha rahat hissetmenize yardım eden yeni düşünceler bulmaya çalışacağız.
Sizi ele alalım. Yemekhaneye gidemediğinizi söylediniz. Bu konuda biraz daha konuşabilir miyiz? Neden gidemiyorsunuz? Giderseniz ne olacağını düşünüyorsunuz?
Danışan: Kapıdan girer girmez herkesin bana bakacağını düşünüyorum.
Dr. Başak: Herkes size bakarsa ne olur?
Danışan: Ne kadar çekingen ve utangaç olduğumu düşünürler ve benimle alay ederler.
Dr. Başak: Neler söylerler?
Danışan: “Koca adam olmuş oturmayı kalkmayı, konuşmayı öğrenememiş, pısırığın teki, bu işi de hak etmiyor” gibi şeyler söylerler herhalde.
Dr. Başak: Gözünüzün önüne geliyor gibi.
Danışan: Evet, bana bakıp birbirlerine fısıldarlar ve hatta gülerler gibi geliyor.
Dr. Başak: Böyle düşündüğünüzde ne hissediyorsunuz?
Danışan: Yüzüme ateş basıyor, kalbimin atışları hızlanıyor. Belki de kızarıyorum ki bundan da aşırı korkuyorum. Utandığım anlaşılacak diye.
ALAY EDECEKLERİNİ DÜŞÜNÜNCE RAHATSIZ HİSSETMEK NORMAL
Dr. Başak: Aklınıza gelen düşüncelerin ne kadar ‘korkunç’ olduğunu fark ettiniz mi? İnsanları sizinle alay edeceğini düşündüğünüzde bu kadar rahatsız hissetmeniz çok doğal.
Ben de sizin yüzüme bakıp benimle alay edeceğinizi düşünsem kendimi hiç de iyi hissetmem, sizinle aynı ortamda olmak istemem.
Danışan: Evet biliyorum ama elimde değil, hep böyle olacak sanıyorum.
Dr. Başak: Bütün insanlar sizinle alay eder diye mi düşünüyorsunuz?
Danışan: Ailem ve arkadaşlarım değil ama tanımadıklarım edebilir.
Dr. Başak: Neden?
Danışan: Bilmem, belki utangaç olduğum için.
Dr. Başak: Siz utangaç insanlarla alay eder misiniz?
Danışan: Etrafıma o kadar dikkatli bakmam genelde, yani kimler utangaç, kimler değil fark etmem.
Dr. Başak: Dikkat etseydiniz ve utangaç birini görseydiniz alay eder miydiniz?
Danışan: Etmem tabii ki, hayatta kimseyle alay etmem. Çocuk değiliz.
Dr. Başak: Yani çocukken belki edilirdi ama yetişkinlerin birbirleriyle alay etmeyeceğini mi söylüyorsunuz?
Danışan: Kendini bilen bir insan başkalarıyla alay etmez.
Dr. Başak: Peki sizin işyerinizdeki insanlar için ne söyleyebilirsiniz? Kendini bilen insanlar mıdır?
Danışan: Öyle olduğunu düşünüyorum. Ne demek istediğinizi anladım. “Kendini bilen insanlar ise neden seninle alay edeceklerini düşünüyorsun?” diyeceksiniz.
Dr. Başak: Evet, ben de bunu merak ediyordum.
Danışan: Valla şimdi siz böyle sorunca ben de kendi düşüncemi yakaladım, düşüncelerimin pek gerçekçi olmadığını bana gösterdiniz.
Yani ben kendime sürekli ‘alay edecekler’ diyorum ve buna inanıyorum da kim edecek bunu kafamda çok netleştirmemiştim.
BAŞARMAK İÇİN İNANMAK LAZIM
Dr. Başak: Peki, yemekhaneye girerken kendinize “İnsanlar seninle alay edecekler” yerine “Kendini bilen insanlar neden seninle alay etsin” deseydiniz nasıl hissederdiniz?
Danışan: Kaygım azalırdı, daha rahat hissederdim ama buna inanmam lazım.
Dr. Başak: Haklısınız, inanmanız lazım ama inanabilmek için de sizinle bu düşünceyi test edebileceğiniz bazı deneyler yapacağız. İşte bizim terapi sürecimiz bu şekilde gelişecek. Önce kaygınıza neden olan düşüncelerinizi ortaya çıkaracağız ve sonra bunları gerçekliklerini test edeceğiz. Bunu yapabilmek için kaygı duyduğunuz birçok ortamı ele alacağız ve bu ortamda aklınızdan geçen düşünceleri tek tek tespit edeceğiz. Terapi sırasında bazı davranışsal deneyler yapacağız ve siz insanların arasında hiçbir kaygı ve korku duymadan rahat bir şekilde iletişim kurana kadar çalışmalarımıza devam edeceğiz.
NOT:
Psikoterapi diyaloglarında yer alan konular ve kişiler gerçek değildir. Örnek oluşturmak amacıyla kurgulanmış hikayelerdir. Bu diyaloglarda kullanılan bilgiler ise bilimsel esaslara dayanmakla beraber genel bilgilendirme ve tavsiye niteliğindedir.
Paylaş